Eskiden içten içe korktuğum hırıltılardı. Özellikle de başlarını okşadığım an gelmeye başlıyorsa. Sanki her an ağızlarını kocaman açıp ısıracaklarmış gibiydi. *
Ne evcil ne vahşi olan bu canlılar ürkünç geliyordu, hele de mırıltı varsa.
Ama meğer hiç de öyle değilmiş. O mırıltı memnuniyetlerinin sesiymiş. Mırıltı içinde pati pati de yapıp hemen ardından kendilerini yalıyorlarsa o an değmeyin keyiflerine. Üstüne sinen kokunuzu tatmak için yalarlar kendilerini kucağınızda iken.
Bir güven ve sevgi anlaşması bu. Biraz da kabulleniş, sahibine kendini teslim etme.
Sabahları kedimin odasına gidiyorum. Beni görünce kendinden geçiyor deli gibi mırlıyor üzerime atlayıp kendını sevdırıyor o an dünyalar benim oluyor sanki. Sanmıyorum beni gördüğüne baska bi canlının bu kadar sevınebılecegını. Kedıler cok ayrı gerçekten. Ayrıca Son zamanlarda türkçe mi öğrendi nedir gel diyorum geliyor git diyorum gidiyor uzaktan sesleniyorum yanıma geliyor falan. Kediler söz dinlemez derler bide çoğu arkadasımdan akıllı oldugunu düşünüyorum.