Benim beraber aynı evi paylaştığım bir sokak kedisi arkadaşım var. Annesi ölünce bakımsız kalan şans eseri kurtulan yavru bir kedi iken bana bakar mısın diye verilen erkek bir kedi.
Başlarda biraz tereddüt ettim ama iyi ki kabul etmişim. Hayatımın merkezine oturdu kerata. Kendime göstermediğim sevgiyi ona gösteriyorum. Hayatımda kendime yaptığım en iyi iyilikler sıralamamda sigarayı bırakmaktan bile daha önde gelen bir tercih oldu. Sayesinde bir kalbim olduğunu hatırladım. Allah yokluğunu göstermesin.
Şanslı olduklarını düşündüğüm yazarlarır. Çoğu kere dağılmış ve tırnaklanmış eşyalarla uğraşsalar da sabahlar minnak bir yumuş pati altının yanağa değmesiyle ve pürüz bir dilin gözü sevmesiyle uyanırlar.
Not: köpek ve kediyi bir anda evinde beslemek isteyen yazar.
Evet kedi sahibiyim, yalnız ve çirkinim. Aynı zamanda yalnız başıma çirkinliğin tarihi (bkz: umberto eco) adlı eseri okuyorum, o derece.
Hoççakalın.
Edit: neyse şaka bir yana, kısırlaştırılmamış dişi kedisi olan ve istanbul'da ikamet eden sözlük yazarları benimle iletişime geçerse sevinirim. Benim evdeki yakışıklı şu sıralar depresyonda da.