Kürtler hakkında söyleyecek sözü olmayan yazar. Gelde kürtlerin neler çektiğini gör efendi millet çöpten ekmek topluyo sen isveçten tırı vırı yapıyorsun kürtmüş sen kürtsen bende götüm.
AKP hükümeti sayesinde Kürtçülüğe karşı verilen mücadelede şehit olan yiğitlerimizin Yarbay Alim yılmazlarımızın buse sarıyağlarımızın ahmet altunoğlularımızın naaşlarının üzerine basa basa ülkeye getirilmiş teröristtir. Türk olarak şehit yakını olarak terörle mücadelede iyi kötü hizmette bulunmuş biri olarak Hakkımı helal etmeyi bırak en büyük nefretle AKP hükümetini ve onların bu bölücülüğünü görmeyenlere karşı bilenmek hakkımdır.
"Türkiye'deki Aydınlar bir bildiri yayımlayıp 'Devlet kıyım yapıyor' dediler. Ama şunu söylemediler: 'PKK niye bu savaşı başlattı? Niye Kürt halkını böylesine bir savaşla yeniden yüz yüze getirdi?' Yaşanan manzaraları hepimiz görüyoruz! Biz eşitlik temelinde bir çözüm istiyoruz. PKK başından beri Kürt halkını temsil etmiyor! Böyle şey olmaz. Bugün artık oralarda yaşayan Kürt halkı da bunun farkında... insanlar, PKK'nın ne halt ettiğini, ne kadar zarar verdiğini gördü. Halk şehirleri terk ediyor, canını korumak için her şeyini bırakıp kaçıyor!" diye yaptığı açıklamayla bugünlerde biraz da olsa ihtiyacımız olan sözleri sarf eden Kürt siyasetçi...
Olayların tümünü devlete yıkmak isteyenlere sadece biraz mantıklarını kullanarak şunu söylemek isterim devlet oralarda gerçekten kıyım yapmak istese şehrin etrafına sürdüğü tanklarla bunu yapamaz mıydı? PKK'nın eline insansız hava araçları nereden geldi, yaklaşık 3 yıldır süren barış sürecinde bulundukları her yere yığınlarla silah zulalarken ne düşündüler, bir okul bahçesine bile patlayıcı atmak hangi hakkı korumaya giriyor, Yoksa o bombayı da mı devlet attı? Neden atsın? Bu olaylar olmadan önce Cizre'de bulundunuz mu, Nuh peygamberin oradaki kabrini gördünüz mü? Diyarbakır Sur'a kaç kere gittiniz? Çin Seddi'nden sonra dünyanın ayakta kalan en uzun surları olarak kabul görülen bu yerde hiç çay içtiniz mi? Bu ülkede milyonlarca Kürt yaşıyor ve yaşamaya da devam edecek. Bunların 10 da biri bile PKK ile aynı doğrultuda olsa önlerinde hangi ordu durabilirdi? Bu devletin, hükümetin neredeyse yaptıklarının tümüne muhalefet eden bir bireyim ama bu olanlar onların bu olayları bilinçli olarak çıkardıklarına inanmam için yeterli değil. Tunus, Fas, Cezayir, libya, Mısır ve en son Suriye... Yaklaşık 3-4 yıldır bu ülkeler karışırken, insanları tarumar olurken "Sıra Türkiye'yi karıştırmaya ne zaman gelecek" diyen hiç bir gazeteyi, hiç bir kitabı gerçekten hiç mi görmediniz, hiç mi okumadınız? AKP'yi de sevmem, siyasetçilerini de... Ama bu bölgede HDP birinci parti iken 2. parti de onlar. Bu kadar yanlışsalar neden bölge halkı onları ikinci sıraya oturttu...
Kemal Burkay tüm o tepkiselliklerden belki de tecrübesiyle kurtulmuş ve bir çok Kürt'ün aklından geçenlerin sözcüsü olmuş.
Havaalanında bir kahramanmış gibi karşılandı, Her gün bir bakanla görüştürülüyor, daha neler olacak hep birlikte göreceğiz...
Habur'dan giriş yapan bölücü katil teröristler de kahraman gibi karşılanmış, üstü açık arabalarla il il dolaştırılmışlardı...
Bütün bunlara müsaade edilirken, Yıllarca bölücülerle mücadele etmiş, her türlü özveride bulunmuş, ömrünü dağlarda geçirmiş, milli varlık için canını ortaya koyan, en kahraman, gazi subaylarımız cezaevlerine atılıyor.
Allah sonumuzu hayırlı etsin...
kemal burkay türkiye'ye dönünce romantik tiradlar atan hükümet, bu ülkenin gerçek aydınları sokak ortasında vurulduğunda cenazesine katılmak yerine tünel açılışlarına katılmayı yeğlemişti. (bkz: hadi buna da gülümse)
1937 yılında Tunceli'nin Mazgirt ilçesi'nin Kızılkale Köyü'nde doğdu. Babası köy eğitmeniydi. ilkokulu babasının eğitmenlik yaptığı çevre köylerde ve kendi köyünde okudu. 1949 yılında Akçadağ Köy Enstitüsü'ne girdi. Orada ve Diyarbakır-Ergani'de köy enstitüsünü tamamladı, 1955 yılında öğretmen oldu. 1956 yılında Elazığ Lisesi'nde sınavlara girerek lise diploması da aldı ve aynı yıl Ankara Hukuk Fakültesi'ne kaydoldu, 1960 yılında bitirdi. Erzurum'da askerlik, Elazığ'da kaymakamlık stajı ve Osmaniye'de kısa bir süre kaymakamlık yaptı. Ancak merkeze alındı ve ayrılarak 1964 yılında Elazığ'da serbest avukatlığa başladı. Daha sonra Tunceli'ye geçti. Köy öğretmenliği yıllarında şiirler ve hikayeler yazdı. 1964 yılında ilk romanı 'Yaşamanın Ötesinde Vatan gazetesinde tefrika edildi. ilk şiir kitabı "Prangalar" 1967 yılında basıldı. 1965 yılında Elazığ'da Çıra& adlı edebiyat dergisini çıkarıp yönetti. Edebi ve siyasi çok sayıda kitabı var.
Kemal Burkay, 1965 yılında Türkiye işçi Partisi'ne üye oldu ve partinin Elazığ, Tunceli, Bingöl ve Erzincan illerinde örgütlenmesinde rol aldı. 1965 seçimlerinde yaşını büyüterek TiP'in Bingöl adayı oldu. 1968 yılında TiP Genel Yönetim Kurulu'na, bir yıl sonra ise Merkez Yürütme Kurulu'na seçildi. 1969 yılında TiP'in Tunceli adayı oldu. 12 Mart döneminde 1972 yılında yurt dışına çıktı. 1974 yılında çıkan af yasasının ardından ülkeye döndü, Ankara'da yine serbest avukatlığa başladı. Aynı yılın sonunda bir grup arkadaşıyla birlikte illegal Türkiye Kürdistanı Sosyalist Partisi'ni (PSK) kurdu ve genel sekreterliğe seçildi. Burkay ve arkadaşları 1975 yılında Özgürlük Yolu dergisini, 1977 yılında ise, 15 günlük Roja Welat gazetesini çıkardılar. PSK, bağımsız aday göstererek 1977 yılında (Mehdi Zana) Diyarbakır, 1979 yılında ise Ağrı belediye başkanlıklarını kazandı. Mart 1980'de yurt dışına çıktı. isveç'ten politik iltica alan Burkay, çalışmalarını yurt dışında sürdürüyor.
kaynak: http://www.biyografi.net/kisiayrinti.asp?kisiid=2811
