anayasa'daki laiklik ilkesini kaldırılması teklif dahi edilemez olmasına rağmen, aksine beyanda bulunan meclis başkanı sıfatı taşıyan akp'li hakkında cesaret edip soruşturma açamayanların yaptığı iştir. hukuk adına utanç duyulacak günlerde yaşamaya devam ediyoruz.
türkiye'de sivil darbe gerçekleştiğini kanıtlar niteliktedir. istedikleri tek şey, kimsenin onları eleştirmemesi. kimsenin gerçekleri söyleyememesi. zaten güzel ülkemin sözde aydınları, bana dokunmayan yılan bin yaşasın derdinde. alın size ileri demokrasi.
hiç kimsenin mahkeme hakimlerini etki altında bırakacak sözler söylemesi meşru değildir. Bunu yapan kim olursa olsun böyledir. Eğer bunu yapıyorsa sonuçlarına katlanmalıdır.
dünyanın hemen her yerinde mahkemeye veya yargıçlara hakaret cezalandırılma sebebidir. hukuki örneklere gerek yok, sizi yormayalım! izlediğiniz filmlerebiraz daha dikkatli baın amerikan yargıçların salondaki adamı sırf bu yüzden tutuklattırdıklarını göreceksiniz ki bu bir hayal ürünü değildir.
siyasi çıkarları uğruna hakimlere ve bir bütün olarak yargıya ağzına geleni sayması karşısında hakkında yasal süreçlerin işletilmesinden doğal bir şey yoktur.
yine de buna rağmen muhalifler susturuluyor diyecek safdiller veya artniyetliler için son bir not: kılıçdaroğlu'na muhalefet diyenler aslında onun dün söylediğini bugün inkar eder izlenimi veren, dersim tartışmasında olduğu gibi pek çok konuda zoru görünce üstüne gidemeyen bir siyasi olduğunu ve yaptıklarının aslında ortaya sağlam ve gerçek bir muhalefet koymayarak iktidara dolaylı destek olduğunu düşünsünler de ondan sonra konuşsunlar.
kemal kılıçdaroğluna, yargıya sövmemesi gerektiğini göstermiş olaydır. başbakan ve partisi yargı karşısında geçmişte defalarca zor duruma düştü, böyle çirkin ifadeler kullanmadı, ne o.. yargı chpnin elinden gitti diye mi ağlıyor yoksa gandi efendi, eee sen halkı görmezden gel, yıllarca halka koyun de, halka rağmen bu kadar oldu işte, chpnin bütün imtiyazları kayboldu gitti, atatürkün partisiyiz numarası da tutmuyor artık, millet yemiyor, şimdi de yargıya militan vs diye hakaret et, yahu bu yargıya üç sene önce toz kondurmuyordunuz noldu da şimdi küplere biniyorsunuz.
Yine de bu soruşturma yanlış olur, çünkü kılıçdaroğlu kendini mazlum ilan etmeye kalkabilir, hoş halk bunu da yemez, nasıl ki ergenekon sanıklarını halk mazlum görmediyse onu da görmeyecektir, halka tepeden bakanların partisi, şimdi acınacak halde, atatürkün arkasına sığınarak bu kadar oldu işte, deniz bitti. süleyman demirel vari uçuk kaçık vaadlere bu cahil halk bile kanmadı, referandumla da yargı chpnin oyuncağı olmaktan çıktı. şükür bugünümüze, chpsiz ülke daha aydınlık sanki.
kim hata yaptıysa cezasını çekmeli denilecek durumdur. kişiler önemli değil, önemli olan suç varsa bi yerde cezasıda kim olursa olsun verilmelidir. a insan b insan farketmez.
tsk e-muhtıra yayınlayınca akp'nin oylarını yükseltmek için danışıklı dövüş olur ama kk'ya dava açılınca muhalefeti susturma olur. adam konuştukça chp batıyor zaten niye sustursun lan akp.
atatürk'ün kurduğu türkiye cumhuriyet'inin göz göre bittiğinin, parçalandığının son kanıtıdır.
artık bop eşbaşkanı olan, siyonist madalyalı tayyip'in yönettiği, akp türkiyesine doğru ilerliyoruz.
o yüzden böylesi soruşturmalara alışmamız lazım.
silivri cumhuriyet başsavcılığı, kemal kılıçdaroğlu hakkında soruşturma başlattı. başsavcılık hazırlamış olduğu soruşturma dosyasını fezleke haline getirerek adalet bakanlığı' na gönderdi. adalet bakanlığı'na gönderilen fezlekede kılıçdaroğlu'nun, adil yargılamayı etkilemeye teşebbüsle, hakime hakaret suçunu işlediği iddia edildi. buna gerekçe olarak da kemal kılıçdaroğlu'nun 9 kasım 2011 tarihinde silivri cezaevinde, ergenekon tutukluları mehmet haberal ve mustafa balbay'ı ziyaretinin ardından yapmış olduğu açıklama gösterildi.
kılıçdaroğlu o açıklamasında, " bir toplama kampının bahçesindeyiz. iktidara muhalif olmamanın bedeli bu toplama kampında olmaktır " ifadelerini kullanmıştı. kılıçdaroğlu aynı zamanda ergenekon davalarına bakan mahkeme heyeti içinde " onlara yargıç demeyi içime sindiremiyorum " ifadelerini kullanmıştı.
TRT Haber'in haberine göre, Kılıçdaroğlu'nun dokunulmazlığının kaldırılması için hazırlanan fezleke Adalet Bakanlığı'na gönderildi.
Soruşturma Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı'nca başlatıldı. Kılıçdaroğlu Silivri Cezaevi önünde bir açıklama yapmıştı. Silivri Cezaevi'ni toplama kampına benzeten Kılıçdaroğlu, Ergenekon davasına bakan mahkeme heyeti hakkında ''Onlara yargıç demeyi içime sindiremiyorum'' demişti. Bu açıklama üzerine Silivri Cumhuriyet Başsavcısı Ali işgören soruşturma başlattı.
Fezleke iki madde üzerine hazırlandı: Mahkeme üyelerine hakaret ve adil yargılamayı teşebbüs iddiası...
Eğer Kılıçdaroğlu'nun TBMM'de dokunulmazlığı kaldırılırsa hakkında bir iddianame hazırlanabilir ve CHP lideri yargılanabilir.
içimdeki bütün küfürleri dökmeme sebep olan haberdir. başbakan şehidimize kelle der bişey olmaz, elin kürdü bizim milletimizi aşağılar mecliste pkk yı savunur bişey olmaz, ama bu adam içeri ne için alındığı bile belli olmayan ve suçu kesinleşmeyen milletvekilleri için bir kaç söz edince milletvekili dokunulmazlığının kaldırılması için fezleke verilir. (bkz: bu ne perhiz bu ne lahana turşusu) bu nasıl bir adaletsizliğin dibe vuruşu!.
adaledit: imla.