ufak dükkânının önüne attığı tabure ya da sandalyeye kurulup bir yandan komşu esnafla tavla oynar, çay içer ya da salt sohbet etmekle yetinirken, bir yandan da mahalle ya da sokağın gedikli kedi-köpeğine, 'pezevenk', 'kerata', 'puşt' gibi sözcüklerle çok da ileri gitmeksizin küfür ve hakaret eden, bol bol da ıslık çalarak onları yanına çağıran, genellikle o kişi tarafından beslendikleri ya da salt bu türden bir şefkatle yetinmek zorunda kaldıkları için o hayvancıklar tarafından da fazla kınanmayan, hatta sevilen, genellikle orta yaşın üzerinde, fazla müşteri sahibi de olmayan kalender ve sevecen esnaf.
- senin o pamuk pamuk tüylerine sıçayım
- ulan rıfkı şu ipnenin tatlılığına bak ya
+ öyle
- ulan senin kulağına osururum be!
- lan sevdiriyor valla kendini pezevenk