orada kaçırılan öğretmenlerin çoğu usta öğreticiydi. yani ders karşılığı çalışan kişilerdi. bırakın kaçırılmayı yarım gün izin dahi alsalar bu süre maaşlarından kesiliyor. her yıl eylül-haziran arası çalışıp çalıştıkları saat kadar maaş alıyorlar. bir daha ki eylülde görev alacakları da belli olmadan çalışıyorlar.
yani uygulamada bir anormallik yok. usta öğreticilik sistemi bir çeşit köleliktir.
ek ders ücreti marjinal, eğer öğretmen o derslere girerse alınabilen bir ücret türüdür. durduk yere zaten verilmiyor. bu kadar felsefik düşünülecek olursa, o zaman kaçırıldıkları için fazladan para da verilsin. yani sırf "ayıp ya, zaten kaçırdılar, bari hediye olarak ek ders verelim" diye bir mantıksızlık söz konusu olamaz. eğriyle doğruyu birbirine karıştırmamak gerektiği gibi, öğretmenlik görevinin, en kutsal meslek icrası olduğunu da hepimiz bilmekteyiz. böyle bir saçmalık olabilir mi ? özel sektörde çalışan adam bir şekilde kaybolsa, kaçırılsa falan, patronu ekstra efor sarfederek, performans aşımıyla kazandığı fazladan primlerini de mi ödesin? hayır efendim, özelde "maaşını" dahi alamaz maaşını. hiç oyuna gerek yok.
--spoiler--
Ücretli öğretmen Remzi Savaş'ın maaşında 240 TL, tayini Yozgat'a çıkan asker öğretmen Mehmet Gözbaşı'nın aldığı rapor nedeniyle 100 TL, Abdullah Karan'ın aldığı rapor nedeniyle 60 TL, ücretli öğretmen Ahmet Ürün'ün 240 TL maaşından kesildiği öğrenildi.
--spoiler--