kemal tahir

entry73 galeri7
    73.
  1. Adını her gördüğümde kendimden utanmama neden olan yazardır. Türk edebiyatında çok sevdiğim çok okuduğum yazarlar vardır ancak nasıl olduysa hiçbir eserini okumadım, en kısa zamanda telafi edeceğim bunu. Hatta işe çok övülen, esir şehrin insanları adlı eseriyle başlayacağım.
    1 ...
  2. 72.
  3. Okuduğum romanlarında, tarihsel ve toplumsal olayların içinde buldum kendimi.
    Tarih konusunda elbette bilgim yok.
    Yani herkesin haberdar olduğu kadar.
    Bu yüzden ne denli çarpıtılmış ya da çarpıtılmamış bilmiyorum.

    Fakat kurgusal zekası bence hakikaten çok iyi.
    2 ...
  4. 71.
  5. Bir çok başarılı romanı vardır. Bunlardan biri kurt kanunu isimli romandır. Roman kara kemal bey özelinde Osmanlı'nın son demlerini ele almaktadır.
    0 ...
  6. 70.
  7. başlığı iyiler moduna alıp okuduğunuzda bu adama "ooo üstat" muamelesi çekildiğini görürsünüz, bu normaldir zira bu ülkede 2 tane arapça ismi yan yana getirip bir şeyler karaladıysanız illa ki size üstat çekenler olacaktır.

    kendisinin fikirlerini biraz daha yakından tanımakta fayda var.

    Kemal Bey'e göre "Yunan Savaşı'nın" herhangi bir savaştan farkı yoktur. Yenilseydik, kendisinin deyimiyle sonra da öç almaya hazırlanırdık.

    Yine kendisine göre saltanatın kaldırılması TBMM'de oya sunulmamıştır, geçersizdir. Hilafet elimizde bulunsa imiş, milyonlarca müslüman peşimizden geliyor olacakmış. Osmanlılıktan ve halifelikten vazgeçilmesi, kemalistlerin ingilizler'le ve ruslar'la gizli anlaşması sonucuymuş. Mustafa Kemal de emperyallerin adamıymış.

    Kemal bey buyuruyor ki 31 mart ayaklanması ittihatçı, şeyh sait isyanı kemalist tertibidir. ümstat yaşasaydı büyük resmi görür ve gezi eylemlerinin de amarigan tertibi olduğunu ortaya koyuverirdi zaar.

    Ümstat ayrıca köy enstitüleri'nin yanlış ve zararlı düşünceler olduğunu belirtmiş. Öztürkçe uygulaması da "bir açıdan düpedüz vatan ihaneti" imiş, çünkü Türk olmayanları dışlamaktaymış.

    Kemal bey demiş ki harf devrimi bizi geçmişimizden koparmış (lol).

    ***

    işte böyle. gördüğünüz gibi kendisi basit, salak herifin biri. kadir mısırlıoğlu'ndan hallice. bugün bizi düştüğümüz hallere sürükleyen zırvaların çoğunu bizzat yumurtlamış.

    engin ardıç, altan biraderler, cengiz çandar, murat belge vb. değersizlerce sevilmesinin sebebi kendisinin sol liberalizm adı verilen yukarıda bir kısmına maruz kaldığınız ucube fikirlerin babası olmasından ileri gelir.
    1 ...
  8. 69.
  9. Kemal Tahir’ in aynı adlı romanından uyarlanan, 1980 yılında Halit Refiğ tarafından TRT için çekilmiş, Can Gürzap, Meral Orhonsay, Atilla Tokatlı, Hulusi Kentmen olmak üzere oldukça zengin bir kadroya sahip olan yorgun saaşcı filmi 12 eylül darbesiyle yarım kalmış, kenan evren tarafından filmin yakılmasına karar verilmiş ve dönemin TRT Genel Müdürü olan Macit Akman tarafından yaktırılmıştır.

    faşist zihniyet kemal tahir' in yorgun savaşcı kitabından beyaz perdeye uyarlanan filmi yakmakla tarihe geçmiştir.
    2 ...
  10. 68.
  11. Çok ama çok iyi bir romancıdır. Alın okuyun.
    1 ...
  12. 67.
  13. Esir şehrin insanları romanını çok beğendiğim yazar.Anlatımı oldukça duru ve akıcı.Romanda hoşuma giden bir durumdan bahsetmektedir.Kaderci anlayışa karşı çıkar.
    --spoiler--
    Türk tüccarı ürününü satmak için çaba göstermez.Kader böyleymiş der oturur.Yahudi esnaf ürünü pazarlamak için kırk takla atar.
    --spoiler--
    0 ...
  14. 66.
  15. herkesi hapsa atıyorlar be.
    insan olmak zordur burda.
    0 ...
  16. 65.
  17. Türk edebiyatının en üretken roman yazarlardır.Çankırı, Çorum, Kırşehir, Malatya cezaevlerinde 12 yıl hapis yattı. Hapishanedeki yıllarını okuyarak ve “sarı defterine” yazarak gecirdi. (1910 – 1973)
    1 ...
  18. 64.
  19. Kişileri şiveleriyle konuşturmustur.

