zülkarneyn konusunun işlendiği ayetlerdir, şahıs ile ilgili tartışmalar çağlar boyunca sürmüştür; pegambermi, nebimi, velimi, kralmı olduğu kesin olarak bilinmemekle beraber konu ile ilgili pekçok kitap yazılmıştır, beğendiklerimden biri http://www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=40830 farklı bir perspektif sunmuştur.
tam ve doğru yorumu için birkaç önceki ve sonraki ayetlerle birlikte okumak gerekir. kuran böyledir, aradan ayet çekip cımbızlamakla olmaz, ilgili kısım beraber okunmalı:
83- sana (ey muhammed,) zu'l-karneyn hakkında sorarlar. de ki: "size, ondan 'öğüt ve hatırlatma olarak' (bazı bilgiler) vereceğim.
84- gerçekten, biz ona yeryüzünde sapasağlam bir iktidar verdik ve ona herşeyden bir yol (sebep) verdik.
85- o da, bir yol tuttu.
86- sonunda güneşin battığı yere kadar ulaştı ve onu kara çamurlu bir gözede batmakta buldu, yanında bir kavim gördü. dedik ki: "ey zu'l-karneyn, (istiyorsan onları) ya azaba uğratırsın veya içlerinde güzelliği (geçerli ilke) edinirsin."
87- dedi ki: "kim zulmederse biz onu azaplandıracağız, sonra rabbine döndürülür, o da onu görülmemiş bir azapla azaplandırır."
88- kim iman eder ve salih amellerde bulunursa, onun için güzel bir karşılık vardır. ona buyruğumuzdan kolay olanını söyleyeceğiz."
89- sonra (yine) bir yol tuttu.
90- sonunda güneşin doğduğu yere kadar ulaştı ve onu (güneşi), kendileri için bir siper kılmadığımız bir kavim üzerine doğmakta iken buldu.
91- işte böyle, onun yanında "özü kapsayan bilgi olduğunu" (veya yanında olup-biten herşeyi) biz (ilmimizle) büsbütün kuşatmıştık.
92- sonra bir yol (daha) tuttu.
93- iki seddin arasına kadar ulaştı, onların (sedlerin) önünde hemen hemen hiçbir sözü kavramayan bir kavim buldu.
94- dediler ki: "ey zu'l-karneyn, gerçekten ye'cuc ve me'cuc, yeryüzünde bozgunculuk çıkarıyorlar, bizimle onlar arasında bir sed inşa etmen için sana vergi verelim mi?"
95- dedi ki: "rabbimin beni kendisinde sağlam bir iktidarla yerleşik kıldığı (güç, nimet ve imkan), daha hayırlıdır. madem öyle, bana (insani) güçle yardım edin de, sizinle onlar arasında sapasağlam bir engel kılayım."
96- "bana demir kütleleri getirin", iki dağın arası eşit düzeye gelince, "körükleyin" dedi. onu ateş haline getirinceye kadar (bu işi yaptı, sonra:) dedi ki: "bana getirin, üzerine eritilmiş bakır dökeyim."
97- böylelikle, ne onu aşabildiler, ne onu delmeye güç yetirebildiler.
98- dedi ki: "bu benim rabbimden bir rahmettir. rabbimin va'di geldiği zaman, o, bunu dümdüz eder; rabbimin va'di haktır."
99- biz o gün, bir kısmını bir kısmı içinde dalgalanırcasına bırakıvermişiz. sur'a da üfürülmüştür, artık onların tümünü birarada toparlamışız.
100- ve o gün, cehennemi, inkar edenlere tam bir sunuşla sunmuşuz.
101- ki onlar, beni zikretme (konusun)da gözleri bir perde içindeydi. (kur'an'ı) dinlemeye katlanamazlardı.
102- inkar edenler, beni bırakıp kullarımı veliler edindiklerini mi sandılar? gerçekten biz cehennemi kafirler için bir durak olarak hazırlamışız.
" Güneşin battığı yere vardığında onu, balçıklı bir kaynakta batıyor buldu. Ayrıca onun yanında bir kavim gördü. Dedik ki: «Ey Zulkarneyn, ya onları cezalandırırsın veya haklarında bir güzel muamelede bulunursun.» " denilen, mantık fışkırtan mükemmel ayet. haydi müslümler açıklayın.. *
güneşin balçıklı bir kaynağa battığını ve de orda bir kavmin yaşadığını iddia eden fantastik ayet. biraz sonra şu tip açıklamalar gelebilir;
" balçıklı bir kaynak derken uzay boşluğu demek istüyüüür .s.s "
" batmak eski arapçada kendi etrafında dönmek demektür .s.s.s "
" güneş derken orda aslında çölde kaybolmuş hamam böceği demek istüyüür, yanlış çevürüüü .s.s.s "
sonunda güneşin doğduğu yere kadar ulaştı ve onu (güneşi), kendileri için bir siper kılmadığımız bir kavim üzerine doğmakta iken buldu.
