kesinlikle imf'nin başına gelmeyecektir efendim. ab'nin kapısında yıllarca bekleyen bir ülke olarak, bizden birini gidip imf başkanı yapacaklar? götüm bile gülmez buna.
imf başkanı dominique strauss-kahnın başına gelen olaylar sonrası türk-fransız rekabetinin ismi olabilir. imf' nin başına gelirse şüphesiz fransa' ya kesilmiş bir ceza gibi olacaktır.
euro bölgesi borç krizinin baş aktörlerinden olan yunanistan basınını hafiften tırstırıyor. imf başkanı olma ihtimali, yunan gazetelerinde "geleceğimize bir türk mü karar verecek?" şeklinde yorumlara neden oluyor.
2001'de uygulamaya soktuğu ekonomik politikalar sayesinde akepe, iktidarının ilk 4-5 yılını rahat geçirmiştir. kötü durumdaki ekonomiyi düzelten adamdır. herkes götünü parayla silerken gelip o ağır programı uygulamaya koymamıştır yani.
rahmetli ecevit tarafından kurtarıcı olarak getirildi.
sonra kemal derviş önderliğinde ekonomi politikaların imf tarafından belirlenmesine izin verildi,
daha sonra yaptıklarının karşılığı olarak birleşmiş milletler kalkınma programı (undp)başkanlığına getirildi.
18. stand-by anlaşması onun döneminde yapılmıştır (satnd-by'lar?)
kurtarıcı mesih değildir ama mevcut ekonomik sistem onun zamanında başlanan sistemdir. dalgalı kur, Türk Telekom, THY, Tüpraş, Erdemir, Tekel, Tedaş özelleştirmeleri, sosyal güvenlik reformu gibi eylemlerin hepsi 18. stand-by anlaşmasının hedefleridir zaten. mevcut hükümet onun ekonomik planını o kadar özümsemiş ki devlet bankasından fonlama devam ediyor. *
iyi mi oldu kötü mü herkesin belli bir algısı var sonuçta ama ne oduysa onun ekonomik programı yüzünden oldu.
merkez bankasının kısmen de olsa bağımsız hale gelmesine ön ayak olmuştur olmasına da hayata geçirdiği "dalgalı kur" ya da "serbest kur" denilen kur yapısı, yıllar yılı dış ticarette belimizi bükmüş ve cari açık her sene tavan yapmaya devam etmiştir. şubat 2001 krizinden elbette sorumlu değildir ancak kurtarıcı bir mesih de değildir kendisi, imf'le akıl almaz stand-by lar imzalayan, iç üretimi düşüren ve dayanaksız tüketim maddelerinin dahi ithalatına yol veren anlaşmaları babam mı imzaladı acaba? ayrıca kar eden kurumların özelleştirilmesi gibi günü kurtarma gibi görünen ama uzun vadede kamu gelirlerinin düşmesine bağlı olarak özel sektöre ve halka uygulanan dolaylı vergilerin artmasına sebep olan politikaların da mimarıdır kendisi. biraz okuyun arkadaşım, okuyun. devlet bankalarından kimlerin fonlandığını? akbank'ın o dönem merkez bankası'ndan nasıl ucuz tahviller cukkaladığını önce bir öğrenin, sonra "kemal derviş sağlam ekonominin temellerini attı" diyin tabii hala diyebilirseniz.
şubat 2001 krizinin ardından 3 mart 2001'de göreve gelmiştir. ekonomik krizden sonra göreve gelmesine rağmen krizin sorumlusu olarak gösterilir. halkımızn hafızasının ne durumda olduğunun kanıtıdır. mortgage krizi olarak da adlandırılan krizden finansal piyasalarımızın nispeten fazla etkilenmemesinin nedeni onun planlanıp uygulanmasına öncülük ettiği güçlü ekonomiye geçiş programıdır. merkez bankasını bağımsız hale getirmiş ve bankacılık sistemini baştan aşağı düzenlemiştir. ekonomiden sorumlu devlet bakanlığı görevinden 2002 yılının ağustos ayında istifa etmiştir. 3 kasım 2002'de yapılan seçimlerde ise akp hükümet kurma hakkını elde etmiştir.
buraya dikkat 2003 ocak enflasyon oranları toptan eşyada yüzde 32.6, tüketici fiyatlarında ise yüzde 26.4 olarak die tarafından duyurulmuştur.
türkiye'ye büyük katkılarda bulunmuş adamdır bu adam. ama bizim halkımız ne bilsin ekonomiden. zaten bu adamı suçlayanların çoğu maaşlı işçilerdi. yani ekonomiden sikim kadar anlamayan insanlar. eğer ki bu adam olmasaydı bu ülkenin kalkınması çok zor olacaktı.
2009'un başında, tüsiad'ın bir toplantısında abd kaynaklı krizin ab'yi etkileyeceğini, ama asya'nın ayrışacağını iddia etmiştir.
(bkz: decoupling hipotezi)
ona göre gelişmekte olan ülkelerde işler yolunda gidecek, hatta henüz kriz alevlerinin ulaşmadığı türkiye de hafif yaralarla kurtulacaktır. ancak görünen köy klavuz istemedi sonra.
london school of economics ve princeton gibi iki hayvani okulu bitirmiş, iyi derece de ingilizce ve fransızca konuşan ve tenis oynayan dünya bankası başkanlığı yapmış, brookings enstitüsü başkan yardımcılığı yapan ve halen onun dönemindeki ekonomik politikalar devam ettirilen kişi. siyasetten anlamadığı ve kalite bakımından türk siyasetçilerinden bir iki beden büyük geldiği aşikardır.
Bir Bakanlar Kurulu toplantısında "Bu yasalar geçmezse iMF ile ilişkilerimiz sıkıntıya girer" diyen kemal derviş'e.Devlet Bahçeli "Sen Türkiye Cumhuriyeti'nin bakanı mısın, yoksa iMF'nin bakanı mısın? demiştir.ama yüzü kızarmamıştır.
türkiyenin ekonomi mutfağını arındıran dünyanın sayılı teknisyenlerinden biridir. derviş ten önce mutfakta fareler cirit atıyordu, bülent ecevit popülizm yapmadan ciddiye aldı ve görev verdi. akp bu güne kadar ekonominin garsonluğunu yaptı, mutfak dervişin eseridir *. tayyip kriz teğet geçti diyebiliyorsa kemal derviş in yaptıkları sayesinde böbürlenebiliyor.