son mikrofon faciasında yök başkanı olan akp memuru ile alakalı kısım için, suçu medyaya atmış, "sözlerimin bir kısmını duymuşsunuz, yakıştırmışsınız, ben direkt öyle bir şey demedim" diyebilme yüzsüzlüğünü gösterebilmiş maliye bakanı.
şimdi neden yüzsüzlük diyoruz, adam alenen yalan söylüyor, hani ses tamam doğru algılanmadı diyelim, kesik kesik geldi diyelim, kameralar çekiyor, herhangi bir senkron kayması yok, ağzından çıkanlar mikrofon olmasa da dudak okuma yöntemiyle ne olduğu ortada.
hadi kanalın biri kamera görüntülerini de montajladı, bütün kanalların kameraları aynı saniyede mi montaj yaptılar? ses var, görüntü var, ama kemal abi diyor ki, "yakıştırmışsınız"
adam alenen türk halkını salak yerine koyuyor, millet de alkışlıyor, "yok canım medyanın uydurması" bu kadar da dalkavukluk olmaz ki birader?
bu kadar cahiliz işte, adam artık gözünün gördüğüne değil, adamın dediğine inanıyor.
"gözümle görsem inanmam" diye bir kalıbımız var ya, ahanda işte bu kalıbı türkiye'de birçok kişi gerçekliyor. gözüyle görüyor, ama inanmıyor.
kendisi türk halkını salak yerine koymaya çalışıyor ama ben şahsen onun koymak istediği kategoride değilim, olanlar düşünsün, ya da boşverin düşünmesine gerek yok, yarabbi şükür diyorlar ne de olsa, biz burada gırtlak patlattığımızla kalıyoruz.
edit: ah ah ah be akp'li seri eksi oy veren ibnem, bak nasıl da gözünden kaçmış bu entry dün? kaçmasaydı bugün istatistik listelerinden dünün dikkat çekenleri listesine giremeyecekti. bence gözünden kaçan bu entry yüzünden kahrından ölmen lazım, "benim nasıl gözümden kaçtı ya bu" diye dövünmen lazım. bugün verdiğin eksinin de hükmü yok artık değil mi? ah be canım benim.
biz, türkiye'deki insanlar, görme ve idrak etme yetilerimizi kaybettik. tipine bakılarak bile bir ülkedeki maliye bakanı olacak en son kişi olması gereken bu adama senelerdir kasamızı emanet etmişiz. inanamıyorum, anlayamıyorum...
geçen dönem çok popüler olmasına karşın bu dönem pek sesi çıkmayan bakandır. muhtemelen başbakana bu dönem de bakan yaparsan zıplamama sözü veriyorum demiştir.
yabancı devLetLere sattığı kurumLarı gördükçe, 1. dünya savaşından sonra düşman devLetLeri'nin toprakLarımızı payLaşmak için yaptıkları harita gözümün önüne geLiyor..
devLetin kurumLarını sattıkça elinize saygı yerine para geçiyor sayın bakan.. para için üLkeni satma efendi!!!.. para için ancak başka şeyLer satıLır.. ve o sattığın şey için aLacağın sıfat senin hiç hoşuna gitmez bakanım.. başka devLetLerLe arkadaşLık kurmak için deLice sıfatLarı üstüne yapıştırma!!!..
Eskişehir spor süperlige yükselirse Ronaldinho'yu getireceğim sözü veren bürokrat. Adamlarına emir vermiş , brezilya'dan adı ronaldinho olan ve ona benzeyen bir futbolcu aramaya başlayın diye . Her alanda üçkağıtçılığını devam ettiren bir post-islamcı burjuva menajeridir . Miki Fare ile olan benzerliği şaşırtıcıdır.
bugun marmara üniversitesi haydarpaşa kampüsünde bir konferans vermiştir. Türkiye'nin içinde bulunduğu durumu gayet net bir şekilde açıklayan maliye bakanımızdır. Kendisine geçmiş de olsa yılın maliye bakanı ödülü, marmara üniversitesi maliye bölüm başkanı prof. dr. turgay berksoy tarafından verilmiştir.
o değil de bakanın korumaları nasıl koruduğuna bir kez daha şahit oldum, en ufak kıpırdamada uyarıyorlar. yanına en fazla 5 metre yaklaştırıyorlar. zor da olsa fotoğrafını çekmeyi başardım.
(bkz: maliyekulubu)
ilgili haber; http://www.ntvmsnbc.com/news/444726.asp
satiyorum.com domain uzantısını satın alan kötü yöneticidir.
mesleğinden* emekli olduktan sonra kemal@satiyorum.com şeklinde bir mail adresi alıp bol bol kari kız msn'i peşinde koşturmayı planlıyormuş..
kendi işlerinden arta kalan zamanda enerji bakanına petrol arama çalışmaları için tavsiyelerde bulunan memleket için hayırlara vesile olmak dileğiyle yanıp tutuşan maliye bakanımız.
---spoiler---
bizde petrol kuyusu yok. adam su arıyor petrol çıkıyor. "yine petrol çıktı" diyor. bizde böyle bir şey yok..
enerji bakanı'na dedim; "iyi delin şunları.. azerbaycan'da var, iran'da var, irak'ta var, suriye'de var, hatta romanya'da bile var, çıkıyor görüyorum, bizde yok" dedim. burada bir enayilik var. hiç bir şey yapamazsanız sınırlara gidin, yamuk delin. sınır, o tarafa doğru delin..
---spoiler---
ingiltere'de yayın yapan "the banker" adlı bir dergiden "yılın maliye bakanı" ödülünü alan maalesef maliye bakanı olan şahıs.
efendim bu the banker dergisi ne menem bir şeydir diye sorarsanız, çok da fazla önemli olmadığını belirtebilirim. hatta türkiye'de birçok kişi bu derginin adını ilk defa duymuştur. kemal abi de bu ödülü pek ciddiye aldığında "yahu avrupalı yılın malıye bakanı seçiyor, bizimkiler eleştiriyor, ya avrupalılar bu işi bilmiyır, ya da bizimkiler!" diyerek bizleri küçümsüyor. ödülü de şöyle binlerceyi geçtim yüzlerce kişinin önünde alsa içim yanmayacak, 50 kişi var 2. sınıf bir otelin salonunda 15'i zaten fotoğraf çeken gazeteci. ahsen yenge var, torunlar falan var.
bizim para dergisi çıksa ingiltere maliye bakanı alistair darling'i "yılın maliye bakanı" seçse, adam tenezzül edip gelmez bile geçtik büyükelçiliği, konsolosluktan bir yetkilifalan alır. duyan da "the economist" "financial times" falan yüzlerce kişinin önünde ödül verdi sanacak.
gel gelelim bu the banker'in muhabbetine. bu derginin sponsoru citibank, peki kemal abi ne yapmış? bu citibank'ın büyük vergi borçlarını sildirivermiiş bir olurla. e şimdi benim vergi borcumu silse bir bakan, ben de sponsor olduğum dergiye "yılın maliye bakanı" ödülü verdirtirim şahsen, adam "benim için" en iyi maliye bakanıdır.
aferin kemal abi, sen bizim için "veri sipeşıl" bir bakansın. sen, çocukların, etrafındakiler, bir ödül töreni ile bu halka "yılın en iyi halkı" ödülü verin, zira bu kadar çok parayı başka bir halkın gözünün içine baka baka bu kadar rahat götüremezdiniz.
