bir öküzün gecisini izleme saniyelerinin sonucunda neler olabilecegini düsünürken biz,uzun süre birlikte oldugunuz kisinin nelere sebep oldugunun varsayimlarindan bahsetmeyi hic istemiyorum. kim bilir kac kisi nasibini aldi bu birliktelikten haberiniz var mı?
birakin dokunmayin birbirinize! herkes kendine yetecek bugdayi, domatesi, misiri patatesi birakalim kendisi üretsin. alisveriste bulunma zorunlulugu herkesi kendi olmaktan cikarir. etkilesmek mi bizi kendimize ulastiracak ya da insanliga haa? hayir. buraya yazilanlari okuyan kendini mi bulacak? hayir. ne bu döngü yaa! gercekten kendi olabilen yaratiklar dokunmadimiz sürece hayvanlar ve bitkilerdir. insanlar hic bir zaman kendisi olamaz. kaos un getirisidir bu. magara adamiydi insan olan. simdi ben; biraz sen, biraz o, biraz annem, biraz babam, kardesim, ögretmenim, sevgilim, komsum, arkadasim, sehrin delisiyim... anliyor musun. ben hepinizim. sen de hepimizsin! iste lanet kelebek etkisi.
ironik olarak doğrudur.
zira küçük etkiler püyük tepkimelere yol açar ve dalgalanma her seferinde artarak devam eder.*
hatta bir reklam filmine konu olmuştur.bir kelebeğin üzerine konduğu arabanın alarmını çalıştırmasıyla başlayan olaylar silsilesi.
birde aynı isimli bir film vardır ki akıllara zarar salak ötesi bir film.
neden sorusunun cevabı ise bugünkü aklıyla her seferinde hayatının kırılma noktasına dönmesine izin verilen geri zekalının insan ötesi salaklığıyla olayları daha çıkmaz bir hale sokmasından daha salağı böyle bir film çekmek olsa gerek. bir bombayı götüne sokup patlatmadığı kaldı.
Edward N. Lorenz adlı bir hava durumu spikerinin; ''Amazon Ormanları'nda bir kelebeğin kanat çırpması, ABD'de fırtına kopmasına neden olabilir.'' cümlesiyle özetlediği, küçük etkilerin hayal edilemeyecek kadar büyük tepkilere sebep olabileceği matematiğidir.
dünyanın bir ucundaki kelebek kanat çırpar ,dünyanın diğer ucunda fırtınaya yol açar..Bazen bizim azımızdan çıkan kelebek kıpırtısı kadar küçük şeyler diğer insanlarda oldukça kırıcı yada yapıcı algılanabilir.
gece tam mastürbasyon yaparken, balkonun acik penceresinden içeri girip, acik olan isiga hizla carpma neticesinde, kişisel sex partimizi sonlandıran, hayvan. hayvan oğlu hayvan.
meteorolog edward lorenz'in orjinal adı "does the flap of a butterfly's wings in brazil set off a tornado in texas?" (brezilya'daki bir kelebeğin kanat çırpışı teksas'ta bir kasırga başlatabilir mi?)olan 1972 tarihli makalesinden esinlenmiştir.
girdilerdeki küçük farklılıkların çıktılarda büyük değişikliğe sebep olabileceği düşüncesi. bir kelebeğin kanat çırpışının dolaylı olarak fırtınaya sebep vermesi gibi.
şu anda bu yazıyı okudunuz, bundan sonra bazı şeyler, bu yazının yazılmamış olmasında olacaklar gibi olmayacak. benim yazmam ve senin okuman bu etkiyi oluşturur. buna kelebek etkisi ya da entry etkisi diyebiliriz. (kapamaya çalışma, artık çok geç)
not: fazla düşünürseniz, kafayı yeme garantili kurslarımız açılacaktır.
bazen "kozalarından hiç çıkmasınlar da, bi günlük ömür sürüp, bizim mal hayatlarımızın da canına okumasınlar, tırtıl tırtıl yaşasınlar" diyesi gelir insanın.
diğer bir adı kartopu etkisidir. oluşan her hareketin bir sonrakine zincirleme reaksiyon göstermesi durumunu ifade eder. küçükten başlar büyüğe doğru gider.
--spoiler--
kentucky eyaletinin louisville şehrinde başlıyor hadise.
enformasyonu ukalalığa bağlayan sınırı geçmemek için adını vermediğim ana caddelerden birinde ilerleyen epeyce afili bir araba birden hırıltılar çıkararak stop ediyor.
bunun üzerine arabanın şoförü hışımla kapıyı açıp dışarıya çıkıyor.
bu sayede kendisinin nasıl bir tip olduğunu görme imkânı buluyoruz: pahalı gri bir takım elbisenin içine sıkıştırılmış iri kıyım bir adam, öfkeli, kaba sürekli japon işadamlarıyla yapacağı toplantıya yetişmeye çalışan o telaşlı amerikan yuppielerinden biri adı john olsa da olmasa da biz ona gönül rahatlığıyla john diyebiliriz. çünkü adı ne olursa olsun o tam bir john. gıcık bir tip olduğuna herhangi birimiz gördüğümüz anda kalıbımızı basabiliriz. bunda çok tipik bir amerikalı olmasının da payı var tabii!
biz bunları düşüneduralım, john çoktan ceketini çıkarıp, aşırı beyaz gömleğinin kollarını sıvadı bile. belli ki arabanın önüne dolanarak kaportayı açacak evet, aynen öyle yapıyor. bir süre gövdesinin üst kısmı kaportanın içinde kaybolmuş vaziyette kalarak arabanın orasını burasını umutsuzca kurcalıyor. sonra yine hışımla oradan çıkıyor, lanet okuyarak kaportayı kapatıyor. hayır kapatmıyor, adeta patlatıyor. kıpkırmızı bir suratla kameraya dönerek şunu söylüyor:
- kim sana japon arabası al dedi, bu japonların hepsi geri zekâlı
aynı anda japonyada, tokyonun batısındaki mütevazı evinde televizyon karşısında uyuklamakta olan emekli otomotiv işçisi kim toyotaki aniden yerinden sıçrıyor, önce afallamış biçimde etrafına bakıyor, sonra öfkesinden adeta orta boy bir samuraya dönüşüyor ve haykırıyor:
tokadı yer, depresyona girer, yüksek bir binadan atlar, birinin üstüne düşer, düşen kurtulur, o biri sevgilisidir, sevgilisi ölür, sevgilisinin elinde bir çiçek vardır, içinde de bir not; kabalık ettim affet.
sovyet sosyalist cumhuriyetler birliği'ne ait bir denizaltının, adriyatik denizinde suya indirilmesi ile birlikte yaydığı enerjinin sebep olduğu dalgalanama ve sinerjinin, bermuda da uçuş yapan hava komodorunun frekansını bozup; düşüşüne sebep olması, bu duruma örnek olarak teyit edilebilir.
