tek ders sınavıma çalıştırması için randevu aldığım yazar.
bilmiyor ki ne kadar yaramaz bir öğrenciyim. henüz caymamışken, sözleşme filan imzalatsam bari. ehe!
müzik konusunda başarı kokan yazar. taksimde kendisi gitar çalarken nacizane sesimle eşlik edebileceğim, birlikte insanları koparabileceğimize inandığım yazar. komik, sevimli, iyi gibi güzellik dolu sıfatların yanına adının eklenmesi ile yerinde sıfat tamlamaları oluşturacak karakter.
öfke kotası oldukça dar iken iyilik kotası ise bir o kadar geniş kişilik, sağlam dost.
aylardır tamamlanmayı bekleyen bir taslak ve işte ben; rahattan hazır ola geçmiş, arz-ı dîdar etmekteyim.
2 yıldan sonra buraya uğrayan ilk kişi olarak; kendimi çok değerli bir eseri keşfetmiş gibi hissediyorum. hani bir şey bulursunuz ve -tüm bencilliğinizle- onu sadece siz bilin, siz takip edin istersiniz --entry iyice diskavıri çenıl kıvamına gelmeden devam edelim-- iş bu yazarın entry'leri ve sohbeti de, bana bunları hissettiriyor.
soğuk bir kış gecesi, yanan mesaj ışığım ve sonrasında kendimi uzun bir zamandan sonra içinde bulduğum sorgulama evreni. "birey olabilme"nin zorlukları, insan ilişkilerindeki anlamlandırılamayan detaylar, tespitler, hayata dışarıdan bakanların psikolojisi ve elbette, çok büyük bir artı puan olarak, metal müzik..
eskiden sorular "sorardım". cevaplar da arardım. sonra büyüdüm; baktım ki, sorduğum soruları bir ben anlıyorum. merakım; çevredeki insanlarca, nahoş bir atasözüne çevirilip küçümseniyor. ben de bıraktım sormayı..
noktalarımız bitmişlikleri, üç noktalarımız tamamlanmamışlıkları, virgüller nefeslerimizi, ünlemler duygularımızı belirtir ve biz de bunları hoyratça tüketirken; neden soru işaretlerine bu kadar az değer veriyoruz? soru işaretlerimiz bitmemeli.. o yüzden soralım..
yıllar geçtikçe gelişiyor muyuz, yoksa bu günleri özleyecek miyiz?
akvaryumdaki balıklar, onları dışarıdan izleyenlerden daha mı avantajlıdır?
hızla akmakta olan kum saatini yavaşlatabilecek miyiz?
ideallerimize yaklaşabilecek miyiz ya da bize teğet mi geçecek düşlerimiz?
ve en önemlisi,,
ağaçtaki elmadan daha mutlu olabilecek miyiz !?
işte üstad, bu soruların cevaplarına yaklaştığımda biliyorum ki; sizin geçtiğiniz yollara adım atacağım.
(#4861445) no lu entrysine yaptığım tek cümlelik eleştiriye, nazik bir şekilde teşekkür edip neredeyse entrynin kendisi kadar uzun bir açıklama göndermiştir cevap olarak.
velhasılıkelam duyarlılığıyla beni hem şaşırtmış hem de etkilemiş yazardır.***
edit:imla
sözlüğe anlatacak birşeyleri olduğu için gelen yazardır. ilk başladığında yaşamının içindeki kendi ve yakın çevresinin yarattığı kavramları sözlüğü takip edenlere kazandırmak istemiştir. Sonrasında, uzmanlık alanındaki konuları* açıklamak için bu platformu kullanmaya başlamıştır.
özellikle son bir yıldır da, siyasi gündemi yakından takip etmekte ve beyin hücrelerini bu rahatsız ettiği için bu konuları yazmaktadır.
nick altı entry konseptini çok tutmamakla beraber, bir konudaki hislerimi en doğru olarak buradan yazabileceğimi düşünüyorum. 3. kişiyi anlatır gibi kendimi anlatmak bir yerde keyifli olsa da, bunu 1. tekil şahıs olarak söylemeliyim. ülkenin içinde olduğu boktan vaziyet karşısında açık açık düşüncelerimi söylüyorum buradan. ama sözlüğü sadece takma isimle olduğu için tercih ediyor olduğum hissine kapıldım. bunun için de utanç duyuyorum.
