kehf suresi

entry44 galeri7 video3
    1.
  1. Kehf sûresi 110 âyettir. Mekke'de nâzil olmuştur.. Ancak, 28. âyetin Medine'de nâzil olduğu rivayeti vardır. Sûre bu adı, içinde söz konusu edilen ve "mağara arkadaşları" demek olan "Ashâb-ı Kehf"den almıştır.

    http://www.biriz.biz/kuran/kehf/18kehf.htm
    4 ...
  2. 2.
  3. hakkında şöyle bir hadis vardır;

    "kim cuma günü kehf suresini okursa, iki cuma arasını nurla doldurmuş olur. içinde kehf suresi okunan eve o egece şeytan girmez. kehf suresinin tamamını okuyan kimse ise cennete girer."
    7 ...
  4. 3.
  5. bu surenin iniş nedenini taberi şu şekilde açıklar

    kureyşliler adamlarından birkaçını Medine´de bulunan Yahudi Hahamlarına göndermişler ve onlardan Peygamberlik hakkında malumat almak istemişlerdir. Yahudi Hahamları da onlara, Resuîullah´tan, Ashab-ı Kehfi, dünyayı dolaşan Zülkarneyn´i ve Ruh´un ne olduğunu sormalarını, bunlara cevap verirse Hak Peygamber olduğunu, veremezse yalancı olduğunu ve söylediklerini kendi kafasından uydurmuş olacağını söylemişlerdir. Adamlar, Mekke´ye dönmüş ve Resulullah´a bu sorular sorulmuş Resulullah da yakın bir zamanda cevap vereceğini vaadetmiştir. Fakat o sırada vahyin inmesine ara verilmiş, bunun üzerine Mekkeliler, insanlara, Resulullah´ın aleyhinde propaganda yapmaya başlamışlardır. Nihayet Cebrail aleyhisselam Kehf sûresini getirmiş, bu sûrede Ashab-ı Kehf ve Zülkarneyn kıssaları anlatılmıştır. Ruh hakkında ise, îsra sûresinde geçen "Ey Muhammed, sana ruhtan soruyorlar de ki: "Ruh, rabbimin bileceği bir şeydir. Size ancak az bir bilgi verilmiştir" âyet-i Kerimesi nazil olmuştur.
    2 ...
  6. 4.
  7. Bismillahirrahmanirrahim