    Eşkiya hikayeleri, cezaevi yaşamı, köy hayatı, çankiri ve corum civarindaki yasami işlemiştir.
    Tezli romanciligin gelismene katkida bulunmuştur.

    Roman: yorgun savaşçi, devet an, esir şehrin insanları, sağırdere, yol ayrımı, rahmet yollari kesti, kurt kanunu...

    Hikaye: göl insanları
    0 ...
  20. 63.
  21. bütün romanlarını bir çırpıda okuduğum, kitapları kütüphanemin baş köşesinde yer alan efsane yazarlarlarımızdandır.
    1 ...
  22. 62.
  23. Kemal Tahir Demir (13 Mart 1910 – 21 Nisan 1973)
    Türk edebiyatının en üretken roman yazarlarından birisidir. Çankırı, Çorum, Kırşehir, Malatya cezaevlerinde 12 yıl hapis yattı.
    0 ...
  24. 61.
  25. 60.
  26. kemal tahir, inanılmaz çarpıcı ve akıcı üslubuyla hiç bir zaman reddedemeyeceğim bir yazardır, gördüğüm yerde atlarım alır okurum. romanında bir hırsızlık vakası varsa, kemal tahir size hırsızlar hakkında çağdaş ve yöresel bilgiyi o kadar güzel aktarır ki, roman okurken kendinizi döneme ait hissedersiniz. hatta, bazen o kadar cezbedici olayların içine alır ki sizi, kitap bir rüya haline döner, uyanmak istemezsiniz. kültürel ve sosyal yapıya dair eleştirilerini, söylemlerini size karşı duramayacağınız bir şekilde anlatır, döneminin en iyi gözlemcilerinden biridir.
    1 ...
  27. 59.
  28. Romanlarında natüralist bir tavırla Türkiye gerçeklerini irdelemiş ve teşhisi koymuştur : " Elli yılı kucaklayan sosyalist düşünce tarihimizde, Türkiye gerçeklerine eğilmiş ikiden fazla makale bulmanın ihtimali yoktur. Batıdan duyduğumuz bir iki basmakalıp düşünceyi tekrarlamaktan başka ne yaptık ? " - Kemal Tahir ( Türkiye Defteri s.2 )

    " Kemal'in romanları, hiçbir kilisenin sözcülüğünü yapmaz, herhangi bir tarikatın değil hakikatin emrindedirler. Zaten Kemal'i de, siyasi bir doktrine hapsetmek yanlış. Sağ ve sol tasnifi, o büyük ve coşkun yaratıcı için değil ulema-i rusünumuzun mumyalaşmış kafaları için geçerli. " - Cemil Meriç
    0 ...
  29. 58.
  30. roman karakterlerine kafasındaki çözümlemeleri yaptıran yazar. kurt kanununda kara kemal'in neden sarı paşa ya suikast girişiminde kendilerinin okkanin altına gittiğini anlattığı satırlar ünlüdür. kısaca: biz (ittihatçılar) bilmem kaç milyon kilometrekare imparatorluk toprağının idaresini padişahın elinden aldık. 11 sene sonra küçülmüş ezilmiş yikilmaya yüz tutmuş olarak ardimizda bıraktık. bize sorulan hesap paşaya suikastın hesabı değil asıl bunun hesabıdır.

    ayrıca üslubu kendine hastır. jargonuyla konuşturur her karakteri.

    hep diyorum türk milletinin dünyaya kafa tutabilecegi tek alan edebiyat. kimsenin gerisinde kalmayiz.
    2 ...
  31. 57.
  32. Esir şehir üçlemesi harikadır, tavsiye ederim. Ha bir de devlet ana var. Valla hepsi harika, siz hepsini okuyun emi.
    1 ...
  33. 56.
  34. bugün ölüm yıl dönümü olan usta edebiyatçı. evet.
    1 ...
  35. 55.
  36. 54.
  37. (bkz: dutlar yetismedi) adlı hikaye kitabında geçen hapishane oykulerindeki diliyle insanı titreten, samimi ve la valla ben de hapse girsem yazarım hissi uyandıran büyük muharrir,üstat.
    0 ...
  38. 53.
  39. Fecaat bir yazardır.

