Iyi bir üniversiteden mezun olsanız da çok iyi ales puanı alsaniz da her mülakata 1. 2. Olarak çağırılsaniz da kabul almanıza engel olan sizi işsiz bırakan hayallerinize ket vuran bir problemdir.
Sanırım 9-10 yaşları civarıydı.Evet çoğu kişi gibi erken bir yaşta başlamadı.Önceleri ne olduğunu anlamamıştım.Niye böyle konuşuyor,kelimeleri niye böyle söylüyordum.Arkadaşların alayları zaten cabası...Ortaokul yıllarında iyice arttı .Hayat bana cehennem olmuştu resmen...Liseye geçtiğim yaz özel ders aldım .Bir sure geçer gibi oldu.Sonra yeniden nüksetti.Şuan üniversite okuyorum ve hala birazda olsa kekemeyim.Kekemelik nedir kekemeler ne hisseder falan en iyi yaşayan bilir.Konuşmak ama konuşamamak,insan ilişkilerine geriden başlamak,hep bir çekingenlik hali falan...Off offff Allah bütün kekemelere sabır versin.Şuan da yuregimden geçen ama kelimelere dökemediğim bütün kelimeler onlara gelsin....
17 sene çektiğim hadise, gitmediğim doktor, lanet etmediğim küfür kalmadı ancak isyan etmedim (bkz: allaha isyan etmek)
nasıl oldu diye soracak olursa eğer, 5 yaşında zile basarken görmediğim ve arkamda duran bir köpekle aniden göz göze gelişim ve havlaması sonuca oluşan travma.
ama geçti şükür. nasıl geçtiğini ise bi ben bilir bi allah, neler yaşadığımı da bi ben bi allah bilir. anlatsam roman olur sussam bi bok olmaz.
1.sınıftan beri çekiyorum bu rahatsızlığı, yani kendimi bildim bileli. ilkokulda tahtaya kalkıp okuyamadığım şiiri, öğretmenin sınıfın içinde herhangi bir tedavi merkezine gitmediğim için beni azarlamasını, bildiğim soruları cevaplamaktan korkmalarımı, herhangi bir kızla tanışmaktan korkmayı, lisede tartışma esnasında arkadaşın 'konuşmayı öğren de gel' diyince cevap veremeyişimi, konuşurken sanki farklı biriymişsin gibi acır gözlerle bakan insanları, okulda kendimi tanıtırken adımı söylemeye çalışırken yaptığım hareketleri sanırım hiç unutmayacağım. ama şükürler olsun ki şu an çok rahat bir şekilde olmasa da kendimi ifade edebiliyorum. çevremde de kekeleyen insanlar gördüm inanın bana o kadar iyiler ki. hala bu rahatsızlığa sahip arkadaşlara naçizane tavsiyem : kimseden korkmamaları. kimse sizden değerli değil çünkü. hatta siz onlardan daha zekisiniz. çünkü söyleyemediğiniz/söyleyemeyeceğiniz her kelimenin yerine birkaç saniye içinde eş anlamlı bir kelime bulmak zeka ister.
haa bir de kekeme bir arkadaşa veya yakına sahip olan insanlara tavsiyem ; lütfen acır gözlerle bakmayın, söylediği şeyi tamamlamaya da çalışmayın. sadece gözlerinin içine bakarak onu dinlediğinizi gösterin. çünkü bu psikoloji çok farklı yaşamayan bilemez.
genellikle nefes alış veriş sorunudur ve diyaframdan kaynaklandığına inanılır. konuşma esnasında doğru zamanda nefes alıp vermemekten doğan bir sorundur ki çoğu kekemenin şarkı söylerken kekelememe sebebi de şarkıda nefes alınıp verilen, duraksanan yerlerin belli oluşudur. bir başka sebebi de konuşma ritm bozukluğudur ki bu durumda da şarkılarda türkülerde ritm belli olduğu için kekeme kişi bu esna da kekelemez. bilinmeyen ve çok az rastlanan kekemelik türü ise aceleci tavrı olan kişinin zeki olmasından kaynaklanır. bazı doktorlar tarafından dilin beyin hızına yetişememesi olarak da adlandırılan bu türe verilen örnek ise " normal insanın bir salisede aklından geçen kelime sayısından çok daha fazla kelime geçtiği ve hangisini söyleyeyim şimdi derken bir yerde kitlendiği ve kekelemeye sebebiyet verdiği" şeklindedir.
ilk iki kekemelik tipi tamamen ritimsel ya da nefessel sorun olup kekemelik merkezlerinde kolaylıkla çözülebilir. tek ihtiyaç olan doğru nefes alıp vermek ve kitap gibi düz konuşmaktan geçer. diğer tür kekemelik çözümü için ise " hele bi otur soluklan yiğenim" şeklinde tabir edilen, "önce bi düşün sonra konuş amk" gibi şeyler tavsiye edilir.
