ibrahim kaypakkaya'nın TÜRKIYE'DE KEMALIST IKTIDAR HAREKET/KEMALIST IKTIDAR DÖNEMI/Şafak Revizyonizminin Kemalist Hareket.../Kemalist iktidar Dönemi/ii. Dünya Savaşı Yılları/Savaş Sonrası ve 27 Mayıs Hakkındaki Tezlerinin Eleştirisi (Ocak-Ağustos 1972) yazılarında dile getirdiği benzetme.
"Kemalist diktatörlük, sözde demokratik, gerçekte askeri faşist bir diktatörlüktür."
"Kurtuluş Savaşı'nı takip eden yıllarda, devrimin baş düşmanı Kemalist iktidardır. O dönemde komünist hareketin görevi, hakim mevkiini kaybeden eski komprador burjuvaziye ve toprak ağaları kliğine karşı, Kemalistlerle ittifak değil (böyle bir ittifak zaten hiç bir zaman gerçekleşmemiştir) komprador burjuvazinin ve toprak ağalarının bir başka kliğini temsil eden Kemalist iktidarı devirmek, yerine işçi sınıfı önderliğinde ve işçi-köylü temel ittifakına dayanan demokratik halk diktatörlüğünü kurmaktır."
"Kemalizm kurtuluş savaşının içindeyken emperyalizm ve feodalizm ile uzlaşmaya ve karşı devrimciliği temsil etmeye başlamıştır. Halka ve komünistlere alçakça düşmanlık gütmüş ve onlardan gelen her hareketi gaddarca ezmiştir"
laikliğin her türlü şeye maske edildiği , inançlara gizliden savaş açılmış , kendi gibi düşünmeyeni , kendi gibi düşüncelerini sloganlaştırmayanı düşman ilan edenlerin olduğu cumhuriyetimsi yapı.
moskof ajanı ibrahim yoldaşın zırvasıdır. neymiş kemalist diktatörlükmüşmüş. insanların neye üzülüp neye sevineceklerine, kime acıyıp kimden nefret etmelerine bile bir avuç elit bürokratın karar verdiği komunist sovyetler diktatörlük olmuyor da kemalizm diktatörlük oluyor öyle mi ?
kemalist ordu mustafa suphi ile beraber ardılı olan bu moskof ajanlarının da canına ot tıkamalıydı ki böyle bol keseden savuramayalardı.
beyin ishali olmuş komünist döküntünün hezeyanları, gerçi bir komünist'ten beklenbilecek sözler bunlar. esas üzücü olan atatürkçüyüm deyü geçinen "bazı" dangalakların mahir'i, ibo'yu vs. de sevdiklerini falan söylemeleridir! buyrun işte efendim, o çok sevdiğiniz ibo! ayrıca diyarabakır cezaevinde geberip gitmiştir kendisi! darısı diğerlerinin başına!
amerikanın köpeği olmuş, sosyalizmin tarifini en fazla makarna tarifi kadar yüzeysel bilen, sözde kendi halkını savunma amacıyla, çıkar uğruna isteyerek ve bilerek halkına zarar veren bir milletvekilinin sözü.
keko uydurması. diktatörlük arıyorsanız şu an, etrafınıza bakınız. ben anlamıyorum, bu kekolar değil mi her gün kck davasıyla akpliler tarafından içeriye tıkılan? nedir lan alıp veremediğiniz?
bu ülkede istediği çıkar ortamını gerçekleştirememiş gericiler ile olmayacak duaya amin çabasında olan komünistlerin ve rüya aleminde yaşayan kürt milliyetçilerinin aslında 1938 yılından beri uygulanmamakta olan ya da yanlış uygulanmakta ısrar edilen bir sistemi kemalizm olarak adlandırıp ego tatmin etme çabalarının ürünü cümle. bu arkadaşlara göre islam namına hiçbir olumlu yapının bulunmadığı iran islam cumhuriyeti yada demokrasinin "d"sinin yer almadığı kuzey kore demokratik halk cumhuriyeti demokratiktir, türkiye asla!..
ilk kez cuma hutbesi okuyan cumhurbaşkanını dinsizlikle suçlayarak, inkılaplarını yanlış anlayıp çalışmayanları devlet eliyle beslemeyenleri eşitsizlikle itham eden beyinlerin son dönemdeki öne çıkardığı basit tez.
Kemalist rejim, üniter ulus-devletçi misyonunun gereği olarak, içerde ırkçı-asimilasyoncu bir politika uygulamış, Kürtlerin direnişine devlet baskısı, idam ve katliamlarla cevap vermiştir. Zaten bu ideolojinin temelinde, Anadoludaki Ermeni ve Rum halklarını yok eden ittihat Terakki ulusal katliamcılığı yatmaktadır. Kemalistler bu politikayı aynen devralmış ve sürdürmüşlerdir. 1940lı yıllarda varlık vergisi aracılığıyla azınlıklara uygulanan cezalandırma ve zorla çalıştırma politikası bunun en açık kanıtıdır. Bugün Türkiye Cumhuriyetinin Ermeni katliamını inkârının en büyük nedeni de devraldığı bu katliamcı mirastır.
Kemalist ideoloji, inkılapçı değil, tipik muhafazakâr bir ideolojidir. Kendi devletini ve ideolojik hegemonyasını kurduktan sonraki tüm çabaları, hayatı dondurmak ve değişim yolundaki her gelişmeyi engellemek yolunda olmuştur. Kemalistlerin inkılap dedikleri, kendi karşıdevrimci hegemonyalarını, tüm iktidarlar gibi, bir yandan baskı, diğer yandan rıza yoluyla sağlama almak için girişimde bulunmaktır. Bu ne pahasına olursa olsun yönetimde olmak hırsı, kemalizmi aynı faşizm ve nazism gibi gerçek değil ama yandan çarklı ideolojiler sınıfına sokar.
türkiye de etkisi tüm devlet kurumlarının ruhuna kemalizmin işlemisi şeklinde olmuştur. kurumların başındaki kişiler değişse bile bu değişmeyecektir. hatta küçüklükten itibaren hepimizin ruhuna işlemeye çalışmadılar mı aynı şeyi ? yıllarca kemalizmi eleştirmekten korkmadık mı ? eleştirmek kadar doğal bir hakkı biz korkumuzdan yapamadık. ırakta saddamı, italyada mussoliniyi, suriyede esadı eleştirebiliyor muydu insanlar? hayır. peki neden? bu ideoloji kendisinden farklı düşünenleri silahla bastırmadı mı? e şimdi varın siz düşünün neyin ne olduğunu.