    Haldun Taner'in yazdığı bir piyesi izledikten sonra, yanına gider Haldun Taner'in.
    "Aferin, hep böyle bak hayata ve olaylara." der.
    Haldun Taner boynunu büker," Peki,." diyebilir.

    Kemal Tahir budur.

    En entelektüel çevrede, aferin deme hakkını kendini bulan,
    Çankırı hapishanesi'nde kavganın ortasında " hooopp!" diyebilendir.

    Yiğitti, akıllıydı ve halkıyla hep iç içeydi.
    Zaten ne yapacaktı olmayıp da. 12 yıl hapis yatırdı ismet paşanız.

    Dahası, halkını tüm kusurlarıyla sevdi.

    Ve halkının kusurlarını yazmaktan, söylemekten çekinmeyendi.
    Yazar ,ne zaman yazardır?
    doğrusunu eğrisine katmayan olduğu zaman yazardır değil mi?

    Kemal Tahir rahmet yolları kesti romanında, eşkıyayı anlatır.
    Ve eşkıyaya, eşkıya der.

    Maraz Ali karakteri, eşkıyayı en iyi anlatan karakterdir.

    Tahir kemal, bu ülkenin gelmiş geçmiş en iyi romancısıdır.

    Haaaaa, eksikliklerini de söylerim.
    Birincisi, karakterlerini, uzun uzadıya konuşturur.
    Romana uyumsuzdur bu.

    Amma velakin, iyidir; iyiden de ötedir
    Hele bir de Devlet ana'yı okuyun.
    1 ...
  40. 52.
  41. avare yıllar üçlemesi gayet şıktır.
    0 ...
  42. 51.
  43. bir insanın 12 yıl hapis yatmasının ne kadar ucuz olabileceğini görüyoruz onun serencamında. bugün can dündar ve erdem gül için istenen cezanın bu topraklara ne yazık ki uzak olmadığını hatırlıyoruz.

    1970'lerde en çok okunan yazarlar Üç Kemal'dir. Üç Kemal de kendi pencerelerinden memleketin sorunlarına yer verir eserlerinde.

    selim ileri'nin (bkz: kar yağıyor hayatıma) adlı eserinde kemal tahir ile ilgili buruk kısımlar yer alıyor. hatırladığım kadarıyla:

    70'lerin başında kemal tahir'in dahil olduğu geç saatlere kadar süren edebiyat tartışmalarına çok sık rastlanmaktadır. bazen bu tartışmaların gönül kırıcı boyutlara geldiği de olur. bir seferinde kemal tahir'in evinde de böyle bir durum yaşanmıştır. konu ahmet hamdi tanpınar'a geldiğinde:

    -bergsoncu geçinir ama bergson'dan anlamaz, gibi ifade kullanır.

    selim ileri, o yıllarda belki de gençliğinin getirdiği fütursuzlukla, veya yaşının çok ilerisinde olan birikiminin getirdiği cesaretle, kendisinin hiç tanpınar okuyup okumadığını sorar kinaye ile.

    o dönemde zaten hastadır kemal tahir, bir iki yıl önce akciğer ameliyatı geçirmiştir. ve halihazırda kalp rahatsızlığı çekmektedir. bu yüzden fazla heyecanlanmak kalbine ağır gelir, sıkça göğsünün sıkıştığı olur.
    birkaç gün sonra kalp krizi sonucu hayata veda eder, ölümünden derin etkilenen edebiyat camiasındaki dostları çalışma masasında tanpınar'ın bir kitabının yarıya kadar okunmuş vaziyette açık olduğunu öğrenirler.
    1 ...
  44. 50.
  45. Kemal Tahir anlatıyor:

    "Meselimiz eski; on yedinci yüzyılın bir işleri... Moskof gavuru ile tutuşmuşuz ki arapsaçına dönmecesine! Bir onlar bizi bastırıyor, bir biz bastırıyoruz. Yenişememişiz sizin anlayacağınız. iki yanın da soluğu tükenmemiş..."