    KEHF 83-110: "Hallerini tek tek anayım , Sen'de (SAV) bahset teslim olup bağlanmış Zülkarneyn'den ( Doğruya eriştirici Mürşid, Abdülkadir Geylani ) onlara; Şüphesiz O'nu etkinleştirip her bir şeyin vasıtasını verdik. Vasıtayı takip etti. Hem de birden bire batıdaydı, güneş gözünde batışına değin aşk halindeydi ( vecd ). Ey Zülkarneyn, " anlaştığın kişiye Aşk haline değin; riyazet yaptırt ve isimlerimi zikrettir" dedik. Amma; ölmeden önce Allah'a ulaşmayı dileyen kimse nefsinin tezkiyesi ile meşgul olursa mükafatı isimlerimden biridir ve onun  gönülden inanmasına yardım için emrimizle rahatlatırız. Lakin nimetlerimi kokladığı halde kabul etmediğini söyleyen zalim kimse Rabbine riyazet anlayışını büyük sıkıntılar nihayetinde kaybeder. Sonra vasıtayı takip etti hemde birdenbire doğudaydı. Güneşin zuhurunu görene değin aşk halindeydi (vecd). Anlaştığın kişi üstünde onlar için gizlilik perdesi olmaksızın bu işi işlemeğe yönelip başlayamaz. Böylece beraberlik ümidi ile beklerken yaptıklarını tecrübe ederiz. Sonra vasıtayı takip etti. Hemde birdenbire aşk halinde ( vecd ), tasası olmaksızın perde ile zimmetinde olan şeyin arasında işe yetecek hale geldi. Anlaştığın kişiye, hor ve zelil olmaktan kurtulmanın zor olmadığına gönülden inanmasında yardım et. "Ey Zülkarneyn, şüphesiz ya ecuc ve ma ecuc (heva ve nefs) başladığım işi bozmak için yeryüzünde bu işin olmadığını iddia edip; hemen işe yönelip başlamayı bırak dediler. Sana vergisi, işe yönelip başlaman; onların arasıyla aramızı perdelemendir". Kuvvetin tıpkısı ile onlarla aranızı tamamen kapatmaya yönelip başlayacağım; Terbiye edenimin ( Rab ) hayrı, noksanlığımızdan fazladır. "Zikirleri çabuk kavra; bu konuda gevşeklik gösterme, hem de birdenbire niyet ayrılığında yüz çevir men eyle, göm, kaba kuşluk vaktine (öğleden bir saat evvelki zaman) dek söyle hem de birdenbire işe yönelip yangın ol" dedi. iş hususunda gevşeklik göstermekten vazgeç ve onu şiddetle yere çal. Sonra yazık fesad ettirene ve yazık kendinden geçercesine gördüğüne itaat etmene, gönlünü eğlendirdiğin gönül eğlencesi değil o, itaatin zararına! Bu Terbiye Edenimden bir rahmet dedi. Sonra birde bakılır ki Terbiye Edenim in söz verdiği yere; işe yönelip başlayan pare pare ve Terbiye Edenimin verdiği söz gerçekleşmiş oldu. ve biz helak edici her şeyden kıyamet (ölüm) günü dalgası helak etmeden vazgeçtik ve sur içine üfürüldükten sonra bizde onlarda toplanmış olarak bir yere getirildik. ve cehennemi takdim ettik. Kıyamet(ölüm) günü inkar edenler (kafirler) için gösterdik. Onlar, özlerinde Ben'i zikretmekten(anmaktan) perdeli olanlardı ve yardım yetişene kadar yakın olmaktan ümitlerini kesmişlerdi. Semaa (dönerek zikir) mı! fiil ve amelde pek yüksek şereftir. Bunu inkar edenler, eşekliklerini anlayana kadar; Ben'den başkasına ibadet etmeyen kullarım evliyalığa ererler ( riyazet ve takvada yüksek mertebelere ulaşıp, Allah'ın mahbubu zatlar). Muhakkak cehennemi, inkar eden (kafir) olmasından ötürü ikramıyla (vücutlarından akan irin ve cerhat yemeği) hazırladık. Söyleyeyim size! yeminleridir amellerini ziyana uğratan, haber verenin eksikliği değil. Dünyanın canlılığı içinde maksadın meydana gelmesi için elinden geleni yaparken iman ve islam yolundan sapmalarına sebep kendilerine güzel davranış yapmamız bize yeter demeleridir. Böylece amellerini iptal ettirmek için ilk dayanacakları, O'na kavuşma ( ölmeden önce ) ve bunla ilgili ayetleri inkar etmek bu sebeple Kayyım'a (SAV) (Ahmed Mahmud Muhammed Mustafa) kıyamet ( ölüm ) günü, onlar için tartı kurdurtmayız. Bu ahmakların belirsiz ve manasız korkularının karşılığı cehennemdir. Bizi örtmeleri, değil apaçık delillerimi ve resullerimi ( kitapla gelen peygamberler ) eğlence edinip aldanmalarıdır. Muhakkak ölmeden önce Allah'a ulaşmayı dileyen ve amellerini dine uygun yapanlar için ikram ( hazırlanan yemek ) fazl ve vakarla süslü cennetlerdir. Azgınlık ve zaaf göstermeyene de halden hale geçene de hakları daimidir. Söyle; eğer Terbiye edenimin kelimelerinin anlamı için, deniz mürekkep olsa ve bir o kadarını da yardım olarak katsak Terbiye edenimin kelimelerinin anlamı bitmez, deniz biterdi. Rabbim bir çok ayetinde dedi ki " Sadece insanım,şüphesiz sizi şirkten koruyucuyum" Allah tekdir ve kim ki er olup ( işin ehli ) Terbiye Edeni ( Rabbi ) ile görüşmek istedi, hemen işlerinde (amellerinde) takva ile iş ( amel ) yapsın. Ortak koşmasın Terbiye Edenine ( Rabbine ) ve ibadet etmeyi kesmesin.

    kaynak: http://www.kadiriyolu.com/kuran.htm
    1 ...
  8. 5.


