(bkz: ben)
sebebini hemen açıklamak isteyen ben,
apartmanda bir teyzemiz vardı. neredeyse civardaki bütün apartmanların sevmediği * bir teyzemiz. evinde 3 kedi vardı. bir de bu yetmezmiş gibi sokak kedilerini de sahiplenirmiş gibi her gün, günün belli aralıklarında kedilere 4. kattan et atardı. eh be kadın, iyi güzel hatta çok güzel hayvanları besliyorsun. ama neden 4. kattan atıyorsun eti? yanlarına git köşeye bırakıver.
evet efendim dönelim biz, aç kediler * apartmanın önüne yayılmış et atmasını bekliyorlar yatarak. ulan o kediler yüzünden sokakta maç yapamadık. mahalle maçlarında derece yapamadık. geliştiremedik kendimizi... türk futbolundan bir yıldız eksik kaldı...
edit : teyzenin 4 de çocuğu vardı. 2'si eksiyi basmış diğer ikisi de gelir az sonra. *
kediler tarafından sevilmeyen insandır. kedi hisseder kendisinden hoşlanılmadığını, en mülayim hayvan bile bu iğrenç insanları görünce deliye döner. haklıdır kedi hayvanı düşünsenize eve bir misafir geliyor ebeveyninize diyor ki ayy ne çirkin çocuk, pis çocuk, boklu çocuk siz sever misiniz böyle insanı?
herkes kedileri sevmek zorunda değil. sevmiyor ve kediye zarar veriyorsa sorun vardır arkadaş. kedi dediğiniz hayvandan nefret ederim. sevmeye kalksan tırmalar, uzak dur benden desen yine tırmalar. sevmek zorunda mıyım? yooo. yok karakterli hayvanmış, yok onun kişiliği varmış herkese sevdirmezmiş falan filan... yemişim öyle karakteri afedersin. bir de şu ani hareketleri yok mu, insanı deli eder.
kedici tiplerin kesinlikle sorunlu olduğunu düşünüyorum. özellikle birine bağlanma konusunda. depresif ve öforik bünyeyi bir arada bulundurduklarını düşünüyorum, bildiğin bipolar yani. neyse, işin özeti kedi sev sevme önemli değil, sevmediğin için zarar verme görmezden gel. gerçi bu bir tek kediler için de geçerli değil. sevmediğin hiç bir şeye zarar verme.
vardır efendim. benim o insan. kediler çok sinsi gelir bana, kem gözlü. her an saldırabilir, tırmıklayabilir. uzaktan seviyoruz efendim biz. iyidir iyi.
kediden nefret ettiği, pis ve lanet bir hayvan olan bu mendebur kedi yaratığından nefret eden insandır. korktuğu filan yalandır. bir çırpıda kafasını ezebileceğim, ondan daha güçlüğü olduğum bir hayvandan neden korkayım lan?! onun amk...
köpekleri daha çok seven insandır. hatta bahcedeki kopege yemek verip kediyi taslayan tiptir bu. hatta kedıyı "gel pisi psi" seklınde cagırıp , ayak hızasına kadar yaklastırıp , 90'a takandır. var boyle insanlar.
küçüklüğünde kediyle kötü anıları olan insan olabilir. bu kişiler kediye bakmaktan bile hoşlanmazlar terlik atmak suretiyle onları uzaklaştırmaya çalışırlar.
kedilerden nefret değil de kedi ve köpeklerden hazzetmeyen bir kimseye doğum günü hediyesi olarak bir yavru kedi gelir. biraz çekinerek alır kucağına, sever, okşar, sevgi gösterisi yapar... iyiymiş ya sevilmeyecek, bakılmayacak gibi değil der bakmaya karar verir.
kedinin ilk gün ki masumluğu giderek yok olmaya başlar. ilk önce ay canım beni seviyor, şımarıyor derken git gide yırtıcı olmaya başlayan kedi bacak fetişti çıkar... eve gelen bacaklara paçadan girerek tacizde bulunur.
bununla kalsa amennadır fakat tuvalet olarak kişinin ağabeysinin yatağını seçer. başka yer yok gibi her gün itina ile gidip ağabeyin yatağına işer, sıçar... yetmiyor tüylerini döker... tabi kedi sahibi olarak temizleme görevi bizim zavallı kişimize düşer... derken kedi bacak fetişzminden surat fetişzmine geçerek surat parçalama girişiminde bulununca kendisine ve familyasına karşı bir nefret hasıl olur.
kedilerin verdiği garip iticiliğin yarattığı hadisedir. kedilerin sırnaşıklığından, yalanmalarından, her an ne yapacağı belli olmayan saldırgan tavırlarından dolayı insan ırkında gelişen durumdur aynı zamanda.
yalnız yaratandan ötürü yaradılan sevilir işte. hayatımda ilk kez bir kedi sevdim içten. yavruydu kendisi daha, sevimli pıtırcık bir şeydi ama o da kazık attı ve pire bulaştırdı. işte kedilerden nefret etmeye bir neden daha.