    Lafı baştan uzun tutmayalım. Durumun açmaza girdiğini gören Çariçe, savaş bölgesine iki kıdemli adamını Orlof'la Abrişkof'u gönderiyor. inceleme sonunda barış gereği ortaya çıkıyor. Osmanlı'ya haber salınıyor. Gerisini Kemal Tahir anlatıyor:

    "Saray sevinmiş habere. Sağlam bir barış kurabilmek ve de savaştan zararlı çıkmamak için yaman bir müzakereci bulup yollamış: Çenebaz Osman Efendi! Bu Osman Efendi medresede Aristo mantığı okumuş ki ağzından akıl donduran laflar dökülüyor. Padişah da istanbul'un altını üstüne getirerekten nefesi güçlü bir hoca bulup ona bir muska yazdırmaz mı! Muskayı hemen bir ulakla Osman Efendi'ye gönderir ve de bunu müzakerecilerin geçecekleri yola gömdürmesini, muskayı atlayanın aklı başından uçacağını haber verir!

    Osman Efendi zaten çene gücüne bel bağlayıp elde avuçta durmuyor, bir de muska erişince 'Şimdi keferenin hakkından geldim' deyip yüreğini az biraz serinletip ertesi sabah barış masasına oturmuş. Derken, Orlof'la Abrişkof muskanın üstünden atlayıp gelmezler mi! Osman Efendi düşünmüş 'Bunlar muskayı geçti, akıl da bunlardan geçti demektir. Ne kaldı geride? Hırsı kalmıştır gavurun, para hırsı! Sarı liralarla hırsını da doyurdum mu, canını aldım gitti ben bu keferelerin!'

    Osman Efendi büyü ve çene gücüne yaslanıp açar konuşmayı: 'Şu Kırım meselesini görüşelim!?...' Ruslar birbirlerinin yüzüne bakarlar: 'Ne diyor bu efendi' diye. Sonra Osman Efendi'nin yüzüne bakıp sırıtırlar. Besbelli bu efendi çok şakacı! Kırım meselesi çoktan sarılıp dürülmüş, yeniden konuşulacak yanı yok. Az biraz gülerler, az biraz hafiften öksürürler; gelgelelim bizim Osman Efendi 'Kırım' diyor da ağzından başka söz çıkmıyor. 'Şu Kırım meselesini canım, şunu bir görüşüp savuşturalım da gerisi kolay iş' deyip bir sağ elini sağındaki altın torbasına, bir sol elini solundaki altın torbasına sokup sarı liraları durmadan şakırdatıyor.

    Ruslar 'Herhalde bu efendi bugün hasta, yarın iyileşir inşallah, konuşmayı erteleyelim' diyorlar. Ama ertesi sabah Osman Efendi'nin yine ilk sözü: 'Aman şu Kırım meselesini bir savuşturalım, gerisi kolay' oluyor. Bir gün, iki gün, üç gün; Ruslar bakıyorlar ki buradan bir yere çıkılmaz. Orlof'la Abrişkof Moskova'ya dönüyorlar, komutan Romanzof da ordularının başına geçiyor."

    Osman Efendi saraya şöyle yazmış: "Her şey tasarlandığı gibi oldu. Çariçe'nin iki sevgilisi, Orlof'la Abrişkof'un akılları başlarında olmayıp Moskova yolundadırlar. Romanzof'a gelince, onun da geçeceği yola muskayı gömdüğümüzden, mecnun olup avareleşeceğinden şek kalmamıştır."

    Tahir diyor ki: "Romanzof büyüyü atlayıp Osmanlı cephesini yarıyor, ta Kaynarca'ya kadar dayanıyor. Biz bu Osman Efendi yüzünden Kaynarca Anlaşması'nı imzalamak zorunda kaldık!"

    Rus Başkomutanı Romanzof anılarında Osman Efendi için şöyle diyormuş: "Bu efendi delidir desek, edepten dışarı! Ancak şöyle deriz: Bunun aklı var, var ama, bu akıl bizim bildiğimiz, gördüğümüz akıllardan değildir!"

    Artık "Bunlar nasıl bir akıllar!" deyip durmak da, "akıl donduran laflar" da, "temenni muskaları" da canımıza yetti. Çaresine gelince:

    Meseli dinleyen dostu şöyle diyor Kemal Tahir'e: "Bu mu senin Osmanlı diye yere göğe sığdıramadığın! Bu senin Osmanlı'da iş yok!"

    Kemal Tahir'in yanıtı: "O Allah'ın bir işi, senin aklın ona nereden ersin? Beş tane Osman Gazi gönderse peş peşe, dünya yetmeyecek Osmanlı'ya! Her yüz yılda yeni bir dünya gerek o zaman. Arada bir Osman Efendi gönderiyor ki Osmanlı'yı dünya idare etsin!"
    0 ...
  46. 49.
  47. Kendi dilini (ana dilini) doğru olarak kullanmanın, vatanseverliklerin en yücesi olduğunu söyleyerek tüylerimi ürpertmiş edebiyatçı.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük