söz dinlemez, anlatsan dilin varmaz durumları tam manâsıyla anlatacak bir "durum zarfı, sıfatı, ilgeç'i, bağlaç'ı, çözgeç'i.." arıyorum bazen.
Her anı yenilmiş, her bakışı, her sözü zehirlenmiş saatleri anlatacak, tarifi mümkün olmayan ya da olamayan uzun diyalogları kesip atacak bir sözcü, dillere pelesenk olacak bir söz olmalı bu.
Her harfinde yıkılmış bir durumu görmeli, her vurgusunda gözlerin göremediğini göstermeli...
Öyle bir an gelmeli ki hiçbir cümlenin, hiçbir nesnenin ve hiçbir takdirin cesaret edipte söyleyemediğini, bir çırpıda savursun kirli yüzlere. Öyle bir savursun ki nefeslerin ağır kokusu misk-i amber olup yayılsın göklere...
