hoş gelip gelmediği bilinmez ama bir şekilde geleli hemen hemen dokuz ay olmuş yazar parçasıdır. sekizinci nesille karıştırılmaya. onlar hoş gelmiştir, ayrı.
iyi ki var dediklerimizdendir.çünkü yazdıklarıyla
ışıksız olana yanan bir mum ışığı,
yeni açan menekşeye bir damla su,
topraga muhtaç fidanlar için toprak,
şakirt kavramını sözlükte öğrendiğim üzerine her türlü yemini edebilirim. şimdiye kadar hiçbir cemaat ortamında bulunmadım, bundan sonra da bulunmayı düşünmüyorum. atatürk ün eleştirdiğim çok yönleri var, ama tekrar ediyorum, buraya dikkat çekiyorum, eleştirdiğim diyorum. ama bizde eleştiriyi hakaret olarak algılama eğilimi dehşet verici boyutta maalesef. işin daha da vahimi, eleştirilerime karşılık veremeyenler ya da verdiklerini zannedip saçmaladıklarının farkında olmayanlar, acizliklerini karşısındaki insanı damgalayıp ona hakaret ederek bastırıyorlar. bundan da çok mutlu oluyorlar, bu kadar da pişkinler ne yazık ki. çünkü onların hayat tarzı bu. ezberlerini ölümüne korumak yani. ezberlerini bozanların söylediklerini araştırmak yerine, söyleyenlere küfretmek, hakaret etmek ve yaftalamak daha kolay geliyor onlara. çünkü bu sayede zihinlerini yormaları gerekmiyor. ben de bu satırları, potansiyel ve gerçekleşmiş iftiralara cevap niteliğinde yazmak zorunda hissettim kendimi. allah iftiralardan ve iftiracılardan korusun diyorum.