deniz baykal'a yönelik olarak, ''ben sana sen dmiyorum, sayın diyorum'' ifadesini kullanan rte'ye, ''sana ve sen aynı cümlede... hay seni türkçe dersinden geçiren öğretmenin'' cümlesini kurarak, hazreti, ayar manyağı yapmış eğlenceli siyasetçi.
meclis kürsüsünde kemalizmin ne derece büyük bir hastalık olduğunu bariz bir şekilde ortaya koyan adam. 10 kasım sabahı klasik müzik yayını yapan trt 3'de bir spiker programı "hayırlı sabahlar" diyerek açmasını diline dolamış. nasıl olurmuş da 10 kasım hayırlı bir sabah olurmuş bugün en büyük matem günüymüş. bu derece sığ zihniyetlerin ulusal mecliste sandelye almasını açıkçası içime sindiremiyorum.
edit:ayrıca konuya bugün hem ahmet altan hem de yasemin çongar tarafdaki yazılarında değinmiştir.
mecliste kürsüye çıktı mı "ahanda olay var" dememi sağlayan vekil. çok iyi konuşur.adamı gaza getirir.bu özellikler akpde başbabakanda, mhpde oktay vuralda dtpdede hasip kaplanda mevcuttur.
başkalarını konuşturmayıp her lafa yırtık dondan çıkar gibi dalan, ses tonuyla kriz geçirecekmiş gibi hava yaratarak karşıdaki tarafından "ölmesin lan karşımda" diyerek konuşmasına müsaade edilen ezberci bozuk plak. hep aynı şeyleri sayıklamaktan vaz geçmeyecek.
her chp'li gibi polemik yapmak ve sorunu laf kalabalığında boğmak, tartışmak ve soruna çözüm üretmek yerine kavga ederek çözümsüzlük üretmek chp'nin içinde bir aşı ile mi zerk ediliyor bunlara anlayamıyorum. herkesin siyasi görüşüne saygım var ama bu adamın olduğu bir partide bu türkiye'de oy alıyor ya üzülüyorum. yeter artık. çözüm üreten gençlere ihtiyacımız var. ağzı dolu dolu konuşup hiçbir şey söylemeyen politikacıya değil.
insan en azından "bir şey söylemiyorum, bari susup dinleyeyim karşıdaki ne diyor" diye bir durup bekler. saygısız bir şekilde karşı taraf kendi süresi içinde konuşurken atlayıp zıplayan, lafı kaptıktan sonra "lafımı kesme" diye azarlamaya kalkan dinazorumuz öyle çok karşısındakinin sözünü kesiyor ki kendi süresi içinde olduğunu zannetmeye başlıyor. madem hep sen konuşacaksın diğer adamı karşına neden oturtuyorsun? demokrasimizin 80 yıldır neden ilerleyemediğini sayesinde daha iyi anladım. 1968'den beri 40 senedir sadece siyaset yapan bunun gibi adamlar varken tabi ki bir şeyler zor değişir. insan siyaset yapar. başkalarının yaptığına, kendiliğinden gelişen olaylara sahiplenir. fakat hiçbir şey yapılmasın hep aynı kalalım diye bağnazlık da göstermekten bıkar... ne bıkmaz, zamk gibi insanlar musallat olmuş ülkeme yahu.
chp ye üye olmadan önce kurucusu oldugu partinin, bölücü örgütten bahis şekli mide bulandırıcıdır, onları özgürlük savascısı gibi gösteren bir partinin kurucu üyesi olmuştur bu bünye, şimdi ergenekon planlarına ters diye kendisini reddediyor.
an itibariyle okuduğum haberde ismi geçen kişi.
ayağa kalkan Kemal Anadol, "Bu Meclis'te şerefsizler var, burada durulmaz." diye bağırınca Genel Kurul da gerginlik daha da arttı. AKP ve CHP'li milletvekilleri gruplar halinde birbirlerinin üzerine yürümeye başladılar. Yumruklar son anda önlenirken, oturuma ara verildi.
meclisin bağırıp çağırmasından ne dediği anlaşılamayan,artık bir chp geleneği olan kötü hatiplik timsali, partinin her politikasını sanki alnına yazılmış ve doğuştan kazanmış gibi sahiplenen milletvekili. bir artı değer olmadığına inanıyorum.
tüzüğünde ve programında pkk terör örgütü değil ileri çıkmış bir kürt örgütüdür diyen bir partinin kurucu üyesi. aynı partinin tüzüğünde bu sorunun çözülmesi için gerekirse üniter yapı bile tartışmaya açılır deniyor ayrıca.
siyasete solun en ucundan girip, evrim geçirerek aşırı sağın en ucundan çıkmış kişidir. iddialı olmayan görüntüsüne kötü hitabetini de eklemeyi başarmıştır. türk siyasetinde argo ve küfürün bayraktarıdır. üyeleri içinde mecliste olmayı haketmeyen ilk sıradaki vekildir.
Partisinin türban konusunu meclise götürmekle ilgili şartının, yanına yök ve dokunulmazlıkların kaldırılmasının da eklendiği bir paket olduğunu açıklayan chp'li dinazor milletvekili. gerçekten partisinin görüşü buysa kılıçdaroğlu yönetimi de tamamen fos çıktı demektir. zira chp değil miydi referandum sürecinde hükümeti "elmayla armudu bir arada oylamaya sunuyorsunuz, birbiriyle alakası olmayan onlarca maddedinin aynı anda halka sunulması hangi demokraside görülmüş?" diyen. haklılardı da.
hadi yök bir derece de türbanla dokunulmazlıkların ne alakası var kemal efendi ? yahu çekilin artık siyasetten, bırakın chp'nin yakasını.
