--spoiler--
Kağıt kesiği sevdalar vardır... elinizi hiç kağıt kesti mi sizin? o ilginç acıyı hatırladınız mı?? o küçücük kesik sızlatır elimizi...oysa kağıttan kim bekler ki elini kesmesini? bıçağın biliriz elimizi keseceğini ama kağıttan beklemeyiz, belki de acının garip olması bundandır...
--spoiler--
elime geçen her kağıtla yapabildiğim kesiktir. kendi elimi kese kese ustalaştım. bi ara elim blendıra kaptırmış gibiydi. şuandada elimde kağıt olursa arkadaşlarımın eli blendıra kaptırmış gibi oluyor, çok eğleniyorum.
çok can yakıcı bişey, geçen gün tanıştık. Parmağı yerinden çıkarsan bu kadar acımaz gibi geliyor. Ekmeğin üzerindeki o sivri kırıntılar da yapıyor bunu bazen. Bi de yanlışlıkla dilini ısırmanın acısı var ki, bu ikisiyle rahat kapışır.
çok acıyan yaradır.
daha beteri yok mudur diyenlere; selobant kesiğini anlatmak isterim.
bugün, dişimle koparmak suretiyle kullanıyordum ki, selobant denilen acımasız nesne, alt dudağımı kesiverdi. nasıl kanadı , nasıl acıdı bilemezsin sözlük. daha da zoru varmış dedim kendi kendime.
selobant kesiğinden korusun bizi rabbim.amen.
hala canımı acıtan bir durumdur. iö olmamın sayesinde sabahları kendime gelememem, kağıtlarla bir dalaşa girmeme sebeb oldu ve kazanan sensin kağıt mutlu ol sende yaktın canımı!
(bkz: vıjjjttt) *
efektiyle birlikte; senin ananı! gibisinden küfürlerin ağzınızda anne kurabiyesi gibi dağıldığı hadise,
elimi yıkayım acısı geçsin demeyin, canınız yanar! sakın diğer parmağınızla ne kadar kesildiğini kontrol etmeye kalkmayın! daha da canınızı yakarsınız,
yok böyle bir acı, 3 ayrı parmağımda derin kesikler oluşturan miniş meyviş yara berenin kaynağı, ruhumda bıraktığı derin izlerden bahsetmek bile istemiyorum.
kağıdın pürüzlü yüzeyinin , derinizin içinde sürtünerek hareket ettiği o minicik saniye öylesine iğrençtir ki "lan acaba bıçaklanmak nasıl bir his?" diye düşünürsünüz.