kemal varol

entry5 galeri0
    1.
  1. yas yüzükleri(avesta 2001),kin divanı(yom 2005) ve son olarak temmuzun on sekizi(everest 2007)kitapları olan,1977 diyarbakır doğumlu şair-öğretmen.
    3 ...
  2. 2.
  3. zaman gazetesiyle birlikte her ayın ilk pazartesi günü verilen kitap zamanı ekinde kitap eleştirisi yapmaktadır. bu öyle bir hal alıyorki bazen üç kitabın eleştirisini birden yaptığı zamanlar da oluyor.
    2 ...
  4. 3.
  5. (bkz: Ferzende Kaya) 'nın kuruculuğunu yaptığı ve (bkz: popüler kürtür) sloganıyla yayınlanan (bkz: esmer dergisi) nde şiirleri yayımlanan şair.

    AYRILIK PROVALARI'ndan bir bölüm

    XI.

    adın geçtiğinde susmasını öğrenecektim güya.
    her cama kan üfleyip
    ortancaların sabrıyla bakacaktım dünyaya.
    sesimi kimin kalbinde düşürdüğümü unutacak
    uğrun uğrun giden rüzgâra katılacaktım güya.
    olmadı!

    sürdükçe zaman
    yemin düşürdüğüm kelimeler de
    döndü sırtını bana.

    sesimde hüzün evleri
    dudaklarımda kuyu:
    bir kayaya yaslanıp
    boz bulanık bir sudan içtim:

    ölüm içtim
    ölüm içtim
    ölüm içtim

    yarıldı dünya

    duymadın mı sevgilim?
    1 ...
  6. 4.
  7. ayrılık provaları

    XV.

    benim ördüğüm saçı başkası çözdü dedim. alaca akşamda hevesim vardı, yolumda bir kaya duruyor dedim. artık götür bu şakayık selini. bir kürt baladına kar yağıyor her gece: evdal, dedim: evdal, daha incit kendini, daha incit dedim. yıldırım düşür her gecene. ki, kalbini bir gülle değişmeye alıştın sen dedim. bir yüzüm yaz, bir yüzüm ayaz, olmamıştı meyvem, ham kopardın dedim. sende dolaşan çöl beni de aldı içine, talibin unutma dedim. rüzgârın getirdiğini rüzgâr götürüyor, on yıl önce tanrım öldür dedim. neden hâlâ bir inip bir çıkıyor göğsüm, kaldıysa akıt zehrini dedim. biliyordun: düşecektim. biliyordun: olmayacaktım. biliyordun: da neden vurdun nefesin nefesime dedim. bağışla dedin. parmağını şeyh gâlip’in bir gazeline koyup bittü dedin.
    0 ...
  8. 5.
  9. aldığım lanetin uğruna yanan güneş söndü
    özür borçluyum sırattan geçerken incittiklerime
    borçluyum sırasını bozan her çocuğa
    ama işte ben!
    dünyaya selam durarak yürüdüm her adımda
    yutkundukça kalbi acıyan bir ben kaldım
    yine de üstüme kapanan hangi taş neyi örter
    sokaklar hangi gülüşümden mustarip, bilmem
    ama bilirdim uzun bir sayfada kara olmasam
    ah! yine de unutulmuyor alınmış bir ah

    boynumdan öpenlerin selamıyla bitirdim sözümü
    oysa kimsenin sırrı yok
    herkes kendi ömrüne recâ
    avuç avuç gezer de bulamaz bir çıra
    böylece bir kez daha ördüm duvarımı
    bir kilit taşı tutuyor tüm sırrı, şimdi ağlasınlar
    kimsenin su kadar mes’eli yok :
    eğildim kuyuya, bir yudum dedim, herkes için
    dedi : kan doluyum, sırrını verdin çünkü bana
    keşke bir söz daha etseydin
    belki şiir olur yazılırdım sana
    ah! kalbim kir tuttukça kin döktüm
    tanrım öldür!
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük