zordur ama imkansız değildir. kediler asil ve narsist oldukları için konuşmaya pek yanaşmazlar ama bir kere konuştukları zaman da yanından ayrılmazlar. her gün nasılsın diye sorar, bir şeye ihtiyacın varsa getirebilirim der. yalnız kalmak istediğinde seni rahatsız etmeyeyim deyip gider. geceleri üstün açık kalmışsa üstünü örtüp yanına yatar. sabahları seni uyandırır kahvaltı hazır der. daha ne olsun.
Gel bakalım gel acıktın mı ? Oyy acıkmış bu , ne yicek mişiz biz mamalar mı yicek mişiz? -Kedi digerlerine tıslar- aa öyle olur mu kardes de yesin amaa diye başlayan amk kedisi kurudu gitti mahallenin diğer kedileri senin yüzünden diye biten sohbet.
Az önce ismine minnak dediğim "anne adayı" kedinin akşam yemeği için gelmesini görmemle hal hatır sorarak yemeğini yemesine katılmamdır:
-nasılsın minnak?
+ miuv.
- dur sana bişeyler vereyim.
+ miu miuv.
- al bakayım. Dur ben de seveyim az seni. (Bu sieada onundekileri yemistir ve miril hiril sürünüp kendisine yakin olan dizimden baslayarak tirnaklarini gecire gecire kucagima gelmistir.)
Kömür denen zibidi kedim, bağırıp çağırmaya başladı. Küfür ettiğini anlayabiliyordum. Ne lan bunun derdi diye ayağa kalktım, söve söve banyoya gitti ve bana kumunu gösterdi. Berbat haldeki kuma yapamadağından, sıkışmış ve sinirlenmişti. Bi saniye abi diyerek yedek kabına kum doldurdum yerine bırakıp eskisini alıp balkona kaldırdım. Hemen kuma girip saya döke tuvaletini yaptı. işi bitince de boşları kaldırırsın genç bakışı atarak yalanmaya gitti.
ne konuşacam allaan bencili ile. kapıdan girer girmez varsa yoksa şikayet, mama, su... oturup iki "senin de bir derdin var mı" diye sorduğu mu var sanki.
insanin illa kedisinin olmasini gerektirmeyen durum.
Vaziyet şudurki sokakta gordugum (neredeyse) her kediye (ve tabiiki kopege) seslenir oldum artik.
-ne bakiyon birader?
-naber la sari?
-genc, nassin la?
-ooo yakisikli, gel bakayim seveyim az(kuyruk bi oyana bi buyana sallana sallana gelir),
-(anket icin adres ararken) haci ya, millet sokak ne tarafta biliyon mu?
-(sokagi bulduktan sonra geri donerken) bi sokak sorduk soylemedin lan itin evladi.
-(cok yaklastigim icin havlayinca) tamam abi tamam, bi sey demedim.
asla yapılacak iş değildir. kediler konuşmaz. köpekler konuşur, kuşlar dinler. ama kediler sadece sevilmek ve pervane olmak ister. siz en iyisi bir kuşlara danışın.
Ben baya baya soru falan soruyorum. Birine diğerini soruyorum "çocuğum nereye gitti?" diye, o da ciddi ciddi cevap veriyor. Anlıyorum ben bakışından, göz kırpışıdan, tribinden...
Arkadaşın kedisi vardı. Kalabalık bir ortamda kediyi oynatmak için elindeki çorap topunu atıyordu kedi de kosuyordu.
Sürekli olunca benim canım sıkıldı ben de kediye dedim ama kızım sana söylüyorum gelinim sen anla misali arkadaşı kastederek, biz mi seni oynatiyoruz yoksa sen mi bizi bilemedim dedim. Arkadaş mesajı almadı ama kedi anladı ve oynamayı bıraktı. Resmen Paranormal bir olay yaşadım.
genelde böyle konuşuyorum da.. bir de kafasını veya boynunu okşarsam değme keyfine.
bizimki göbeğe dokunulmasını pek sevmiyor. göbekten daha az okşayabiliyorum ama benim de en sevdiğim bölgesi göbek.
kediyle konuşmak ve kediyi okşamak insanı rahatlatır yani, velhasıl-ı kelam.