ailenizden uzaktasınızdır. yalnızsınızdır. üniversite hayatına devam ederken ilerlemeye ve ayakta durmaya çalışmaktasınızdır. zaman zaman yorulur, kendinizi kötü hissedersiniz. çevrenize baktığınızda kimseyi göremezsiniz. yürüyüşe çıkar, bir park ve bank bulur, gecenin sessizliğinde etrafı dinlersiniz. tam o sırada yanınıza sevimli bir kedi yanaşır, size uzun uzun bakar. siz de '' ne kaybedeceğim ki ? '' diyerek kediye içinizi dökersiniz.
gerçekleştiren insanı rahatlatan, zihnindeki düşünceleri azaltabilen aktivite.
ben bunu bir kere denedim. hasta ve yavru diye sevmek istedim. sabaha karşı kredi yurtlar kurumunun boş koridorlarında bir başına ütü masasının üstüne oturmuş içine içine ağlarken. sonra ne oldu kedi beni cırmaladı.
Bizler, insan toplulugunun oldugu her yerden bir an once kurtulup rahatca evimize, yatagimiza nerde rahat ediyorsak oraya yetismek icin saatleri sayiyoruz her gun her gun her gun. Ve bunu yapan ben, biz karsimizdaki insanlarinda bu sekilde dusundugunu anladigimiz an, artik dertlerimizin, sevinclerimizin, hayattaki umutlarimizin hic bir seyin aslinda hic kimseyi ilgilendirmedigine inaniriz sonunda. Ben buna inanan ve ayni zamanda kedileride cok seven bir insan olarak her zaman kedilerle cogu zamanda diger hayvanlarla her, zaman konusurum. Ve bunu itinayla yaparim.