Yönetmenliğini fatih akının yaptığı,senaryo yazarlarını da içinde bulunan fatih akının çektiği en komik alaturka filmi.
Konusu: Alman bir kızın, başrol oyuncumuz ibo dan hamile kalması sonuçu ibo da yaşanan değişimi ve ibonun insan ilişkilerini anlatan komik bir film.
10 defa izlemiş olması bile yeniden izlenmesine engel olmayan film.
yönetmenliğini fatih akın'ın yaptığı başrollerini güven kıraç, nora tschirner ve denis moschitto'nun paylaştığı komik alaturka filmidir. Film Almanya'da yaşayan Türkler ve almanların ilişkilerini anlatır.
titzi yi nora tschirner isimli ugruna dunyalari yaktiracak guzellikte hatunun oynadigi eglencelik film, sen ne guzelsin be. onkel ahmet ise mehmet ali erbile mi benziyor yoksa bana mi oyle geliyor bilmiyorum. ama sadece nora icin bile elli kere izlenecek film.
Sibel kekilli'nin italyan kiz rolunu üstlendigi cok komik bir film...
Almanca bilenlere özellikle almancasini izlemeyi tavsiye ederim...
Türkce dublajini berbat yapmislar...
nora tschirner'ın güzelliğinin gölgesinde kalaraktan izlenmeye başlanan film fatih akın'ın imzasını taşımasından dolayı mıdır nedendir ki ondandır büyük ihtimalle seyredilmelidir. keyiflidir pek çok. mantıksız alınız.
fatih akın ın tekrar tekrar izlenilesi hoş bir filmi. filmde ibo adında bir türk genci ilk alman kung fu filmini çekmek isteyen bir yönetmen adayıdır. titzi adında alman bir kıza aşıktır ve onu hamile bırakmıştır. ama babası alman bir gelin istemez ve onu reddeder. sevgilisiylede çocuğun doğup doğmaması tartışması yüzünden arası açılır ve bu yüzdende işleri ters gitmeye başlar. konuya bakıldığında dram gibi gözüken film komedi filmidir ve gerçektende kopartan sahneleri boldur.
çok güzel bir afişe sahip filmdir. filmi izlemedim gerçi ama çok duyduk adını. nora tschirner için izlenebilir. zaten afişi de nora tschirner olduğu için güzeldir. aha bakın:
tek güzel yanı müzikleri olan film. gerek kuşu kalkmaz'ın gerekse girl'ün introları bir anlık da olsa filmden alıp bambaşka yerlere, anılara götürdü beni 'neydi lan bu şarkı' diye düşündürürken.
yönetmenliğini bilinenin aksine fatih akın'ın değil anno saul'un yaptığı senaryosunu fatih akın'in yazdığı güzel film. sırf kebab reklamı sahneleri için bile izlenir.
Kurgusu çok keskin virajlarla kıvrılan, bu yüzden bir süre sonra mantık akışından kopan film. Hemen entel fularlı götü kalkmış algısından kurtulmak için mümkün olduğunca spoylere kaçmadan örnekler verelim.
ibonun babası iboya küsüyor ama aslında tam küsmemiş.
ibonun film için melek yatırımcısı iboyu sallamıyor ama aslında sallıyormuş.
Yunan lokantacı ibonun emmisinden pek hazzetmiyor ama aslında seviyormuş.
ibo sevgilisine yol verecek ama aslında seviyormuş.
Yunan’ın oğlu veganlık meselesinden babasıyla papazmış ama aslında tam değilmişler.
Film ikili ilişkiler konusunda baştan sona böyle paradokslarla dolu. Ha bi de seslendirme çok kötü. Adeta bir Amerikan dublaj parodisi gibi.
-spoyler-
Yunan karının parmağını uzoya sokup mum alevinde tutuşturup ibonun sigarasını yaktığı sahne efsanedir.
-spoyler-
Filmin kendini sevdiren yanı. Arkaplandaki pastel tonlar. Nedendir bilmem fondaki çingene pembesi, fıstık yeşili, tuğla kırmızısı renkler insanı bağlıyor. Aynı renk kullanımının sinemadaki bir başka örneği için;