devrimlerin temelini proletarya sınıfının oluşturduğu bilinirse anlaşılabilecek tespittir. kuruluş dönemine bakarsak: seçimle gelmemiş bir lider, seçim öncesi kendisine rakip partileri kapattıran bir lider, devrim adı altında özgürlükleri en uç noktaya kadar kısıtlayan bir lider.
bu liderin ölümünden sonra seçim usülsüzlükleriyle başa geçmiş aynı ideoloji sanılan şeyi devam ettiren bir başka lider.
halkın seçtiği liderlere ülkeyi yönettirmeyen asker basın ve yargı. darbelerin üç ana unsurunu oluşturmuştur.
günümüz de bile devam eden proletarya sınıfıyla en ufak bağlantısı olmayan elit zengin halkı hor gören insanların kemalist olmasıyla ispatlanmış bir tespittir.
sonuç olarak doğru kullanımı kemalist devrim değil kemalist statüko/vesayet/devinim dir.
not: devrim tanımlaması için sosyalizm beginner olmanız yeterlidir. halka dayanmayan devrimlere darbe denir ya da dayatma ya da...
not 2: proletaryayla burjuvayı aynı şey sanan cahiller gidin biraz marx okuyun. marx proletaryayla burjuva sınıfını birbirinin zıttı olarak görür.
not 3: osmanlı da fabrika olmadığını söylemiş cahil okumazsınız sonra millete cahil dersiniz.
- Dikimhane-i Amire(ilk fabrikamız) daha sonra bu fabrika için beykoz ve üsküdar da 2 fabrika daha açılır.. Ahırkapı Fanila fabrikası, Ahırkapı Kereste Fabrikası
-Bursa ipek Fabrikası
-Selviburun kağıt fabrikası
-Beykoz Kâğıt Fabrikası
-Paşabahçe
-beykoz kundura fabrikası
not 4: sosyalistim diye atıp tutan kemalistler neden sosoyalist olmayan kemalizmi savunursunuz bu kadar canhıraş ?
türkiye' de devrim o kadar olur. solcu bir halk vardı da devrim yapacaktı. zaten bu halk padişaha bağlıydı, bilseydiler hilafet saltanat kalkacak o savaşa bile girmezdiler. devrim denir mi bu duruma tartıştışılr. ancak asla kısıtlayıcı ve gerici bir amaç yoktur ancak türk halkının da bir gerçeği, solcu bir halk değildir. muhafazakar ve sağcı bir halk bunları zorlamasan kalkıp devrim yapmazlardı. elit kesime gelince, devrimlerin tutulması ile alakalı, sonuçta özgürlükçü insan köylü olmaz, şehirli olur. cahil olmaz, okumuş olur. elitlik buradan geliyordur.
tek dertleri islamı bitirmek ve müslümanları bölebilmekti,
aramıza ırkçılık hastalığını attılar, bunları yapan ajanlarının anlatıldığı filmlerine oscar veriyor adamlar, gizli bir bilgi değil ki bu *
ve sonrasında böldükleri o toplumlara, cetvelle çizdikleri o sınırlara hep birilerini atadılar, halen de bu atadıklarının aileleri, torunları yönetir o toplumları,
bize de biri görevlendirildi tabi,
hep özlü sözler ona aitti, "geldikleri gibi giderler"miş, neden geldikleri gibi gitsinler ki? nereden geldikleri gibi gittiler ki?
