sene olmuş 2013 sen daha kedi de kitap da yok sigara yok kahve... ben gecenin ikisinde hazırladığın sallama çayı odana taşırken ayağına dolanan şarj kablosunun sebep olduğu gerilimi istiyorum dostum! bu sıcakta açık bıraktığın pencereden davetsizce süzülen sivrisineğin kanat çırpışının uykunda yarattığı yoksunluğu duyumsamak... lanet olsun!
herkes hayalini överde yapıldığında bir boka benzemeyen durumdur. otobüste tıngır mıngır kitap okurken nasıl bir bok anlamıyorsam müzik dinlerkende anlamıyorum ya da bende sorun var
aga dinlen dinlen kaç. boğucu, sanat filmi tadında bir hayattan ve 4 buçuk saat süren, feminizmi anlayamamış bir tiple hayat muhakemesi yapmaktan zevk alan bir tip değilsen lütfen kaç
kitap? eyvallah. sonra sigara? muazzam. kediye da saygı duyuyorum. kahveydi şuydu buydu hepsi tamam da hepsi bir araya gelince korku filmi gibi bir manzara geliyor gözümün önüme.
(bkz: göte buzlu badem sokmak)
kitapları, kedileri, yağmuru, kahveyi, sigarayı, müziği severim. ama hepsi birden olunca beyin sikecek eylemdir. bir yandan yağmurun sesi bir yandan müzik sesi kitabı anlamanıza engel olabilir. hele ki albert camus okuyorsanız. o kitabı anlamak, yorumlamak önemli olan, görüntü adına 6 şeyi birleştirip tumblr ergenleri gibi orda burda yazmak değil. yani güzel arkadaşım, özentilik olan kitap okumak değil, şu yaptığın.
kedi yerine köpek olması dahilinde iç burkar. huzurdur. bunlar olsa hiç halinden şikayet edemez ki insan...
of diyorum of. en büyük hayallerimden biridir köpekli bir ev. er ya da geç yapacağım da.