kekeme bi insanla konuşurken de dikkat etmek gerekiyor. muhabbetteyken bi kelimeye takıldığında aklıma türlü türlü şey geliyor açıkçası. "gözlerine bakmaya devam etsem daha mı heyecanlanır" diyorum. "gözlerimi kaçırsam sıkıldığımı sanır" diye tırsıyorum. "kelimesini tamamlasam ayıp olur" diye düşünürken "tamamlasam belki gerisi gelir rahatlar" diye geçiriyorum içimden. en sonunda susup gözlerine bakmaya devam ediyorum. allah kimsenin başına vermesin. artık tedavisi de var bildiğim kadarıyla.
ağız yapısında problem olup olmadığı araştırıldıktan sonra ki çoğunda problem yoktur, hangi nedenlerden kaynaklandığına yönelik psikolojik faktörler irdelenip nihayetinde kaliteli bir konuşma terapistinden yardım alınarak ortadan kaldırılabilir hale gelmiş yaygın konuşma bozukluklarındandır. konunun uzmanları ile birlikte çalışılmadığı taktirde başarısızlıkla birlikte özgüvenin daha da sarsılmasına yol açabilir.
- konuşmaktan ve insanlardan gitgide daha fazla çekiniyorsanız
- Her ağzınızı açtığınızda : " Acaba yine kekeleyecek miyim " sorusu aklınıza geliyorsa...
-yeni başladığınız sınıfta ; " Herkes sırayla kendini tanıtsın" cümlesinden nefret ediyorsanız
- Yanınızda kimse yokken istediğinizi söyleyebiliyor , ama en çok konuşmanız gereken anda (birine onu sevdiğinizi söylemek gibi) konuşamıyorsanız.
- cümleleriniz sık sık (hiç hoşlanmadığınız hâlde) başkaları tarafından tamamlanıyorsa
- Eve bir misafir geldiğinde, karşılaşmamak için çaba harcıyorsanız
bu hastalığı ya da bu psikolojiyi yaşıyosunuz demektir. Kekemelık gerçekten çok zor ve üstüne gidilmezse hayatınızı alt üst eden bir psikolojik hastalıktır. Nerden mi biliyorum ?
- En yakınım , yani kardeşim bu tramvayı yaşıyor, sorunların üstüne gitmek yerıne sorunlardan kaçmayı tercih ediyor ve gitgide daha da içine kapanıyor. Hem kendine hem de çevresine zarar veriyor. Yaşı ilerledikçe daha da göze batmaya başlıyor ,yüzü nerdeyse hiç gülmez hâle geliyor.
Bu yüzden de içini hep kağıtlara döküyor, mesela en son sevdiği bir kız hakkında yazdığı mektubu buldum ve okudum , ağlamamak için kendimi zor tuttum, o kadar derin şeylerdi ki yazdıkları... Bi kekemenin hâlinden anlamak ya da empati kurmak ya da kurmaya çalışmak karşı taraf için gerçekten zordur. Çünkü isyan edecek duruma gelirsiniz o psikolojiyi gördükçe...
Diyeceğim şu ki ; kekeme insan cesaretini kaybeder, hayata 1-0 mağlup başlar işte bu noktada bu kişinin cesareti yoksa tedaviye , yani sorunların üstüne gitmeye, o zaman siz teşvik edin siz destek verin yoksa tüm hayatı boyunca o cesareti toplamak kolay olmayacaktır.
bi'çeşit hipnoz etme halleri var. çok gizemli geliyorlar bana. ne diyeceklerini bekliyorum. her defasında şaşırtıyorlar beni. keşke çok konuşan ama boş konuşan insanlarda biraz kekeme olsa.
komik oluyor ama bu kekemelik yaşayanlar. asdfghjklş diye gülesim geliyor kekemeleri gördükçe. lan konuşacağım diye şebek olmak bu olsa gerek. hala gülmek, çişini tutamamak falan.
sevdiğine sevgi cümleleri kuramamaktır.
Kekelerim diye "seni seviyorum" demeye korkmaktır.
Çok iyi bildiğin konularda, karşıt fikirde ve senden daha bilgisiz insanlara yenilmektir.
Kısacası boktan bir durumdur.
insanı asosyalleştirir.
nörolojik bir problem olduğu kanıtlanmıştır fakat doğuştan gelen bu nörolojik sorunu psikolojik bir neden tetiklemezse ortaya çıkmaz. tedavisi imkansız değildir.