yetmişli yıllarda, başrolünü rüştü asyalı'nın oynadığı keloğlan filmlerinde, keloğlan'ı annesi; "---kel oğlum, keleş oğlum!..." diye severdi. belli ki bu yüzden halkımızın algısında keleşle, kellik arasında (yanlış) bir bağıntı kurulmuş. benim bildiğim keleş, güzel demektir.
başlığı açalı tam 01 ay 18 gün olmuş ama hala bu husustaki kafa karışıklığım devam etmekte efendim. bu anlamları doğru okumlayabilecek insanları dinlemeğe değer bulmaktayım. muhabbet ve hürmetlerimle.
Emekli Rus asker Mihail Kalaşnikov tarafından tasarlanmış, silah dünyasında AK 47 olarak bilinen silah akla gelir.Halk ağzında "keleş" denmiştir.Aslında bu silaha keleş değilde Kalleş demeleri lazımdı.Kullanım rahatlığı ve toza suya dayanıklılığı nedeniyle hemen hemen çoğu terör örgütü bunu kullanıyor.
naçizane faydali bir paylaşım yapmak üzre soluğu burada aldım. keleş kelimesini, anlamlarını irdeleyip bir tezatı dikkatlerinize arz etmek istiyorum efendim.
az önce galerime geçerken, genç bir kardeşim seslendi;
"kel abim keleş abim, hayırlı cumalar. yengeme de selam çok öpüyorum"
o an kafamda bir soru işareti belirdi, kafam karışmıştı doğrusu. "acaba?" dedim. söyledikleri güzel şeylerdi. cumamı hayırlaması olsun, eşime selam söylemesi olsun, çok öpmesi olsun gayet güzel temennilerdi. ancaaaaak... keleş kelimesine takıldım ne yalan söyleyeyim.
direkt galeriye seyirttim. tdk web sayfasında keleşi arattım. sonuçları arz ediyorum efendim;
1. Yiğit, cesur, bahadır
2. Çok yakışıklı, çok güzel
3. Vücut yapısı gösterişsiz
4. Çirkin, kötü
şimdi bu adam, bana yiğit mi dedi, yakışıklı mı, cılız mı, yoksa çirkin mi?
inanın sabahtan beri içim içimi yiyor. ancak cumamı hayırlayan, eşime selam söyleyen biri kötü bir şey söylemiş olmaz herhalde.
yine de dil kurumu yetkililerinin bu konuyu açıklağa kavuşturmalarını istirham ediyorum efendim.