ateist veya gayri müslim vatandaş bu ayete açıklama getiremez. 1400 yıl önce ozon atmosferin bizi dünya dışı ışınlardan koruduğuna dair bir delil mi yoksa?
müslümanların kafasına göre ayet çevirme şenliklerine başlamasına sebep olan ayet. diyanet işleri olsun, elmalı hamdi olsun benim yazdığım gibi çevirmiş. ama tabi bunlar ona inanmaz, işine gelene inanır. çok komiksiniz lan..
kuran'ın insan yapısı olduğunu işaret eden, akıldan ve mantıktan uzak, saçma bir ayettir. tabi bunu görmek istemeyenler mecaz, tasvir, aslında öyle demiyor gibi ifadelere başvurabilirler. bu da onların kendi zekasına kalmış bir şey tabi.
canımız bitanemiz caner taslaman'ın "arapça'da o öyle değiiilll .s .s", " yhaaa orda öyle demiyo amaaa .s.s.s " diyerek yine bizleri tatmin edemediği ayet. zülkarneyn öyle görmüş ondan öyle diyor da, ulan gerizekalılar kuran'da ne diyor; " güneşin battığı yere gitti ve onu kara bir balçığa batarken buldu " diyor di mi? yani neymiş? oraya gitmiş, ordayken güneşin balçığa battığını görmüş. söz sizde müslümler..
hakkında caner taslaman dahil birçok kişi açıklama yapmıştır.
fakat bazı yobaz ateistler, bu açıklamaları görmezden gelir, kendi halinde mizah yapar. kuran'ı kuran ile çökertmeye çalışmak ayrı bir enteresan olay. açıklamaları görmezden gelip de "hala açıklayamadı müslümanlar ;)" diyenin bir psikoloğa görünmesinde fayda var.
ateistlerin vahabilerle aynı kafada olduğunu kanıtlayan sure ve ayet.
vahabilerde kuran'a tefsir gerekmez her şey kelime anlamı neyse o anlama gelir der bizim "bilim" aşığı ateistlerimiz de sözde her şeyin altının deşilmesini söylerken ama neden yorum yapıyorsun neden kelimeye başka anlam veriyorsun diye ağlaşır.
şimdi sen bilim de ama iş şöyle bir derinine inelim diyen olunca o öyle değil de. diğer ülkelerin ateistlerini bilmem de bizimkiler zır cahil. şimdi şu şu da ateist derler onlarda zır cahil kardeşim. sosyolojiyi, tarihi hiçe sayıp yorum yapan her ebleh zır cahildir. karşı olduğun şeyi iyi bileceksin. islam'ı iddiasını bilmeden ama sümerlerde de şu vardı demeyeceksin.
belki facebook'taki karikateist adlı ergen sayfamız bu ayeti insanlara göstererek "bakın islamda güneş çamura batıyormuş zaaaa xD" şeklindeki saçmalıklarını ergenlerin beynine sokabilir.
ama araştıran bir ergen bunu yemez.
bakın ben mealci değilim, tefsirci falan da değilim ama şu açıklamayı yapacak bilgiye sahibim.
birincisi, ayette bahsi geçen zülkarneyn'in gerçek hayatta yaşamış olup olmadığı bilinmiyor. kimdir nedir. in midir cin midir. nerede yaşamıştır, hangi dünyadandır bilinmiyor.
kısacası bu zulkarneyn'in bize bir "misal" olarak verilmiş olma ihtimali var. yani insanlara bir şeyi öğretebilmek için örnek olarak alınmış ve üzerinden insanlara bir şeyler anlatılmış da olabilir. bu ihtimal göz önünde bulundurulduğu zaman zulkarneyn ile ilgili ayetlerin tamamının okunup, bu ayetlerden gerekli mesajı alıp, gerisine de teferruat olarak bakılması gerekiyor.
"güneşin batması" geleneksel bir terimdir. hem türkçede hem arapçada. hatta ingilizce'de, fransızca'da...
şu anda hiçbirimiz "dünya üzerinde bulunduğumuz konumun güneşin arka tarafında kalışını izledik" demeyiz.
en pratik yolla "güneşin batışını izledik" deriz. bu genelgeçer bir terimdir. çünkü insanlar güneşe baktığı zaman düz mantıkla güneşin battığını görür. güneşin dünyanın arka tarafında kalmasını görmez.
bir de 90. ayette geçen "güneşin görülmesi için hiçbir siper kılınmayan yerler" dünyanın dönüşüne göre güneşe hiçbir zaman ters düşmeyen yerlerdir. yani büyük ihtimalle kutuplar. kutuplarda da yaşayan insanlar var malumunuz.
gerizekalı insanlar tarafından savunulunca daha da komikleşen ayet. vırvırvırvır konuşuyorlar ama sonuca bakıyorsun elle tutulur hiçbir şey söylememiş mallar. şimdi bak güzel kardeşim;
1- güneşin batması terimi değil orada geçen. bildiğin diyor ki; " güneşi balçıklı bir kaynağa batarken buldu ".
