Evet böyle bir arkadaşım var kendisi aynı zaman tıp öğrencisi olduğundan gerekli tedbirler alındı fakat komik kısmı aşıyı yapan doktorun sorusuydu:
-kediyi görsen tanırmısın?
-neden?
-kediyi takip et 10 gün içinde ölürse bir aşı daha yapmak lazım.
sarhoşken yapmaya çalıştığım eylem. Arkadaşlarla içilir sıçılır, dağılınır. Daha sonra parka gidip banka oturan kurbağa telefonun diğer ucundaki lezbiyen arkadaşıyla lak lak yapmaya başlar. Yanına gelen siyahlı turunculu adeta minyatür kaplan sıfatındaki sokak kedisini sevmeye başlar. Kedi tüm masumiyetiyle oyun oynadığını düşünerek kubağa nın sağ serçe parmağında pençesiyle nokta kadar delik açar. O ufacık, minnacık delikten nokta kadar kan sızdığını farkeden kurbağa, alkolün de verdiği aptallık ve aşırı paranoyayla tam 45 dakika boyunca parmağını sıkıp, kanı emip tükürerek adeta yılan zehriymişçesine virüsten kurtulmaya çalışır. 45 dakika boyunca o ufacık delikten vücudundaki kanın yarısını emip tüküren kurbağa bununla da yetinmez, ve gecenin bir vakti ebesinin amındaki özel hastaneye tabanvay vasıtasıyla yol alır. Hastaneye varılır. Acile girilir. Doktorla görüşülür. Sosyal güvencesi olmayan kurbağaya 5 tetenoz aşısı olması gerektiği ve 109 lira tutacağı söylenir. Cebinde yol parası dahi olmayan kurbağa gecenin 2 sinde bağırarak, şarkılar söyleyerek evine yol alır. Sabah kendi içinde hesaplamalar yapar ve o kedinin tırmığıyla ölme ihtimalinin, yolda bıçaklanarak ölme ihtimalinden 654985432 kat daha az olduğunu farkeder. Sonuç? Bazen, tam bir gerizekalıyım demeyi bilmek lazım.