  9. http://www.youtube.com/wa...O9ADg&feature=related
    2 ...
  10. 6.
  11. isrâ, Kehf ve Meryem sureleri ilk inen sureler.

    faziletleri;
    - Kehf sûresi okunan eve o gece şeytan girmez.
    - son beş ayetini okuyup yatarsa, ALLAH onu istediği saatte uyandırır.
    - cuma günü okursa, iki cuma arasında işlediği küçük günahları mağfiret olunur.

    46. ayeti ise şöyle, ''Servet ve oğullar, dünya hayatının süsüdür; ölümsüz olan iyi işler ise Rabbinin nezdinde hem sevapça daha hayırlı, hem de ümit bağlamaya daha layıktır.''

    mükemmel bir delil kuran-ı kerim'in allah kelamı olduğuna.
    9 ...
  12. 7.
  13. 23 ve 24. ayetlerinde, günlük hayatta sıklıkla yaptığımız yanlış anlatılmaktadır.

    23- hiçbir şey için " bunu yarın yapacağım " deme.

    24- ancak allah dilerse (yapacağım de). unuttuğun zaman allah'ı an ve "umarım rabbim beni, doğruya daha yakın olana eriştirir. " de.

    hadisi şerifte cuma günü, yani bugün okunmasının fazileti ile ilgili:

    " azamet ve büyüklüğü yer ile gök arasını dolduran sûreyi size haber vereyim mi? bu sûreyi yazana da yine yer ile gök arasının dolusunca ecir vardır. kim onu cuma günü okursa, iki cuma arasında işlediği küçük günahları magfiret olunur. bu sure kehf suresidir. "

    şeklinde buyrulmuştur.
    5 ...
  14. 8.
  15. ebû’d-derdâ radiyallahü anhın bir diğer rivayetini de müslim kaydetmiştir: peygamber efendimiz aleyhissalâtü vesselâm buyurdu ki: “her kim kehf sûresinin başından on âyeti ezber ederse deccâl’in fitnesinden korunmuş olur.”
    alıntıdır.
    kaynak: http://www.fikih.info/kat...resinin-ilk-on-ayeti.html
    0 ...
  16. 9.
  17. koruma amaçlı okunması tavsiye edilir. hem evinizi, hem sizi manevi kalkanla korur.
    1 ...
  18. 10.
  19. mükemmel okuyuş.

    0 ...
  20. 11.
  21. Sürekli olarak okunması gereken bir sure.

    Çok Etkileyici gerçekten.. Tıpkı diğerleri gibi.
    1 ...
  22. 12.
  23. içerisinde müteşabih ayetlerin olduğu suredir. nedir müteşabih? üzerinde fazla yorum yapılamayan , kapalı , sırlı , çözülemeyen , gerçek bilgisi sadece allahta olan ayetlerdir. işte bu ayetlerden çok vardır. bundan dolayıdırki insanı daha çok cezbeder.
    örneğin yecüc mecüc. zülkarneyn in demiri kaynatarak iki dağ arasına döküp geçişi kapattığı bozguncu bir kavim. ama bu kavim kıyamet öncesi çıkacak çünkü o set yıkılacak. yıkılınca yecüc mecüc kavmi serbest kalacak. iyide arkadaş kim bu yecüc mecüc. işte burası tamda açıklanmayan yani müteşabbik bir ayet. yecüc mecüc senin benim gibi bir insan kavmi olamaz. öyle olsalardı şimdiye bulunurlardı. çünkü bunlar 2 dağ arasında yaşıyor. öyle bir set çekmişki zülkarneyn , bu setin ne üstünden aşılabiliyor ne altından tünel kazılabiliyor. yani bu nasıl bir settir arkadaş. çok fazla yorum var ama hangisi doğru hangisi yanlış bizim bilmemiz imkansız.
    mesela zülkarneyn önce batıya gidiyor ve orda bir halkla krşılaşıyor. iyi tamam güzel. ama burası öyle bir yerki , ayette '' güneşin siyah balçıklı bir su gözesine battığı bir yer ''
    daha sonra doğuya gidiyor. ordada güneşle kendileri arsında bir örtü olmayan yere gidiyor. buna genelde elbisesi olmayan insanların olduğu yer denir. tamamda öyle olmuş olsa kuran onların elbisesinin olmadığını açıkça söylerdi. kendileriyle güneş arasında bir örtü olmaması nedemek acaba. gerçektende çok acayip.
    işte daha sonra başka bir yere gidiyor. bu yerde iki dağın arasında bir yer. geçiş yerine set çekiliyor. nasıl bir set? demirden bir set. ordan çıkmanın imkanı yokmuş. ama kıyamet gününde allah ın izniyle onlar çıkacakmış.
    işte böyle.
    güneşin battığı yer için kara deliktir diyen ve zülkarneyn in zamanda yolculuk yaptığını iddia eden tesfirci araştırmacı yazarlarda vardır.
    1 ...
  24. 13.
  25. 14.
  26. Bismillahirrahmanirrahim