2- şimdi bana bu balçıklı kaynağı açıkla. güneş batması cart curt diye sayıklama, konuyu değiştirme.
3- zülkarneyn ufka bakarken öyle görünmüş falan diye de zırvalama, çünkü güneşin battığı yere gittiği söyleniyor. tamam mı güzelim?
4- bu kitapta herşey normal çevrilirken, neden bu akıl ve mantıkla çelişen ayetlere gelince yanlış çeviri diye zırlıyorsunuz?
5- gelişmemiş ilkel bir dil olan arapça çok mu üstün ki diğer dillere çevrilemesin?
hadi canım konuyu değiştirmeden açıkla da gülelim biraz.. *
halen bir takım aynştayn'ların idrak etmekte zorluk çektiği ayet.
arkadaşım, mesela okuduğun bir romanda hayvanların konuşmaları gibi mümkün olmayan şeyler geçiyorsa sen "aaa hayvanlar konuşamaz ki" mi dersin, yoksa romanı okumaya devam edip ana fikri mi kapmaya çalışırsın?
eğer kur'anda dünyanın yuvarlak olduğu yazsaydı kimse ciddiye alır mıydı sanıyorsun? galileo'ya neler yapıldığını bilmiyor musun? biraz mantık be arkadaşım.
dünyanın yuvarlak olduğunu ilk söyleyenler de islam alimleridir. ama hiçbirisi "lan bu ayete ters düşüyor" dememiştir. çünkü islamla bilimin ters düşmeyeceğini bilirler. islam bilimin içindedir bilim de islamın. bu yüzden islam medeniyetleri bugünün avrupasına kaynaklık etmiştir.
zulkarneyn adlı kişiyi bir araştır ayrıca. yani bahsettiğimi anlayamamışsın sanıyorum.
83- sana (ey muhammed,) zu'l-karneyn hakkında sorarlar. de ki: "size, ondan 'öğüt ve hatırlatma olarak' (bazı bilgiler) vereceğim.
bak ne diyor. sana ondan öğüt ve hatırlatma olarak bazı bilgiler vereceğim.
yani burada bize bir şeyler anlatmak için zulkarneyn'den bahsediyor. yani böyle birisinin olmasına gerek yok bize bir şeyleri anlatması için. misal olarak da verilmiş olabilir.
edit: ayrıca bu ayetle ilgili çok güzel bir tefsir bulmuştum zamanında. bulunca tekrar editleyeceğim.
edit2: arkadaşım ben senin sorduğun sorulara gerek bırakmayacak şeyler söylüyorum. asıl sen benden kaçıyorsun. senin sorduğun soruların benim açıklamamla bir alakası var mı?
müslümanların yine sorularımdan kaçarak kaçamak cevap verdikleri ayet. olm biriniz de adam olun ya şu soruları cevaplayın, ya da yok abi haklısın diyip özür dileyin. adam olun dansöz gibi kıvırmayın amk. dünyanın yuvarlak olduğu söylense kimse ciddiye almazmış. bak hele bak bahaneye bak. * araplar beni ciddiye almaz diye korkmuş mu yani allah? *
güzel bir açıklama buldum bu konu hakkında. özellikle ikinci kısımda "eğer bunu da kabul etmiyorsanız" dediği kısımda benim de az önce söylediğim şeyleri söylemiştir kendisi. adını da bilmiyorum fakat açıklaması yeterli geldi bana.
buyrun;
edit: benden bu kadar. benim mantığım bu ayeti anlamaya yetiyor. ve gördüğünüz gibi dünyanın yuvarlak olduğunu bildiğim halde dinden falan da çıkmadım. belki bir gün siz de anlarsınız.
bu ayet en fazla "anlamı üzerinde teorik olarak çalışılabilecek" bir ayet konumundadır. dinden çıkmak için de bir sebep değildir.
bir de amına koduğumun salağı sanki arapça biliyor da ayeti arapça olarak yorumlayan adama karşı çıkıyor. lan ben sana ne anlatabilirim ki? ne cevap versem senin için yeterli olmayacak. oturup bütün zamanımı sana mı harcayayım?
gerizekalı bir adamın büyük çabalar sonucu " güneşin battığı yere vardığında onu, balçıklı bir kaynakta batıyor buldu. " gibi ne anlattığı çok basit olan bir cümleyi " güneşin batma vaktinde batıya gitti " gibi bir cümleye çevirmesine sebep olmuş olan komik ayet. ulan ne adamlarsınız ya. *
yani allah bu cümleyi böyle söylemeyi bilmiyor muydu da öyle söyledi? *
kıvırmayın da sorduğum sorulara cevap verin artık. bak yukarıda 5 madde halinde yazmışım. yazık boynu bükük duruyorlar öylece, cevapsız bir şekilde. *
güneş'in battığı yere varınca onu siyah balçıklı bir su gözesinde batar buldu. (her yıldız bir güneştir ve yıldızlar ölünce karadelik tarafından yutulurlar)