kediler nankör olur derlerdi de inanmazdım. okulda beslediğimiz iki yavru kedicik var, maskotu oldular artık bütün fakültenin. yahu günlerce besledim, sütlerini eksik etmedim, poğaçaların en tazesini yedirdim; yani deyim yerindeyse el üstünde tuttum ben bu yavrucukları. gel gör ki besleyeceğim zaman peşimden ayrılmazlar, lakin başka zamanlar yüzüme bakmıyorlar. hatta bir de dönüp arkalarını gidiyorlar yahu, tosuncuk oldular kısacık zamanda, ama kıymet bilmiyorlar işte n'aparsın...
dişi bir kediye sahipseniz ve eve kız arkadaşınızla gelmişseniz yazık olur kız arkadaşınıza. muhtemelen kız arkadaşınız oturduğu koltuktan kalkamayacaktır çünkü kediniz buna izin vermeyecektir. oldu da kız arkadaşınız yerinden hareketlendi kediniz gözlerini kız arkadaşınızın üzerine dikecek poposunu havaya kaldırıp sallamaya başlayacaktır. bu da kız arkadaşınız için tehlike çanlarının çaldığını gösterir. her an kız arkadaşınızın üzerine atlamaya hazırdır artık. bu durumda yapılması gereken kız arkadaşınızın sakince yerine oturmasıdır. sonrasında kendiniz gelip size bir iki sürtünecek ve kucağınıza yatıp ters ters kız arkadaşınızı süzecektir. bu da kedinizin kız arkadaşınıza verdiği " bu ev ve içinde yaşayanlar bana aittir" mesajıdır. iş bu entry bilgileri tecrübeyle sabit kedi triplerindendir.
Buyukada da guzel bir yaz gecesi. Iskeleden eve donuyourm, gokte yildizlar birbir gozukuyor, parlak bir ay isigi var. Hafif bir ruzgar esiyor, denizden iyot ve yosun kokusu getiriyor burnuma, bir de yoldaki at boku kokulari. Sakin sakin evime yuruyorum. Etrafta hic ses yok, geceleyin cok issiz. Tam rahatlamisim, kafamda hic bir sey yok, yilzdilara bakiyorum ve ayni yanda yuruyorum. Birden cop tenekesinden bir kedi, miaaaaavvv!!!!! diye sicrar. Butun rahatlik hersey gider, birden stres olursun, sonra da kedi cop tenekesinin kenarinda tip tip gozlerini sana diker, bir sey mi vardi diye sorarcasina. Psikopat midir nedir?
eve giren uc uc bocegine miyavlayarak, onu cagirdigini dusunmek. hem miyavlayip hem zip zip ziplayip pesinden segirtmek.
konustugunu ve anlasildigini sanan bi iki kulakla yasiyorum.
diyelim biraz haşin seviyorsunuz. mıncıklıyorsunuz yani. yada kızdırdı sizi tezgaha falan çıktı dövüyorsunuz. hemen kendilerini yalamaya başlarlar. bu acındırma numarası da olabilir cidden canı acımış da olabilir. ama bana acaba pis miyim de dayak yiyorum acaba diye düşünüp temizleniyorlarmış gibi geliyor.
bu keratalar kadar lakayt, skine takmaz canlılar görmedim. bazen yanınıza gelsin, sizi eğlendirsin diye kıçınızı yırtarsınız ama en küçük tavizde bulunmazlar ve derin devlet adamı ciddiyetiyle karşılık verirler. sonra bir an gelir, gelir kendisi sürtünmeye, sırnaşmaya başlar şerefsiz. başlarsınız sevişmeye... sonra hemen sıkılır, "ne lan bu laubalilik! sapık mısın lan sen pezevenk!" dercesine bir ısırık (ki sağlam ısırıktır; birazcık daha yüklense kanatacak türde)atıp kaçıp gider, kıçını yayıp yatar köşesine ya da her nereye isterse (her yer onundur, bacak kadar boyu olsa da patron her zaman odur)...
başımdan geçen bir hikayeyi anlatayım da tam olsun: kedimin lastik bir topu vardı. oyun amacıyla ben atardım, o da köpek misali kapıp geri getirirdi. bazen ağzında lastik topla yanıma gelip miyavlardı, "valla canım sıkıldı. şunu at da oynayalım." diye. bu zalım bana bozuk olduğu zamanlarda topunu ayağımın dibine usulca getirir sonra topla oynuyorum bahanesiyle ayaklarıma saldırıp çizik çizik ederdi. "gel lan buraya!" deyip yakalayacağım zaman da garip bir ses çıkartıp (alaycı gülüş mü diyelim artık?)ok gibi fırlayıp kaçardı.
Çok akıllı olan kedilerin intikam alma duygusu da çok gelişmiştir.
Trip denince akla en çok, kızdırdığınızda size bir şey yapamayacağından, özel bir eşyanıza zarar vermesi gelebilir.