o dönemin en büyük devletleri işgal ettikleri istanbuldan savaşmadan çekildiler, hiç bir cephede, ingiliz, fransız ve ruslarla savaşmadık *
tabi geçmişimizle bağları koparmak lazımdı, padişahı, halifeyi vatan haini diye bilmeliydik ki, gelen kahramanı kabullenmek o kadar kolay olsun, yapılacakları kabul etmek o kadar kolay olsun,
kovuldu ülkeden, hem de kendi görevlendirdiği kişi tarafından, hain bildik,
sonrasını biliyorsunuz zaten, savaştığımız kişilerin, nefret etmemiz gereken kişilerin;kıyafetini, alfabesini, kanununu, tatil gününü, zorla(zorla kısmı çok önemlidir) evet baskıyla kabul ettik,
itiraz etmek mümkün değildi, itiraz edenlerin hepsi asıldı, halen sövüyoruz onlara "vatan haini diye" oysa ki misal çerkez ethem kesinlikle vatan haini değildir, aksine hayatını ortaya koymuş bir vatanperverdir,
idamlara ve istiklal mahkemelerine karşı halk tepki gösterince, menemen olayı gibi tiyatrolar tertiplendi.. ama ne oyunmuş ha, halen etkisi devam ediyor,
sonra bunların sorgulanmaması, konuşulmaması için bir kanun bile çıkarıldı, zira konuşulmaması unutulması gerekiyordu,
komünist memleketlerde bile eşi benzeri görülmemiş propaganda kitapları yazdırıldı, "vurun kahpeye" bunlardan en meşhurudur,
vay be, çerkes ethem bütün karındaşlarını bu vatan için şehit vermişti oysaki, ne zaman ki hilafet kaldırıldı, o zaman anladı mevzuyu, ne düşündü acaba o an, kurtarıcı sandığı kişiden yediği kazık hakkında neler düşündü, kim bilir..
inkılap tarihi denen uydurma propaganda hakkında tam olarak her şey anlatılmıyor olsa da artık ufak ufak ışığı parlamaya başladı gene de,
ne filmler dönmüş, ne filmler.. gerçi filmin sonunda çıkacak kimin ne olduğu, film halen devam ediyor.
Devrim sayılır ama tepeden inmeci bir devrim.
Halk realitesi göz ardı edilmiş ve Cumhuriyetçi kadrolar kendince bir vatandaş ve sistem şekillendirmiş.
Devrim dir ama döneme uygunluğu ve rengi tartışılır.
Ittihatcilerin seçimle falan gelme derdi de yoktu zaten , seçilme zirvalarını geçelim.
Bürokratik ve merkeziyetci bir devrimdir.
Edit: ayrica Kemalizm 2 ci Cumhuriyetçiler döneminde ulusalcı kadronun dotunden uydurduğu bir terimdir.
1 ci Cumhuriyetçiler in yani Jön ve Ittihatcilerin uygulamalarına bu isim uygun görülmüş tür o dönem de.
adına milli demokratik devrim denilen sözde halk devrimi ama aslında ordu içerisindeki atatürkçü subayların ve devletin içerisindeki önemli kişilerin ortak değerler ve ortak bir paydada bir araya getirilip yapılması istenen hareketler bütünüdür işçi partisi bu konuda halen daha cılız da olsa çalışmalarını ve faaliyetlerini sürdürmektedir aslında kemalizm diye bir ideolojide yoktur ama hadi neyse ...ulu önder atatürkü bir ideoloji ekseninde ortaya atanlar atatürkün halk içindeki itibarına ve atatürkçülük kavramlarınada çok büyük zarar veriyorlar ama farkında bile değiller .kemalizm şu şartlar altında kendini elitist zanneden elitist olma çabaları sarfeden yada muhafazakarlıktan kaçınanların,toplumda belli bir refah seviyesini yakalamış ve rahat yaşamak isteyen bir kitlenin, ve toplum içerisinde geçmişte yaşanan yobaz hadiseler sonucunda içlerindeki mezhepçilik damarı ve mezhep milliyetçiliği kabarmış alevi kesimin ideolojisi olmuştur . he atatürk gibi türk milliyetçisi veya türkçü olursunuz yada atatürk gibi çağdaş demokratik ilimci teknikçi olursunuz ona eyvallah her zaman rehberiniz atatürk olsun ama artık atatürkü kemalizm maskesi altında dar kalıplara sokmaktan vazgeçin ...
teknik olarak belli bir oranda darbe denebilir çünkü asker tabanlı bir eylemdir ancak bir değişim söz konusu ise buna devrim dememek ahmaklık olur.bu burjuva meselesine gelecek olursak da şüphelerim olmasına rağmen doğru bulduğum bir karardır zira savaştan çıkmış bir ülkede sermayeye ihtiyacınız vardır ve sermaye oluşturma konusunda burjuvazim makul bir olaydır.diyebilirsinizki bu halk tabanlı bir kalkınmada olabilirdi,bu da sineğin yağını çıkarmak olurdu kanımca.
