Kedi bu işte nankör hayvan olarak bilinir kendileri. Dolayısiyle kaçmış olması cokta garipsenecek bir durum olmamalı. Hatta kaçmazsa kedinizin kedi olup olmadığıyla ilgili bir fenomenin içinde bulabilirsiniz kendinizi.
özgürlüğü kısıtlanan her varlık gibi gerçekleştirdiği özgürleşme çabasıdır. ama hapsedilmeye öyle alışkındır ki ilk fırsatta geri döner. (bkz: stockholm sendromu)
sonra da sorarlar niye köpekleri seviyorsun da kedilerden nefret ediyorsun. be arkadaşım köpeği bir gün besle köpek bunu unutmaz, kediyi bir gün besleme ya evden kaçar ya da tırmık atar.
kediniz azma döneminde değilse en fazla kapıdan çıkıp yerleri koklayacak, belki sırtüstü uzanıp yuvarlanacak ama çok da uzağa kaçmayacaktır.
fakat azma dönemlerinde ne yapıp edip kaçacaklardır. en iyisi ya kısırlaştırın ya da siz bırakın.
yoksa bizimki gibi dokuzuncu kattan aşşağıya atlayabilirler.
sabah uyanıp bulamazasınız. kapıcıyı telefonla ararsınız. sabah ölüsünü bulduğunu çöpe attığını söyler. sizin içinizden onu alıp gömmek gelmez. kedi severler ölü bir kedi gördüklerinde yüzlerindeki o üzgün ifadeyi bilirler. inip bakmak bile istemezsiniz. sevdiceğiniz bakar, iki gözü iki çeşme gelir. siz gizli ağlarsınız. arada bir çektiğiniz videoları izlersiniz ondan yadigar. neyse ki bir tane daha kediniz vardır. onunla avunursunuz.
bir de bunun tam tersi durum vardır ki her an tetikte olmanızı gerektiren bir durumdur.
köydeyiz.
malum her evde en az bir köpek bulunur. bizde kedi de var. arsız mı arsız namussuz kedi. kapı eşiğinde yatıp kalkıyor sanki.
boş bulduğu durumda hiç kaçırmıyor fırsatı. dalıyor hemen içeri. bir gün bir baktım yatak odasında yatağın orta yerine kıvrılmış. girdim içeri istifini de bozmuyor he.
zamanla salon oturma odası derken artık oda bizimle oturup televizyon izler duruma geldi.
kedilerin kanında bulunan nankörlükten kaynaklanır. ev olmasa bile sitede aç aç dolanan kediyi alırsınız bahceye ona süt verisiniz hatta küçük bu daha biraz ısıtıyım sütü öyle veriyim diye abartırsınız ama o napar? bi ay takılır keyfi yerine gelince sizden bıkar ve yeni ufuklara yelken açar.
dobişko lafım sana, o kadar emek ettim zaten hayvan gibi olan bünyeni dahada hayvanlaştırdım. koliden ev bile yaptım sana üşüme diye... geçen karşı sitenin sakinlerine yaranmaya çalışıyordun, görmedim sanma. artık bi yuvan yok senin dobişko, git ve ne halin varsa gör.