çok sevdiğiniz bir şeyiniz kumunun içinden çıkabileceği gibi, fenerbahçe formalarınıza sıçabilir.
böyle edepsizdir bu hayvan.
ama iyi de yapar, insan her şeyin mutlak hakimi değildir. bunu söyler kendi tarzıyla.
double cross:(koltuğun diğer tarafındaki kediye uzanır, kolu yetişmez) gel miyu seveyim seni. kedi:....(elimin uzanabileceği seviyeyi kontrol etmekle yetinir, aşıdan yeni geldiği için sevilmek istememektedir belli ki, insanlara kıldır o an) double cross: Gel oğlum gel (eliyle pat pat pat yapıyor) kedi:...auv (skinde değil beyimizin) double cross: (kediye hamle yapar) kedi: pıhhh! double cross: siee (enseye yavaş bir "hadi len ordan tokadı") kedi:mauuu. (anında yelkenler suya)
siz bir şeyler atıştırırken örneğin whopper menü yerken yanınıza gelerek yemek ** dilenir, artan bir parçayı kendi kabına koyup verirsiniz yemez. neymiş ben de seninle beraber pc başında takılarak yiycem.
maması bitmişse ve uzun süre siz bunu görmemişseniz ağzınızdan burnunuzdan getirir. odadaki halıya patilerini takar, koltuğu patiler, su kabını devirir, mutfaktaki içi ekmek dolu poşetleri parçalamaya çalışır. bu artistik hareketleri görüp mamasını koymaya gidersiniz. o da ne, lavuk uzun süre mamasına yanaşmaz bile, -yemiyorum yemek memek- der gibi. tribini yaptıktan sonra ufaktan mamasını yer ve kasıla kasıla odaya gelir, istediğini yaptırmış olmanın vermiş olduğu gururla bi' güzel yalanır, size nispet yapar. utanmasa kürdan isteyecek gibi pis pis baktıktan sonra g*tünü devirip uyur.
kıskançtırlar ama belli etmek istemezler. tribe girerler birde girmemiş gibi yaparlar. *
üzgün olduğunu hemen anlar. gelir kucağınıza zıplar tüy gibi. sürter burnunun ucunu çenenize, neşeniz yerine gelsin diye.
kızgın olduğunuzu anlar endişeli kocaman gözbebekleriyle bakar. etrafınızda daireler çizer. çığlık çığlığa bağırırsınız 'defoooool!' diye; aldırmaz. sizin için endişelenmektedir. 'miyauuvf' diye size soru sorar 'neyin var?' gibisinden. yine bağırırsınız ama o sizi öyle sevmektedirki yine peşinizi bırakmaz, yanıznızda durmak ister. sev beni geçer modundadır. küsmez kızmaz hiç. pek alçak gönüllüdür.
akşam kapnızın önünde siz tam uyumak üzereyken bir şeylerin de eksik olduğunu hissetmişken miyavlar. hatırlarsınız ki kedinizi dışarda unutmuşsunuzdur. kapıyı açar kedinizin ısıttığınız yatağınıza 'puhff' diye atlayışını izlersiniz onu rahatsız etmemeye çalışarak* bir köşeye sıkışırsınız.
eve gelirsiniz sürekli, sürekli miyavlar. çıldıracak gibi olursunuz ama suç sizdedir. bir dinleyin bakalım ne diyor. karnı aç hayvanın mama tabağına yönlendirmeye çalışıyor ama siz ne yapıyorsunuz duymamazlıktan gelip 'biz sus yaaa' diye kızıyorsunuz.kınıyorum.
kilimler kaymış ters yüz olmuştur. bir süre sonra kediniz bacaklarınıza saldırmaya başlayınca anlarsınızki oyunculuk yapıyor.
oyun oynarken bir şeyleri kırp döken kedi tribi en güzelidir. hemen sakalnır bir yere o gürültüden sonra. dersiniz ki 'ayy kuzum, yavrum, canım, bi taneciğim gel buraya yahu kızmadım, gel annem gel, gel' alırsınız seversiniz rahatlatırsınız. nasıl da korkmuş yavrucak.*
kedinizi bir süre delirtikkten sonra sizden kaçar ve evin içinde bir kovalamaca başlar bir nevi yakalamacılık oynuyorsunuzdur. ama kurtulamayacağını anlayan zavallı kedi en sonunda pısar.* sizde yavrucağı alır işkenceye devam edersiniz. ama ellerinizin kan revan içinde kalmasına aldırmamak şartıyla...
süt içiyorsunuzdur. hemen kokuyu alır kerata hangi elinizdeyse süt bardağı ordan oraya gezinir üstünüzde. el mahkum sütünüzü paylaşırsınız. 'gluk gluk' diye süt içerken pek bi mutlu görünür. sizde mutlu olursunuz. ama süt bitiyor biraz da kendiniz için canım.
kucağınızda sızıp kalmıştır. aile fertlerinden biri de sizin bakkala felam gitmenizi istemektedir. ama kediyi uyandırmaya kimse kıyamaz. böylece kedi uyumaya siz oturmaya aile fertleri de kendi aralarında kimin bakkala gideceğini tartışmaya devam eder.
kediniz siz uyandığınız halde yorganın içinde kafasını sizin kolunuza dayamış uyuyordur. kolunuz felç olmuştur ama rahatsız etmemek için o durumda kalırsınız. o da nesi! kediniz mırıl mırıl bir şeyler yapıyor. kötü bir rüya gördüğünü anlarsınız. mışıl mışıl sever telkin edersiniz. sakinleşir. uyumaya devam eder. sizin kolunuz hala felç içindedir.
