nankör değildir.
peygamber duası vardır üzerinde. nimeti rabbinden bilir, bir noktadan sonra patiyi koyar.
köpek sahibinden bilir herşeyi. tüm sadakati ve bağlılığı bu yöndedir!.
Kediler köpeklerden çok uzun zaman sonra, insanlarla birlikte yaşamaya başladıkları için, hala yarı bagimsizliklarini koruyorlar. O yarı bağımsız hâlleri de bize, nankörlük gibi geliyor.
Annemlerle yaşadığım eski evde diş kapıya anahtarı takılı bırakırdım. Çünkü anahtarlıkta perküsyon vardı ve kedim döndüğü zaman onu kapıya çarptırırdı. Bildiğiniz kapıyı çalıyordu hayvan. Bir hayvan evden kaçıp dönmüyorsa ya kaçırılmıştır ya başına bir şey gelmiştir ya da siz onunla yeteri kadar ilgilenmemişsinizdir. Olay yalnızca mama,su vermek değil.
Genellikle köpeklerle kıyaslandıkları içindir. Köpekler sadık kediler ise keyifçi olarak adlandırılır lâkin köpekler kadar da sadıktır aslında kediler.
Aslında sevip de beslediğiniz her hayvan sadıktır. Nankör denilecek bir canlı varsa da, o canlı sadece insandır..
kedinin saygı duyulası based bi canlı olduğunu gösterir. köpekler gibi ilgi manyağı bi hayvan değildir kedi. asildir. mama için bile olsa kimseye yalvarmaz.
Öncelikle şunu bilmek gerekir ki kedi beslemek başka birçok hayvanı beslemeye benzemez. Kediler doğaları gereği fazlasıyla benmerkezci düşünen canlılardır. Ama sahibini yemesi saçmalıktır ve hasta düşüncelerin ürünüdür. Aldığınız kedi sizi yemeye çalışmayacaktır, merak etmeyin. Ancak açlıktan ölmek üzere olan her canlı bu davranışı yapabilir. Uçak kazalarından sonra ölen yolcuları yiyerek hayatta kalan kazazedeler biliyoruz. Bu yüzden çok dalmayın bu konulara zira çıkamazsınız. Normal şartlarda kedi sizi ve arkadaşlarınızı yemez.
Konuya dönersek kediye türklerin nankör demesinin nedenleri çok basittir.
-Köpek itaat etmeye zorlanabilir. Kedi uzlaşmaya çağrılabilir.
-itaat eğitimini almış bir köpek asla yemeğinize izniniz dışında dokunmaz. Kedi ise tabağınızdan tıpkı bir arkadaşınız gibi yemek çalabilir. (bkz: otlanmak)
-Köpeğe emredebilirsiniz. Kediye rica etmeniz gerekir.
-Köpeği istediğinizde seversiniz. Kediyi onun sevilmek istediği zamanda sevebilirsiniz.
-Köpek hoşlanmadığı yabancılara sahibinin telkinleri ile alıştırılabilir. Kedi birinden yada birşeyden hoşlanmıyorsa bu gerçeği değiştiremezsiniz.
-Herşeyin sonunda köpek eğitildikten sonra ast-üst ilişkisini benimseyip size koşulsuz itaat eder. Kedi ise sizinle arkadaş olur ve gerçek bir kankadan farkı yoktur. Her zaman, her şeyi istediğiniz gibi yapmayabilir. Kendini özgür bir birey olarak kabul eder. (tamam el kadar hayvanın saçma bir egosunun olması saçma ama gerçekler böyle.)
Köpeğe göre pozitif yönleri ise: daha az masraf çıkaran bir evcil hayvandır, fiziki kontrolü daha kolaydır * , gezdirmeniz gerekmez zira tamamen ev hayvanıdır, tuvalet eğitimi nerdeyse gerekmez çünkü evin ortasına sıçmak gibi alışkanlıkları yoktur(her zaman kum veya toprak dokusunda bir yer arar), sıkıntınız olduğunda köpeğin aksine onu çağırmasanızda yanınıza gelir, sürtünüp mırıldanır. Hatta kovsanız bile fiziksel şiddet uygulamadıkça gitmez. Ayrıca mısır medeniyetinde ve islam kültüründe değerli bir konumu vardır. Asil bir hayvandır ve evin altını üstüne getirmez.
Tüm bu gerçekleri kabullenmeyen insanlar kesinlikle kedi almamalıdır. Şartları kabul edemediğiniz halde hoşunuza gidiyorsa sokaktaki kedileri elinizden geldiği kadar besleyin ve yardım edin. Bu, o hayvana itaat eğitimi vermeye çalışmaktan daha yararlıdır.
kim demiş nankör diye?
insan oglu mu? Sanki kendi adeta bir vefa örneği, sadakatiyle nam salmış evrene...
Kediler nankör değildir. Sahiplerine yaranmaya, kendilerini beğendirmeye çalışmadıkları için vakur bir duruşları vardır. insanlarsa hep kendi büyüklüklerini kanıtlamak ve kabul ettirmek derdindedirler. Bu yüzden de sadece kedilerden değil, tüm varlıklardan kendilerine minnet duymalarını beklerler. Kedi ise nankör değil gururludur, minnet duymaz çünkü boyun eğmez, tıpkı insanoğlu gibi kedilerin de muazzam bir egosu vardır.
Kedi kolay bir hayvan değildir. Kedileri tavlamak zordur, yiyecek bir şeyler vererek arada gıdısını severek kendinize bağlayamazsınız. Sizi sadece ve sadece siz onu gerçekten çok severseniz sahiplenir. Bir ailede kedinin en çok sahiplendiği üye, hiç şüphesiz ki kediyi en çok seven üyedir. Hisleri o kadar kuvvetlidir ve yanılma payları da o kadar azdır ki, sizin sevdiğiniz insanları daha kapıdan girdiklerinde farkeder, o da sever; sizi içten içe kıskanan, fesatlananları da bir bakışta anlar ve ona göre davranır. Sahibi olan insanı gerçekten içten seviyorsanız, size asla bulaşmaz ancak sizin ondan ne kadar hazzettiğinizin de her zaman bilincindedir.
Evinde kedisi olanın bir evcil hayvanı değil, tıpkı kendine benzeyen bir can yoldaşı vardır ve evet, eğer can yoldaşınız evde hapis kalsa ve siz ölseniz, kendini kurtarabilmek için sizden biraz yiyebilir. Hayata olan adaptasyonu ve bağlılığı tıpkı insanlar gibidir.
Bu anlattıklarımı sadece kedi sahipleri bilir; diğer cahillere her zamanki gibi boş boş atıp tutmak kalır.
onun dünyasında hiçkimse kedi sahibi değildir, kedi sizin sahibinizdir. bu yüzden haklı bir nankörlüktür.
o minik patişlerin neresi nankör olabilir ki, bırakın kendisini her şeyin sahibi sansın ne zarar gelir ki? düşünebilen bir canlı olarak kediciklerle uğraşmak ne kadar mantıklı?
insanoğlunun kediyi olduğu gibi kabullenmemesinden dolayıdır.
kedi o, çok şey beklemeyin. insana dair bütün özellikleri kedide aramak nasıl bir mantık hayret ediyorum. hele ki köpekle kıyaslamaya gitmek başka değişik bir mantık. insanlar çeşit müdürüm afedersin.