liderlik vasfı deyince, aklına bir liderde olması gereken en önemli vasıf olan "basiret" (cahil oldukları için bilmezler, bari ne anlama geldiğini söyleyeyim: ileriyi görme yeteneği) değil, bir sürü ıvır zıvır gelen zübük alkışçılarının göremedikleri vasıftır.
liderlik iş başında belli olur. kemal kılıçdaroğlu ve ailesini az buçuk tanıyan birisi olarak, kılıçdaroğlu'nun başbakan olduğu bir ülke şimdikinden kötü olmaz, ona eminim.
Liderliğin meydanlara çıkıp iyi bağırabilme sanatı olmadığını, elinin altındaki kurum/kuruluş, grup vs. artık her neyse doğru adımlar attırabilme, acil durumlarda iyi hamleler yapabilme ve olağanüstü hallerde yerinde refleksler verebilme yeteneğine sahip olmak olduğunu bilenler için iyi derecede bir liderlik vasfı mevcuttur.
burada yapılan yorumlara bakıyorum da, insanımız hâlâ osmanlıdan bize kalan bir özellik olan kulluk'tan ötesine geçemiyor. lideri; peşinde kul-köle olunacak, her sözüne körü körüne inanılacak, neredeyse peygamber mertebesine ulaştırılacak bir ulu şeklinde görüyorlar.
liderler de insandır arkadaşlar, yanlışı da olur doğruları da. söz konusu ülke yönetimi olunca, kendisine verilen yetkileri, kendi hırsları ve ideolojisi peşinde kötüye kullanan, insanları ayrıştıran, konuşmalarında öfke ve nefreti körükleyen liderler, yönettikleri ulusları felakete sürüklerler unutmayalım. sizin istediğiniz böyle bir lider ise, kılıçdaroğlu olmadığı kesin.