yaşlanmadı, hayır yaşlanmaz, yaşlanmalı özelliği yokmuş onun derken tam şu an yaşlandığını görmek içimi acıttı. ergenliğimin aktörü, çekik gözlüsü, yakışıklısı. o yaşlandığına göre biz de yaşlanmış oluyoruz bu durumda. fotoğraflarına bakıp kendimi sorgulama aşamasına geçtim. yaşlansa da sakallarına kır da düşse yine adam on numara o ayrı.
Anası ingiliz babası Çin asıllı ama havaili birinin oğlu. Galiba oyunculuğundaki çok yönlülük bu garip karışık kültüründen geliyor. The replacements filmini izlemeyen kalmamalı.
tanışmak istediğim, en azından bir yemek yemelik sohbet etmek istediğim ender insanlardan birisidir. özellikle matrix'ten kazandığı paranın %70'ini lösemiyle mücadele için bağışladığını, bir apartman dairesinde oturduğunu ve metro kullandığını öğrendikten sonra.
yine bir 'babamdan büyük aktöre hayranım' vakası benim için. duruşu yaşayışı filmleriyle bütün olarak yenilesi adam. yağuşuklusun ve iyi kilplisin sipirmin.
nasip olursa sevgilimle elini öpmeye gideceğiz kendisini anlatmaya kelimeler yetmez. büyük adam, kalbimizi çaldı. senelerce dua ettim kendisine benzeyen bir sevgilim olsun diye sonunda dualarım kabul oldu. ponçik keanu.
'dünyamın' en yakışıklı erkekleri listesinde 2. sıradadır kendisi. 1. sırada (bkz: johnny depp). son 7 aydır kendisine hayvanlar gibi aşığım. öyle ki keanu reeves fan sayfalarının 1 numaralı üyesi oldum. takip etmediğim sayfa, profil, site kalmadı. (bkz: hayranı olunan ünlünün fan sayfalarını takip etmek) bana dese ki "bak canım bütün gün işlerimi yapıcan, moralim bozukken beni eğlendiricen yemek yok para yok aha şurada kıvrılıp uyursun kabul ediyon mu?" ederim.