canciş pompiş tontiş mevzulara devam ediyoruz efendim. tek derdimiz şu sözlüğün iki gıdım daha ilim şile donatılması. bıktım yemin ediyorum bu pompatörlerden, alkolizmcilerden bıktım!!!!!!! ismail allah belanı versin mevzuya geliyorum;
aslında ehl-i sünnet mezhepleri (hemen hemen hepsi) samimi söylüyorum şu hayatta -fıhki konular da dahil- ölümüne nettirler, ay şu şöyle mi ay bu böyle mi yoktur! hepinizin bildiği ennnnnnn basit en tatlı örnek: "ortada iki müslüman var ve birisi birisine kafir diyor bu durumda ikisinden birisi kafirdir! ya da olmuştur" bu kadar! bitti. konuyla alakası yok ama adım adım geleceğim, bunu netliği belirtmek içinm yazmıştım.
hah gelelim şenliğe:
Eş’arîler ve Mâturîdiler der ki "kelam-ı nefsi işitilemez arkadaşım nasıl işitilsin senin kulağın onun sözünü duymaya nasıl muktedir olsun?" mutezile ise der ki; "arkadaş madem var olan yaradılmış olandır, ve yaradılmış olan mahluktur ve madem biz kuran'ı mahluk aracılığı ile anlıyor ve aktarıyoruz ve tasarruf ediyoruz eee daha ne bu mahluk olmaz mı? bi kere allah'ın kelamını işitememek diye bir şey nasıl olur?"
ha benim bu konuda şahsi bir görüşüm yok mu? var ama bunu ben bi yerimdem sallamadan cevap vereyim;
“Kur’an’ı telaffuzumuz, yazmamız ve okumamız mahluktur ama Kur’an mahluk değildir."
