kedimizin yaptıklarından dolayı mahalle halkının bizi de aşagılamasıdır.
- 23 marttaydık hiç unutmam. eski mart da gelmişti. beş erkek kardeşim, ben, annem, babam hep evdeydik. akasya duragı dizisi heyecandan nefes aldırmıyordu. tam o sessizlikte acı acı kedi miyavlamaları sesleri geliyordu çatıdan. mevsım itibari ile normaldi zaten. kedimiz gülendam da yanıbaşımızdaydı. bize neydi. tekrar tüm dikkatlerimizi tv ye vermişken annemin dışarıya çıkmasını fırsat bilen kedimiz de kapı aralıgından fırladı ve kayboldu. kedimizden emindik. dama çıkacağına hiç ihtimal vermemiştik. az sonra damda kıyametler kopmaya başladı. dam sanki başımıza geçecek. abim neler oluyor diye dışarı cıktı. geldiginde yüzü bir karıştı. mahallenin piç kedileri gülendam'ı kötü emellerine alet etmişlerdi. çok geçmeden gülendam da geldi zaten. hiç yüzümüze bakmadan sedirin altına girdi kayboldu. eminim oradan bizi dinliyordu.
ertesi gündü alışveriş için dişarıya çıktım. esnafdan kimse bana selam bile vermedi. olay duyulmuştu demek ki. ben de kıpkırmızı olmuştum zaten. hemen eve dönüp durumu anlattım. babam ve diger büyüklerim de çarşıda aynı muameleye maruz kalmışlar.
sonuç şuydu ; kedimiz öpülünce biz de öpülmüş sayılmıştık. bizim için iki yol kalmıştı. ya gülendam'ı ibreti alem icin öldürecektik ya da kasabayı terk edecektik.
uzatmayım bir gün sonra agabeyim kedinin boynuna geçirdiği bir telle kediyi kahvenin önüne getirdi. oracıkta kedinin başına vurduğu bir taş ile namusumuzu temizlemişti.
esnafla ilişkimizin düzelmesi aylar aldı. ben aylarca evden çıkamamıştım. babama neredeyse felç inecekti. ama artık alnımız açıktı.
ilkokulda her hayat bilgisi dersinde! biz yenilmedik, almanlar yenilince biz de yenik sayıldık klişesini kullanarak, töre cinayetleri ile dalga geçen bir yazarın muhteşem eseri. Takip edilmesi ve sürekli okunması gerekir.
