biliyorsunuz bizde isimlerin sonlarına hitaplar gelir.. mehmet bey, ayşe hanım gibi..
avrupa'da hitaplar isimden evvel gelir.. mr. john, mrs. smith gibi..
aa avrupa yapar da biz taklit etmezsek olur mu?? biz gerici miyiz? irticacı mıyız?? çöl kanunlarına mı tabi olacağız hemen taklit edelim..
efendiler! hemen çıkaralım gerekli kanunu..
bay ismet, bayan nazan olalım.. bir de ne öyle kemal falan arap ismi gibi.. biz onu türkçe yapalım kamal olsun..
arap değiliz biz?? gökten indiği sanılan geriliklere inanmayız..
yüzümüzü ışığa, aydınlığa vs.vs.
--spoiler--
Kemal ismi resmen Kamal olmuş, bu nedenle Atatürke hemen ikinci bir nüfus cüzdanı çıkarılmıştır. Kamal isminin Türkçe, Kemal adının ise Arapça olduğunu söyleyen Doç. Dr. Alkan bu değişikliğin dilde sadeleşmeyle ilgisi olduğuna da dikkat çekiyor ve ekliyor: Dilde özleştirme veya tasfiye hızlanmış, yeni sözcükler icat edilmiştir. Kemalin Kamala dönüşmesinin de hararetli ortamlardaki kazalardan biri olduğu anlaşılmaktadır. Atatürk 1937nin sonuna doğru bu fiili olarak Kamal isminden vazgeçiyor, yazışmalarında tekrar Kemal ismini kullanıyor. Ama öldüğünde kullandığı nüfus cüzdanında Kamal ismi yazıyor. Yani resmi olarak bu isimden vazgeçmiyor.
--spoiler--
hitap şeklinin bir harfle değişmesi, anlamın binlerce şey değişmesi durumudur. ibranice sözlüklerde biraz araştırma yapılırsa ne dediğim anlaşılacak sanırım. kemal olan ismini kamâl ile değiştiren atanın bunu ne amaçla yaptığını uzun süredir merak etmekteyim. önemli bir konudur. bu konu hakkında detaylı bilgi sahibi olmak isteyen aşağıdaki linkleri kullanabilir.