Aslında kedinin sizi yatağında konuk etmesi durumudur. Onunla aynı yatakta uyumanıza izin verir. Eğer evde bir şey varsa o kedi reise aittir neticede. Hatta siz onun evinde yaşayan biridinizdir onun gözünde. *
Mavi,bazı geceler gelir benimle uyur. Dün de geldi yine yanıma. Uyandım tabi ama zaten çok zor uyumuştum ve üstümde yatması benim uykumun kaçacağı anlamına geldiği için arkamı döndüm yattım. Uyumuşum..
Sonra uyanır gibi oldum kolumun altında hissediyorum. Hareket ettiriyorum hareket etmiyor. Büyük bir korkuyla öyle bir zıpladım ki çocuğu ezdim sandım. O kadar hareketsiz duran bir çocuk olmadığı için beni çok korkuttu.. Kuyruğuymuş meğerse... Tüm gün aklımdan çıkmadı o an.. O korku.. Allahım sen koru ya.
Aslında siz kediyle birlikte yatmıyorsunuz, o sizinle birlikte yatıyor. Çünkü bu kendin beğenmiş tüylü yaratıklar yalnızca kendi istekleri doğrultusunda yaşamlarına devam ederler. Keşke hep yanımda yatmak isteseler. O kadar huzur verici bir olay ki anlatılmaz yaşanır. Hele o minik patilerini koluna, yüzüne atıp mırlaya mırlaya yatması yok mu? Beni böyle rahatlatıp, pamuk gibi yapan çok az şey var.
Normalde ayakucumda, ayaklarımın arasında yatan küçük hanım, bugünlerde ya karnıma yaslanıyor ya koltuğumun altına sokuluyor. Birbirimizi ısıtıyoruz, kedim değil evladım mübarek.
Çağırırım yanıma gelip yatmaz, ben yatınca kendiliğinden gelip ayak ucuma yatar. Bazen sanki cansız mankenmişim gibi suratıma basıp geçer kendine yer arar yatacak. Genelde sabah fark ediyorum gelmiş yatmış yanıma. Ben uyanana kadar benle uyur, uyandığım an mırıl mırıl ayaklanır. Sevüm seni oğlum sirius. :’)
Bi ara şerefsiz arkadaşlarımın evinde mecbur kaldığımdır. Şerefsizlerin hepsi odasına çekilip kediyle beni salonda bıraktılar. Koridora koyup kapıyı kapatmama da izin vermediler. Bre amına koduklarım madem çok seviyonuz alın koynunuza yatın. El mahkum tedirgin bi şekilde kapadım gözlerimi. Gece bi ara ayağımın üstünde bişey kımıldıyordu. Noluyok aq diye uyandım. Uyku sersemi kafayı çevirdiğimde karanlıkta iki tane gözün üstüme doğru geldiğini gördüm. O korkuyla tekmeyi geçirip öte tarafa fırlattım hayvancağızı. Normalde ne kadar nefret etsemde bana dokunmayan kedi bin yaşasın. Korkutunca kendimi tutamadım. Bir kere de durup dururken yandaki kanepenin tepesinden üstüme atlamıştı pezevenk. Vurdum tokadı yine istemsizce. Neyse. Zor günlerdi. Geçti gitti.
Güzel bir eylemdir. Patilerini karniniza dayarlar. Kafa yataktan sarkar bazen. Bazen de kolunuza veya bacaginiza sarilirlar. Sabahlari da sizi uyandirmak icin “hrr hrrr ... hrhrhrhr“ diye ses cikartirken biyiklariyla yüzünüzü gidiklar, hala uyanmadiysaniz; patisiyle burnunuzu, yüzünüzü oksar. Hala mi uyanmadiniz? Dikkatlice ucunda ucundan yine burnunuza veya yüzünüze tirnaklariyla hafiften dokunurlar. Yine mi uyanmadiniz? Göz kapaklarinizi zimpara gibi dilleriyle yalamaya baslarlar.
Uyanirsiniz. Bu sefer de kendisini sevdirmeye baslar. Onu severken tekrar uykuya dalarsiniz. Lan madem tekrar uyutacan ne kaldiriyorsun degil mi?
Neyse;
Kediler üc sebeple insanlarla yatarlar.
1. Kendilerini korumak icin. Özellikle avci kuslardan. Insan cüsse olarak büyük oldugundan avci kuslarin gida listesinde yer almaz. Kediler de insanlarla birlikte yatarak, kendilerini kamufile ederler.
2. Kediler sicak mekanlari severler. Orada mayismaya bayilirlar. Tembel hayvanlardir. Zaten günlerinin 14-18 saatini uyuyarak gecirirler. Özellikle kis aylarinda insanlarin sicakligindan faydalanirlar.
3. Kendilerini sevdirmeye bayilirlar. Sizle birlikte yatarken ister istemez sevmeye baslarsiniz (dikkat her kedi karnini sevdirmez, o tatli patiler bir an penceye dönüsebilir).
Uyumaya yakinken patisini senin boynuna atmasi, yine tek patisi ile yanagina dokunup durmasi ile sevgilinmis gibi davrandigini gormen haliyle garip olsa da pek bir sey denmez. Bunu bir kadin yapsa izin vermem bak. Kedi diye bir sey demiyorum.