kemal kılıçdaroğlu'nun önümüzdeki genel seçimlerde halkçı kimliğini de arkasına alarak, halk ile birlikte doğru yola yürüyerek iktidar olacağı gerçeğidir.
yeni liderimiz Kemal Kılıçdaroğlu chp'nin değişimin, devrimciliğin, halkçılığın, demokrasinin, emeğin, bağımsızlığın, özgürlüklerin partisi olduğunu bize tekrar hatırlattı.
tüm bu vasıfları ve daha bilmediğimiz yenilikçi hareketleri ile türkiye'yi dışa bağımlılıktan kurtarıp kendi kendine yetebilen bir ülke haline getirecektir.
iddialı bir laftır. türk siyasetinde kimin ne olacağı belli değildir. ayrıca ben akp gibi mükemmel planlar organize edebilen bir partinin henüz son kozlarını oynamadığını düşünüyorum. zamanla herşey belli olur...
olursa iyi olur. demokrasi kültürü oy kullanmayla değil, öğrenme süreçleriyle gelişir. ne bu partiden ne de bu zavallı kemal bey den bi cacık olamayacağı ancak onun denenmesiyle anlaşılabilir. bir dönemlik yıkım da gelecek olsa, bu öğrenme süreci uzun vadede demokrasiyi güçlendirecek, demogojik ve polülist söylemlerin karın doyurmadığı anlaşılacaktır. eğer bireyci anarşist olmasaydım oy kullanır ve oyumu bu zavallıya verirdim. ama oy kullanmak anlayışıma aykırı.