insan değil o, melek melek. Her sabah evden çıkıp otobüse yürürken yüzünü görüyorum, günüm aydınlanıyor, yaşama sevinciyle doluyorum, sinir stres kalmıyor. Gülüşüne, elmacık kemiklerine, aksanına vurulduğum.Aşığınım ulan*.
kendisinde öyle bir hava var ki, sanki 1500-1800 tarihli bir zamanlarda bir yerin düşesi, leydisi falan. dönem filmlerinde oynaması için üretilmiş adeta.
karayip korsanlarında tanıştığım güzel ve başarılı aktrist. karayip korsanlarındaki rolü olağanüstü iticiydi bana göre,fakat (bkz: in bruges) filminde hayattan soğumuş bir oyuncuyu canlandırıyordu. o rolüyle kendisini sebepsiz sevdim. anna karenina'da oldukça başarılı idi.
gamzenin en çok yakıştığıdır, en güzel gülümseyenlerdendir. karşıma çıksa kesin dizlerimi titretecek olandır. ama yine de bir scarlett johansson değildir.
Bir süre önce ilginç bir şekilde rüyamda gördüğüm minik göğüslü ama güzel kadın.
Rüyamda Keira ile büyücek bir salondayım. Pek de güzel anlaşıyoruz.
Cinsel anlamda bir şey yok ama böyle yanık yanık bakışıyoruz. Ellerimiz birbirimizin saçlarında dolanıyor.
Sonra Keira benim kucağımda otururken ben yüzüne bakıp, saçlarıyla oynarken birden aklıma geliyor rüyamda ve soruyorum:
"Acaba sen de aynı rüyayı mı görüyorsun?"
"Elbette" diyor bana gülümseyerek.
"iyi de ben uyandığımda 'rüyamda Keira Knightley'i gördüm' diyeceğim. Sen ne diyeceksin ki" dedim. Öyle ya beni tanımıyordu ki. Manalı manalı düşünürken bilinçaltım bu soruya mantıklı bir cevap bulmakta zorlandığından olsa gerek içeriye annem,babam ve halamı göndererek soruyu geçiştirmeye çalıştı. Uyanmadan önce son hatırladığım şey Keira Knightley'nin bizim aile büyüklerinin elini öptüğüydü. Uyandığımda düşündüm de gülmeye başladım. Keira Knightley ile gerçekten de aynı rüyada başrolleri paylaştıysak o ne düşünmüştür acaba? "Tanımadığım esmer bir adamın kucağında oturuyordum. O benim saçlarımla oynarken birşeyler sordu ve o sırada içeri giren yaşlı insanların ellerini öptüm...Ellerini mi öptüm?" gibi birşey olsa gerek.