ulus devlet'ten, türk olmaktan utanan ve türk değerlerinden cümleten nefret eden emperyalizm işbirlikçilerinin son numarası. emperyalizm ve medya baginın açık bir kanıtıdır da.
türkiye cumhuriyeti'mizi, vatan sevgisinden soyutlanmış; ay yıldızlı bayrağımızın şerefinden yoksun bırakmış; ılımlaştırılmış ve uyuşturulmuş yobazların ülkesine dönüştürecek satılmışlığın şifresidir.
sürecin sonunda anadolu tümüyle incirlik üssü, insanımız da bütünüyle tutsak olacaktır.
varılmak istenen hedef budur!
cia güdümündeki fethullahçı nursuzların; dönek sosyalist liboşların; bölücü pkk ırkçılarının ve dinci yobazların, nihayetinde çöreklendikleri sömürgeci batı emperyalizm'inin böğründen bu topraklara kan kusan ve türkiye cumhuriyeti'nin antiemperyalist ve tam bağımsız karakterini bozmak için ruhunu şeytana satan memleket zararlılarının yeni söylemi.
kendilerine bu vatanın yetiştirdiği büyük bir insan evladının, unutulmaz o güzel sözüyle cevap veriyorum: (bkz: geldikleri gibi giderler)
vay be, bir zamanlar "ben bu ülkeyi kadın memesine ve dolgun dudaklara satarım" diye beyanat veren aklı tenasül aletinde gezen akil kişiler! şimdi de çıkmış "özgür türkiye", "demokratik türkiye" laflarını sarf ediyor. tuhaf, demek ki mehmet altan da değişti! 7 yıl önce kadın memesine ülke satan payvyon jargonlu yazar müsvetteleri şimdi çıkmış türkiye'nin iyiliğini düşünüyor! yok ama yok o'da değişti, diğerleri gibi! bu arada: mehmet, paran düzenli yatıyor mu? HSBC yurtdışından yatırılan maaşları vermekte zorluk çekiyormuş şu sıralar onadan sordum!
durmak yok değişmeye devam!
başakları yaya yaya klavye tepebildiğimiz cumhuriyetin kuruluşu için verilen canların, dünyaya takla, emperyalistlere üç buçuk attıran emeklerin ve 'tam bağımsızlığın' anlamından bihaber zevzekler tarafından coşkuyla desteklenebilitesi yüksek, emperyalist/globelbilmemneci ketenpereye uydurulan kılıf.
Emperyalist dış güçlerle ülkenin islamcı, ikinci cumhuriyetçi gibi gerici odaklarını aynı noktada buluşturan düşünce tarzı. Burada kavramlar şöyle algılanıyor:
Demokrasi: Ulusçuluktan vazgeçmek ve özgürleşmek. (Avrupa vazgeçmiyor tabi)
Kemalizm ve Cumhuriyetçilik: Gerici, baskıcı ve insanların yaşamını kısıtlayan bir düşünce tarzı.
Türkiye'yi Fransız erkeğinin kucağına oturmaya çalışan bir türbanlı kadına benzetmişler protesto afişlerinde. işte peşlerinden gidilen Avrupa ve onun meşhur birliği. Kendi ülkesinden ve kültürel değerlerinden utanan, kendisini ötekinin öngördüğü bir anlayışa hapsedenler ulus olamadan ne hallere düşüleceğini yaşayıp öğreneceklerdir. Süreç gelip buralara dayanmıştır.
Tabi bütün bunlar olurken ikinci cumhuriyetçiler, iş dünyasının bazı zekileri bazı kaygılar da duymaya başlamışlardır. Bireysel yaşamlarının kısıtlanacağı korkusu sarmıştır bunları. Yoksa boğazda oturup rakı içemeyecekler midir? Burjuvazi ile emperyalist güç kafa kafaya girmiştir sonunda. Çıkarlar çatıştı. Türkiye'nin demokratikleşmesi yönünde falan değil bireysel büyük dünyalarını kurtarmak için homurdanmaya başladılar. Ne demokrasi ama(!)
ulusdevlet ilkesinden uzaklaşıldığında, bu ülkenin başına gelebilecek en kötü durumdur.o zaman türkiye cumhuriyeti parçalanmaya mahkum olacaktır.
dikkatle bakınız , ulusdevlet ilkesinden nefret edenler aynı zamanda ordudan da nefret etmektedir.
bu numarayı bari yemeyin yahu!