Aralık ayında balkona çıkıp sevdiğim yavru bir kedi vardı. Kardeşlerimle ona isim bile koymuştuk rowling evreninden. Çok tatlı bir sesi vardı. Annem ben balkonda üşümeyim diye evde beslemeyi kabul etmişti...
Ha bir de biz bu kediyi dişi sanıyorduk, komşumuzun bizi " kör müsünüz" şeklinde aydınlatması sayesinde * erkek olduğunu öğrenmiştik ehueh. Çok akıllı bir hayvancıktı, yemek yerken bizi rahatsız etmez, uslu uslu kendi önüne yemek konulmasını beklerdi, çok sevecendi de kendileri, sırayla tüm ev halkına kendisini sevdirirdi.
Bir gün nasıl olduğunu anlayamadık zehirlendi gitti hayvancık. Halen o kedinin yeri bende başkadır, canım ya çok özledim seni kedicik, umarım sana iyi bakabilmişizdir.
Bir keresinde uysal bir kedi sevmiştim ama o bile sonra tırmalamıştı. Sadece bizim orada kültür sokaktaki kedileri okşarım vaktim varsa. O kediyi okşadım ama biraz. Sonra uyandı.
Bebekliğini hatırlamıyorum. Benimle aynı sene doğmuş. ilkokula giderken beraber yatardık. Kediler normalde köpekler kadar zeki hayvanlar değildir. Ama gelden gitten anlardı. Hatta bir keresinde babaannem evin içinde dolaşan farelere çıldırıp “atacoom bu pisuu” deyince efraim fırlayıp nereden bulduysa bi fare bulup atmayın beni fare de yakalayabiliyorum ki dercesine göstere göstere ağzında fareyle dolaşmışlığı vardır.
Efraim sütten peynirden yoğurttan başka birşey yemezdi. Ben yatılı lisedeydim. Ancak yazları gelebiliyordum eve. Lise 2’nin yazıydı. Efraim iyice yaşlanmıştı. Bir gözü de kördü. Yürürken kafası titriyordu hep. Okul bitip de ben eve gelince kafasını zor bela kaldırdı yattığı yerden, beni tanıyınca güçlükle mırıldandı. Geldi ayağıma sürtündü.
Efraim o yazı çıkartamadı. Tam 17 yıl yaşadı efraim. Bu insan yaşıyla 110 yıla filan karşılık geliyor.
Sen ne güzel kediydin be efraim, senden sonra hiçbir kedi senin verdiğin mutluluğu vermedi!
dünyanın en hassas ruhuna sahip mucize hayvanlar.
mesela yemek yiyorum, geliyor yemeğinden istiyor, git kendi mamani ye diyorum, vermiyorum. 2 saat kusuyor. gönlünü alana kadar canım çıkıyor. mizmiz, hassas, şımarık oğlan çocukları gibi benimkiler.
kendini sevdirmeye bayılıyorlar, durmadan beni sev diye pati atiyolar, ihih.
yemek, uyku ve sevilmek haricinde başka dertleri yok.
italyanlar "yavaş yaşayarak hayatin tadına varmak"'derler. dünyanın en keyifle aylaklik yapan canlıları, aheste aheste.
bebek daha benim canlarım. küçücük atan kalpleri, minicik bedenleri var. onları koruyacağım diye aklım çıkıyor.