ancak özürlüler haftasında bu tipler özürlü sayılıp hatırlanmazlar. araçlarına özürlü plakası verilmez ve özürlü park yerlerine park etmeleri hoş karşılanmaz.
kimi erkeklere dehset yakisan bir durum, kimileri icinse saclarin dökülmesiyle baslayan erkeklik gururlarina küfredilmesi gibi bir sey.
kadinlarda ise nadir rastlanan bir durum, oysaki kendi iradesiyle kazitan kadinlar cesurdur kendi capinda, ve görüntü olarak biraz da korkutuculardir. soguk bir hava veriyor nedense...ama yakisana da yakisiyor hani.
bir de hayat bazen sakalar yapiyor ve saclar hastaliktan mütevelit ya da ilaclardan dolayi veda ediyor (kisa bir süreligine) en azindan ve o an kel olmanin ayricalik oldugunu anliyorsun cünkü insanlarin sana bakisi degisiyor.
küçük bir detay gibi gözükse de, aslında önemli bir farktır. hatta seinfeld' in bir bölümü sırf bu ikisi arasındaki farkı anlatır. kel adama dazlak, dazlak adama kel dememek gerekir. her iki taraf içinde alınganlık sebebidir.
abicim her kel mi berbere adımını atar atmaz ekseriyetle sıra varsa, hemen işini bitirmek arzusuyla ''bende saç yok ki iki dakka sürmez benim iş eheh''esprisi yapmak zorunda kalır.
farçada "kal"dır bu kelime. saçsız baş ya da doğrudan baş olarak kullanılır.
ayrıca,
latince calvus, rusça golyı (kel, kafatası) kelimeleri dikkat çekicidir.
hatta ve hatta imdat çekicidir. ehehe... neyse tamam.
burdan kel arkadaşlara sesleniyorum! kelinizi öpeyim, lütfen, kelalaka bi konuya binaen 'benim başım kel mi?' esprisi yapmayın. söz ulan, bende yapmiciim. ahha, ufaktan ufaktan, robot resmimi çizmeye başlayan olmuştur haa.
hatunun boyun eğmek zorunda kaldığı saçsızlık durumu. her ne kadar sevmezsen sevme, türkiye'nin ortalaması gereği elbet kel bir erkeğe denk geleceksin.