özel hayatımda herşey tıkırında gidiyorsa da terör saldırılarında ölen insanlar, suçunu bilmeden, belli edilmeden yatanlar ve teröristin insanları katletmesini meşrulaştırıp, suçunu bilmeyenleri terör örgütü üyesi olmakla suçlayanlar; en önemlileri bunlar olmak üzere tüm adaletsizliklerden utanıyorum. Yapacak o kadar çok şey var ki, o kadar çok çalışmamız lazım ki.. Başlayamıyorum, başlayamıyor-başlamıyor olmaktan; o hırsımı burada yazıp köreltiyor olmaktan utanıyorum.
ellerine sağlık yazarıdır. evet her ne kadar bazen birbirimizi yesek bile türk futbolu artık bir şekilde temizlenmeli. aykut hocanın , şenol hocanın dediği gibi futbolun içinden gelenlerin yönetimlere talip olması gerekir. ve futbolu yönetmesi gerekir. karanlık adamlar elini çekmeli bu işlerden artık. buradan beslenen domuzlar tek tek vurulmalıdır. tekrar sağol.
(#13554845)
(#14424155) nip tuck dizisini derinliğine analiz etmeyi becerebilmiş, dikkatli izleyici ve besbelli eli kalem tutan ve çok okuyan bir yazardır. (julia'ya biraz fazla yüklenmiş ama. * )
kendi kendini yiyip durarak hayatına devam eden yazardır. 2006 da bir serbest giriş yapıp, 2007 de aktif olarak kullandığı uludağsözlük te evrim üstüne evrim geçiren, ama bugüne geldiğinde hala da inatla yazan kişidir.
Evrimsel gelişime bir bakalım: Önce başlangıç evresindeydi, askerlik dönemi sonrasında sosyal girişimlerde bulunarak çevresini genişlettiği bir araç olarak burayı kullandı. daha sonra kişisel gelişim ve işletme konularıyla ilgili yazılar yazdı. bunun yanında sosyal çevresine atıfta bulunacak, daha ziyade kadın erkek ilişkilerini irdeleyen yazılar yazdı. son dönemde siyasi gündemle burası üzerinden haşır neşir oldu, 2013 e girdiğimiz bugünlerde de burayı blog misali kullanmaya başladı. siyasi gündemden sıkıldığı bugünlerde bu durum daha olası gibi gözüküyor, bakalım ileriki zamanlar bize neyi gösterecek?
bunun bir analizini yapmak gerekirse: kelkeshoze kişisi gündeminde ve aklını en meşgul eden konularla ilgili sözlükte yazıyor. peki niye, çünkü burası onun özgürlük olarak ifade ettiği bir platform; silik entry lerine doğrudan biçim veren admin ler de olsa, sol frame i cinsel fantazileriyle dolduran yazarlar güruhu siteye hakim de olsa, bir zamanlar sosyal çevresini oluşturan tüm yazarlar sözlükten uzaklaşmış da olsa, hatta onu buraya bulaştıran arkadaşı bile 20-30 entryi aşmadan buradan ayrılmış olsa da.. ya peki ben niye gaza gelip 3.şahıs tonunda kendime toplamda benim adıma birşey ifade etmeyen koca bir entry girmiş oldum ki? benden çıksın da nereye giderse gitsin diye düşünüyorum, nick ile yürüyebildiğim, nispeten serbest yazılar yazabildiğim platform olarak burası elimde var ondan herhalde.
edit: bir de şundan bahsetmek istiyordum: mesela ergenekon destanı vardı, bugün davası var ama diriliş söylemi akp genel başkanı ve gençlik kolları tekelinde. apo, pkk, şemdin sakık teröristti; şimdi gizli tanık, devlet muhattabı, özgürlük savaşçısı oldular. atatürk tartışılamazdı; şimdi bir kötüleme yarışı, sanki döneminde yapılan herşey yanlış gibi bir havaya giren, kasıtlı ya da kasıtlı olmayan bir sürü insan. en masumu diyor ki atatürk diktatörlüğünü tamamlayamadı ah bir tamamlasaydı.. ya benim ömrüm çok değil, temel kavramlar 10-20 yılda tamamen tersine dönmemeli. bir de sanki yorumlarda oy kullanma yanında gerekçe açıklama şansı da olmalı ki, kimin neye göre oy verdiğini bilelim. kelkeshoze isimli yazarın entry girmesini tarihçe ve felsefik açıdan irdeleyan bir entry i neye göre birilerinin olumsuz oyladığını duyalım ki, ona göre kendimize çeki düzen verelim. yoksa da ağzının payını verelim, herkes birşeyler öğrensin. değil mi ya??