    ''Sen onları uyanık sanırsın oysa onlar uykudadırlar. Biz onları sağa sola çeviriyorduk. Köpekleri de girişte iki kolunu uzatmıştı. Eğer (yukarıdan bakıp) onların durumuna muttali olsaydın, geri dönüp onlardan kaçardın ve (gördüklerinden) için korku ile dolardı''

    (KEHF 18)
    2 ...
  27. 15.
  28. umarım yazanın yazarken keyf aldığı suredir.

    ( kehf bende keyfi çağırıştıdı da)

    tanım: eğlenceli bir sureye benzeyen kehfdir.
    1 ...
  29. 16.
  30. inananlar için kuran ile sabit bir gerçektir. pozitvist düşünenler için bir şekilde sözü edilen tarihlerde bir şekilde böyle bir olay gerçekleşmiştir. belki uzaylılar, belki başka bir şey. "hayır, olmamıştır" demek pozitivizmin kendisiyle çelişmektir. inanmayanlar için ise söylenecek pek bir şey yok. uzak durun.
    0 ...
  31. 17.
  32. hızır ile hz. musa kıssasının anlatıldığı sure.
    0 ...
  33. 18.
  34. Gizemli olayların geçtiği sure.

    (bkz: Yedi uyurlar)

    (bkz: Hızır)

    (bkz: Zülkarneyn)

    (bkz: Kehf/#32277422)
    4 ...
  35. 19.
  36. Cok derin anlamlara sahip, bir grup insanin yasadigi olaylari ve kiyamete dair birkaç iz birakan kuranin 110 ayetli 18.suresidir..
    1 ...
  37. 20.
  38. Kuranın insan ürünü oldugunun kanıtı surelerden biridir.

    Alinti..

    Şu ayetleri dikkatle okuyun;
    ''83. (Ey Muhammed!) Bir de sana Zülkarneyn hakkında soru soruyorlar. De ki: 'Size ondan bir anı okuyacağım.'
    84. Biz onu yeryüzünde kudret sahibi kıldık ve kendisine her konuda bir yol verdik.
    85. O da (Batı'ya gitmek istedi ve) bir yol tuttu.
    86. Güneşin battığı yere varınca, onu siyah balçıklı bir su gözesinde batar buldu. Orada bir kavim gördü. 'Ey Zülkarneyn! Ya cezalandırırsın ya da haklarında iyilik yolunu tutarsın' dedik.
    87. Zülkarneyn, 'Her kim zulmederse, biz onu cezalandıracağız. Sonra o Rabbine döndürülür. O da kendisini görülmedik bir azaba uğratır' dedi.
    88. 'Her kim de iman eder ve salih amel işlerse ona mükafat olarak daha güzeli var. (Üstelik) ona emrimizden kolay olanı söyleyeceğiz.'
    89. Sonra yine (doğuya doğru) bir yol tuttu.
    90. Güneşin doğduğu yere ulaşınca onu, kendileriyle güneş arasına örtü koymadığımız bir halk üzerine doğar buldu.''

    Görüldüğü gibi Kehf Suresinin üstte alıntıladığım ayetlerinde, bugün yanlış olduğunu kesin bildiğimiz iki bilim-dışı iddia yer alıyor. Zülkarneyn'in önce Batı'ya, güneşin battığı yere ve sonra da Doğu'ya, güneşin doğduğu yere vardığı yazılarak, güneşin dünyanın etrafında dolaştığı iddia edilmiş. Oysa biliyoruz ki güneş dünyanın etrafında dönmez, güneşin batıda ve doğuda batıp doğduğu yerler yoktur. Dünya kendi etrafında döner sadece.

    ikinci bilim-dışı ve kesin yanlış iddia ise, güneşin siyah balçıklı bir su gözesinde battığı iddiasıdır. Oysa güneş hiçbir yere batıp çıkmaz. Dünya kendi etrafında döndüğü için, dünyadan bakılınca sanki güneş bizim etrafımızda dönüyor ve bir yere batıyor gibi görünür. Hatta günlük dilde de ''Güneş batıyor'' deriz. Oysa güneş hiçbir yere batıp çıkmamaktadır.

