atladı yüksek bir duvardan,
siyah, uğursuz bir kedi.
yavaştan adımlarken sokağı
bir çocuk misketlerini kaybetti.
ve ağlayarak girdi
anasının eteklerine.
caddeye çıktı sonra.
belki biri, bir yudum süt verir diye
acındırdı kendini.
ve arabanın altında kalmaktan
ucuz kurtuldu.
önce ürktü
şişman adamın kullandığı devâsa araçtan.
iğrendi korkusu geçince
ölen insanlıktan.
ve kinle büyüdü gözleri.
işte o anda,
minibüsten indi;
kısa saçlı, ince belli bir kadın.
ve gülümsedi;
siyah, uğursuz bir kediye.