büyüyünce "çocukla çocuk olmak" deyimini hayata geçirebilme meziyetine haiz olduğu şimdiden her halinden belli olan çocuk kişinin, ilerde çocukla çocuk olabilmesi için şimdiden üzerinde antrenman yapmak uğruna kendisine en yakın hayvan olan evin sevgili kedisini seçerek, şahsına ait oyuncakları kedinin paylaşımına açmasıyla yetinmeyip ebeveynden alacağı tüm tepkilere aslanlar gibi göğüs gererek annenin yününü, babanın gözlüğünü, dedenin piposunu da olaya karıştırıp kedinin suyuna gitme, kediyi şımartma, kedinin bir dediğini iki etmeme durumudur.kediyle çok oynandığında kendinden geçerek kedi gibi hareket edip, sürekli miyavlamak suretiyle iletişim kurmaya çalışmak, hatta yürümeyi unutup sürekli emekleme pozisyonunu muhafaza etmek gibi tesirlere yol açarsa kedi ile kedi olmaktan ziyade kedi olmuşsunuz demektir. (bkz: kraldan çok kralcı olmak)
kedi psikolojisine göre, göz teması çok önemlidir. kedi, eger, bir kedi veya herhangi bir canlıyla göz göze gelirse, göz temasını kesinlikle bozmaz. gıcık bir sinsilikle, sürekli adamın gözünün içine içine bakar. bu, kedilere göre, bir meydan okuma veya liderlik mücadelesidir. eğer siz seçilmiş insansanız ve bir kedi gözünüzün içine içine bakıyorsa kesinlikle savaşı bırakmayınızdır, aksi taktirde bir kedinin hükmünde yaşamınızı sürdürmek zorunda kalabilirsiniz. kısaca, bu şartlar altında, mecburen kediyle kedi olmak zorunda kalırsınızdır.
gel gelelim mücadelenin sonuna, başıma gelen bir kedi vakasını anlatacak olursam: evet savaşı ben kaybetmiştim ve kedinin yaptığı ilk iş benim olduğunu bildiği montun üzerine işemek olmuştu ve işin gıcık tarafı bunu gözümün içine baka baka yerinden aheste aheste kalkarak yapmış olmasıydı. gerçekten çok tatlı hayvanlar da olsalar bazen sinir bozucu hareketlerde bulunabiliyorlar.
-not: siz siz olun, tanımadığınız bir kediyle asla göz göze gelmeyin...
sizinle oyun oynayan kedi aşka gelip sizi bide ısırmaya başlar, başta sizin de hoşunuza giden bu eylem yavaş yavaş canınızı acıtınca, sinirlenir ve siz de onu ısırmaya başlarsınız. kedi zaten birşey anlamaz ' napıyor bu mal? ' dercesinde durur ve bitmesini bekler... sonucunda ağzınız burnunuz tüy yumağı olur.hayvanın etine de ulaşamazsınız zaten...
(bkz: ne diyorum lan ben)
kedilerin memeliler içinde en çok uyuyan canlılar olduğunu bilip de temkinli olmak gerekir zira kolay mı günde 18 saat uyumak yani sonra gel de miskin olma bi de haytalığımdan eser vermem diyorsak ok! vardır onun da çaresi ama kuyruğa dikkat, kedi ile kedi olmak mevzu bahis ...
bazen gerek kalmadan o sizin gibi yaşamaya karar verir ve sonucunda yanınızda uyumaya, yemek yerken yan sandalyede oturmaya, ismini söylediğinizde cevap vermeye kadar ilerletir durumu.
''kedi beni korkuttu bende onu korkutayım'' gibi bir eylemi gerçekleştiren insanların düştüğü trajikomik durumdur.
sabah saatleri etraf sessiz, çöp konteynırında bir kedi eğilmiş yemek yiyor.
popo havada kafa içeride kimseye zararı yok,
oda ne efendim! arkasından 40 ile 45 yaş arası, koca popolu, geceliği ile bir kadın arkadan sinsice kediye doğru gidiyor.
yanına yaklaştığında pöh diyor ve kedinin mıncırması ile mahalle ayağa kalkıyor.
hiç hoş değil efendim, zira beyin nakli gerektiren bir durumdur.