    Görüldüğü gibi Kuran akla ve bilime tümüyle aykırı bir kitaptır. Daha kendi yarattığı güneşin hareketlerini bile bilmeyen bir Allah varolabilir mi? Kuran'ın tanrı vahyi olmadığı ve islamın insan uydurması bir din olduğu yalnızca bu ayetlerden bile apaçık anlaşılmaktadır. Daha güneşin hiçbir yere batıp çıkmadığını bile bilmeyen bir dinin kitabına mucizeler atfedip övgüler düzmek ise sadece soytarılıktır.

    Fakat bazı din adamları, bu ayetlerin bilim dışılığını farkettikleri için, bu ayetlerde yazanlarda aslında mecaz yapıldığını ve başka bir mana içerildiğini söyleyerek kıvırmaktadırlar.

    ''Güneşin battığı siyah balçık'' derken mecaz yapılarak başka birşey kastedilmişse, o halde ''Allah'' derken, ''cennet'' derken, ''cehennem'' derken de mecaz yapılıp başka birşey kastedilmiş olabilir. Eğer bu ayetlerdeki ifadeler yorum adı altında anlam farklılaştırılmasına uğratılırsa, o zaman aynı yorumlama tüm Kuran'a, Allah'a, cennet ve cehenneme de yapılabilir. Böylece ''ateist islam'' bile türer. Yorum işinin bir sınırı olmalıdır. Müslümanlar, işlerine gelmeyen her ayeti kafalarına göre yorumlamaya kalkarlarsa, biz islamı nasıl yanlışlayacağız? Öte yandan, onlar neden Tevrat ve incil'i Kuran'ı yorumladıkları gibi yorumlamıyorlar sorusu da sorulabilir. Onların da bu denli esnek yorumları yapılırsa, o zaman o kitapların yanlış olduğunu nasıl iddia edecekler?

    Son olarak da şunu söyleyeyim, bu ayetlerin yorumu yapılarak Kuran gerçek-dışı olarak görülmekten kurtarılabilir. Fakat bu yorumu yapanlar unutmamalıdırlar ki, bir dine olan inancın temeli o dinin kitabındadır. Fakat siz o kitabı da inancınıza göre yorumluyorsanız, o zaman inancınız o kitaptan kaynaklanmıyor demektir. Yani inancınız kitabı önceliyor demektir. Eğer kitaptan kaynaklansaydı, bu ayetlere iman edip güneşin siyah bir balçığa battığını ısrarla iddia etmeleri gerekirdi. Fakat bu ayetlerde başka bir şey anlatıldığını kendi inançlarına dayanarak iddia ederlerse, artık onların inancının bu ayetlerden veya Kurandan kaynaklanmadığı sonucu çıkar. O halde islamın doğruluğuna olan bu inanç nereden kaynaklanıyor sorusunu sorarız. Ve cevap veremezler!

    Alinti..
    1 ...
  39. 20.
  40. türkçesi de çok etkileyici olan bir suredir.
    0 ...
  41. 21.
  42. Oğlum dinden o kadar uzak kalmışım ki keyif suresi diye okudum. Allah affetsin.
    1 ...
  43. 22.
  44. Zulkarneyn'in doğuya ve batıya seyahati deniz kıyısına kadar olmuştur ve güneşin batışının tasviridir. Bununla birlikte diğer soru aptalca bir soru. Bu aptalca soruyu google'a sor seni buradakiler(benim) gibi ayıplamaz.
    2 ...
  45. 24.
  46. 25.
  47. Eğer deccalin zamanında yaşarsanız ve deccal ile karşılaşırsanız kehf suresinin ilk 10 ayetini okuyun. O halde deccal size zarar veremiyecektir Allah'ın izniyle.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük