britanya' nın gerçek sahibi, irlandalıların atalarıdır. daha sonraları angles ve saxons kabilelerinin adaya göç etmesiyle adadaki hakimiyetlerini kaybetmişlerdir.
britanya'nın gerçek sahibi olmayan kavimdir. aksine britanya'ya göç ettikleri mö 7. yüzyıl ortalarından itibaren yanlarına akraba bir kavim olan pict'leri de alarak britanya'nın yerli halkını sistemli şekilde yoketmişlerdir.
mö 7. yüzyılda avrasya'dan çıkıp avrupaya gelmişlerdir. 500 yıl boyunca britanya dahil tüm orta ve batı avrupa'ya hakim olmuşlardır. büyük bir imparatorluk kuramama sebepleri kabile mantığıyla hareket etmeleridir. roma'nın başına bela olmuşlardır. özellikle iki tane hayvani vukuatları vardır ki, tarih boyunca bu kadar ezilip hor görülmelerinin başlıca sebebi olarak anılır. bunlardan ilki mö 4. yüzyılda roma'yı kuşatıp tüm asil romalıları aşağıladıkları olaydır. (bkz: vae victis) diğeri ise mö 3. yüzyılda yunanistan'daki kutsal delphi mabedi'ni yağmalamaları, tanrılara sunulan hazineleri çalıp, rahibelerin ırzlarına geçmeleridir.
"köpek gibi savaşırlar" tabiri keltler için az bile kalır. savaşta bildiğin rage virüsü bulaşmış infected* gibi düşmana saldırırlar. roma'nın vietnam savaşı olarak bilinen celtiberia savaşı'nda bunlara diş geçirememesi boşuna değildir. sonradan avrupa kıtasında çoğunlukla asimile olmuşlar, sadece galya'da(bugünkü fransa) bazı kabileler benliklerini koruyabilmişlerdir. bunlar da sezar'ın*galya'da vercingetorix'in eline vermesinin ardından britanya'ya iltica etmişlerdir.
ms 5. yüzyıldan itibaren roma'nın britanya'dan çekilmesiyle meydan bize kaldı deseler de, saxon istilasıyla sarsılmışlardır. saxonlara karşı en başta efsanevi kral arthur tarafından bazı zaferler kazanılmışlarsa da (bkz: badon hill muharebesi), adanın kuzeyine ve güneybatısına sürülmüşlerdir. sonradan zaten saxon hakimiyeti altında bir tek kuzeyde iskoçya'da tutunabilmişlerdir. ayrıca irlanda'da hala kabileler halinde bağımsız yaşamakta ve viking belasıyla uğraşmaktadırlar. 1066'daki norman istilasında zaten bu topraklar(iskoçya ve irlanda) da ellerinden gitmiş, kelt davası ölmüştür. sonradan 1296'da başlayan iskoç isyanı sırasında robert bruce tarafından irlanda'ya kardeşi yollanarak "gelin birlik olalım, yarın çok geç olmadan" mesajı verilmişse de ulus bilinci kuvvetlenen irlandalılar'dan beklenen tepki alınmamıştır.
günümüzde kızıl saçlı ve mavi gözlü üyeleriyle tanınan bir ırk artığı olarak kalmıştır keltler. eski dillerinden kalan kelimeler iskoçlar'ın ingilizce muhabbetlerinin arasına karışır. yine ingiltere'nin güney batısında cornwall taraflarında hala galce konuşanlar vardır. başka da bir olayları kalmamıştır efem.
Pis angollar gelene kadar adada huzur icinde yasayan, mitolojisi en gelismis ve en anlamli halk. Eğlence anlayislari perfect. Okuz saksonlar tarafindan kaba kuvvetle bastirilmislardir.
Keltlerin bir kolu da Galya'ya yerleşmişti vaktiyle.Roma imparatorluğu'na uzun bir süre direndilerse de sonradan julius caesar'a karşı koyamayarak yenildiler.Daha sonra Fransa'ya gelen franklar ve normandiya'ya yerleşen vikinglerle kaynaşarak,hep beraber bugünkü fransız halkını oluşturdular.
ben: torba değil yanak onlar?!
o: gözün altında yanak mı olur ya?
işbu serzenişiyle, anatomiye isyan eden çilebülbülüallaaaahçilebülbülüçile. tez bütün yanaklar kesile gözün altından, vurula alın ortasına. (mutlu olur yemin ediyorum. ananesinin delisi)
kelimeleri duyabilme, sezebilme ve süzebilme ve kendi içinde yerli yerine yerleştirebilme ve bunların her birini her zaman isabetli bir biçimde yapma becerisi, hayatımda fapfarklı bir yer demektir. kelt, o yerin sahibidir. bir şeyin başlangıcında ya da bitişinde, belirsizliğinde, adına ne desem eksik kalacak duygular içerisindeyken ben, "dünya üzerinde bunu ancak o hissetmiş olabilir daha önce" derim. kelimelerin, sessizliklerin, melodilerin, can acıyana kadar gülüşlerin ve güllacın efendisidir. siyah kalbi bizimle bekleyen, pars zambağının yanı başımız yolcusudur.
biz;
penguen, mamut ve panda.
ördek dafi, garfield ve gufi.
lacivert, turuncu ve bordo.
(bazen yakın, bazen uzak, bazen kapalı kapıların ardında, bazen bahçede, güneşin altında oynaşancasına -haha-)
tam üç taneyiz aslında.
hepimiz birbirimize doğru çinden koşabiliyoruz.
zamanında kurdukları ve belli bir çizgisel düzende devam eden bazı yapılar -ki bu yapılar meridyenler ile yine sağlıklı bir düzen içerisindedir- daha sonradan tapınakçılar tarafından katedrallere dönüştürülmüştür. nedeni ise, muazzam bir planın küçük bir örtünüşü, saklanışıdır.
Belki de geçmişin ve günümüzün bir avuç bilimadamı dışındakilerin çoğu için "Kelt"... içine herhangi bir şeyin konulacağı ve herhangi bir şeyin çıkarılabileceği bir tür sihirli torbadır... Ünlü Kelt alacakaranlığında her şey mümkündür ve bu tanrılarınkinden çok mantığın alacakaranlığıdır. J. R. R. TOLKiEN, 1963.