"niçin çıktım? nasıl çıktım? bunu izaha gerek yok. gördünüz, yürüdüm çıktım! ama, çıkmamış da olabilirim. çıkmışsam çıkmışımdır, çıkmamışsam çıkmamışımdır. görünen köy... uzakta değildir. buraya çıktık da sonradan çıkmadık mı dedik? bunlar bi takım uydurma laflardır... sahi ya ben buraya neden çıktım? kim çıkardı lan beni buraya?!"
O zamanlar tığ gibi delikanlı, cepte para çok. Oyuncu bir de, Mavi Boncuk filmini çekiyoruz.
Bir gün setten çıktık eve gidiyoruz.
Ben Lalelide oturuyorum.
Kemal, benden önce çıktı.
Herkes yevmiyesini almış, taksiyle giden gitti, kendi arabasıyla giden gitti.
Ben baktım ki Kemal yürüyerek gidiyor; üç kilometre var gideceği yere. Her gün yürüyerek gidip geliyor.
Merak ettim, nereye gidiyor bu adam böyle diye.
Uzun süre yürüdü, sonra bir bankta bir adam yatıyordu.
Kaldırdı adamı, bir şeyler konuştular, sonra cebinden para çıkarıp verdi. Şaşırmıştım.
Sonra biraz daha ilerde bir lokantaya girdi, bir şey yemeden çıktı, oraya da para verdiğini görmüştüm…
Bıraktım takibi, banktaki adama yaklaştım: ‘tanıyor musunuz o az önce size para veren adamı?’ dedim.
‘Adını bilmem, sormam da, her gün para verir bana..’ dedi.
Teşekkür ettim.
Az ilerdeki lokantaya gittim: 'Az önce gelen beyin borcu mu var size?’ dedim. Tanımadılar beni: 'Kemal Abinin mi, yok hayır bize her gün evsizler uğrar, yemek yediririz, o da sağ olsun, onların yemek masrafını öder…’ dedi..
Ertesi gün Kemal'in yanına gittim.
'Sen ne güzel bir adamsın ya..’
dedim, ne olduğunu anlayamadı, sarıldım ağladım..
'Ölme sen benden önce..’ dedim, ama dinletemedim…
--spoiler--
- senin adın ne bakayım?
+ şaban oğlu şaban!
- ya, demek babanın adı da şaban?
+ evet, dedemin adı da şaban.
- yani siz sülalecek şaban oğlu şabansınız?
+ evet, sülalecek şaban oğlu şaban'ız. ihi.
--spoiler--