eğer onunla konuşmak gibi bir şey yapıyorsanız, söylediklerine inanmanız gerekir. şöyle ki az evvel ablam, benimkini kast ederek:
-git bak bakiyim şuna sesler gelip duruyor hışır hışır. tuvaleti mi geldi, dışarı mı çıkmak istiyor, ne yapıyor
dedi. gidip baktım. baktığım an, o da bir anda benim suratıma baktı ve sordum:
Kömür denen zibidi kedim, bağırıp çağırmaya başladı. Küfür ettiğini anlayabiliyordum. Ne lan bunun derdi diye ayağa kalktım, söve söve banyoya gitti ve bana kumunu gösterdi. Berbat haldeki kuma yapamadağından, sıkışmış ve sinirlenmişti. Bi saniye abi diyerek yedek kabına kum doldurdum yerine bırakıp eskisini alıp balkona kaldırdım. Hemen kuma girip saya döke tuvaletini yaptı. işi bitince de boşları kaldırırsın genç bakışı atarak yalanmaya gitti.
bir kedinin gıdığını ovalamakla meşgulsen ve o kedi gözlerini kısıp, "mırrr mırrr" demeye başlamışsa zaten muhabbeti o başlatmıştır. kişi ise devamını getirir.
Kedi sahiplerinin siklikla yaptigi eylemdir. Evin icindeki canliyla konusmayip da ne yapacagiz? Ustelik bu hayvan konustuklarimizi anliyorsa... iki tur de birbirinin dilini konusamasa da anlar. Kedi insan sahibinin isteklerini anlar, kedi sahibi de kedisinin soylediklerini. Siz daha insanlarla, bencil varliklarla konusup anlasmaya calisin!
Bizimkinin benle yaptığıdır. Akşam eve gelince, üstümü değiştirirken o da yanımda gününün nasıl geçtiğini anlatır. Sonra da burnuna öpücüğünü alır gider, karton kutusuna oyun oynamaya. Pezevenk bide anlatıyo ki görmek gerek.
Her kediye yaparım genelde bunu. Gerçi köpeğe de yaparım. Bitkilerle konuşmaktan daha iyi bence. Hı sonuçta ikiside cevap vermiyor ama olsun.
Geçenlerde o kadar kaptırmışım ki resturantta yanıma gelen kediye "Naber canın sıkılıyor mu aç misin?" diye sorup ciddi ciddi cevap bekledim..
çok güzel bir söz vardır,
bir köpekle dost olmak dosların köpekleşmesinden daha iyidir. aynı çerçeveden bakarsan bazen seni anlamayan biriyle konuşmak dertleşmek daha hayırlıdır.