dondurmayla iyi gider. ayrıca çocukluğumun pamuk şekeriyle de kankadır. kağıt helvayla frizbi misali oynamak; pamuk şekerine de yüzümü gömmek isterdim. hala istiyorum. bakalım nolacak..
sevgiliyle elele yürürken istanbul sokaklarında, yolda rastladığınız yaşlı bir amcadan alıp yenilen ve tadına doyum olmayan tatlı şey. neden o kadar güzel gelir, bilinmez. sanırım sevgiliyle beraber yendiği içindir.
bunu anlamak için birazda yazarı tanımak lazım para göz vs. gibi yaftalamayı yapmadan o kitap eski bir dostla karşılaşmak gibi birşey. tüm satırları çizilesi...
kitap için yapılan yorumlar cem yılmaz'ın bir ersprisini anımsattı,gösterisi esnasında gösteriyi bırakıp, gülmeyi bırakıp "ne para kazanıyor o... çoc.. " denildiğini anlatıyordu. evet tam bir türk bakış açısı.
romanlarının konusuyla,kurgusuyla,diliyle ve cesaretiyle herkesin beğenisini kazanmış bir yazardır elif şafak.diyelim ki para kazanmak için yapıyor.böyle başarılı bir insanın para kazanması bizi rahatsız etmemesi gerekir bence.
genel olarak kitabı okumayanların yaptığı yorumlardır. (bkz: türk insanının her boka bir yorumu vardır)
elif şafağı takip edenler için ilaç gibi bir kitap olmuştur.benim okurken beğenip notlar aldığım birçok bölümü kitapta görmem de ayriyeten egomu okşamıştır. okuması çok zevkli herhangi bir durumunuza rastgele bir sayfayı açıp okuyunca güzel bir yorum getirebilme özelliğini de taşıdığını düşünüyorum.
yıllar önce elif şafak'a karşı populer bir yazar olmasından dolayı çok büyük önyargılarım vardı. boş işlerle uğraşan kız arkadaşımdan sıkıldığımdan ona birkaç kitap aldım okurda sıkıcı muhabbetlerimiz azalır düşüncesiyle. zamane kızlarımızın büyük çoğunluğunda olduğu gibi o da popüler zamazingolardan hoşlandığından elif şafak almıştım. vermeden önce bi okuyayım dedim aldım elime ve bir daha bırakmadım.
baştan söylemem gerekir ki kitabı okumadım. bu nedenle kitaba yönelik değil sadece amacın kitap yazmak değil kitap çıkarıp para koparmak olması artık beni rahatsız etmekte.
sadece pazarlama dehasıyız biz diye ortalığa çıkıp bir kapağı nasıl sattırabiliriz, zaten trend olduk diye ver gazı babacım ver gazı modunda kitaplar çıkaran bir insanın amacı hiçbir zaman edebiyat değildir, paradır.
bu nedenle edebiyata katkı yapacaksa eğer bu yazar kişisi, buyursun yapsın başımızın üstünde yeri var elbette, ancak işi böyle sadece paraya dökeceklerse olmaları gereken yer edebiyat değil. uzak kalsınlar. halkımız da kapağa bakıp, içini bilmeden kitap almayı bıraktığı zaman zaten kurtulacağız bu durumlardan.
Tamamen ticari amaçla piyasaya sürülmüş, neredeyse hiç bir emek harcanmadan (çünkü alıntıların yapıldığı tüm kitaplardan zaten gelir elde edilmişti) 22 TL gibi fahiş bir fiyata satılan kitap..Neden böyle aç gözlü oluruz ki?
türkiye'de bir ilk diye reklamı yapılan ama ilklerin hep iyi şeyler üzerine olmadığının farkında olunmayan ticari kitap.
mantığıma sığmamaktadır ve sığmayacaktır da. bir yazar nasıl yazdığı uzun romanlardan minik bir seçki oluşturabilir sorusunu da kafalara sokan bir kitaptır.
en sevdiğim şeylerden biri. arasına koyacaksın bi de çikolatalı dondurmayı. şılark diye ısırırken taşacak içinden. süper.
ama şu anda konu o değil. konu bu kadının artık arsızlıkta tavan yapması. biri bunu büyüledi de ona mı uyuyor, yoksa kendi içindeki mangırlar mı pörtledi bilmiyorum. nasıl yani demekten alıkoyamıyorum kendimi. devamını elif şafak başlığında tartışacağım. burda kitap mevzu bahis. görmedim daha vitrinlerde. eğer hiç yeni yazı yoksa bu bir best of ise şayet, yazıktır o güzel kaleme. ama asıl yazık olan, kağıt helva gibi tatlı bir şeyin böylesi maddi bir illete alet edilmesidir.
çocukluğuma dair anılarım arasında yüzümü gülümseten nadir objelerden.
çıtır çıtır gofretimsi arasında krema, yerken dudaklarınızda küçük kırıntılar bırakan, sokakta yemesi pek zevkli şekerli şey.*