sebepsiz ve amaçsız bir şekilde; sırf yazıyor olmak için yazan ve yazılanları okusa bile dümdüz tutturduğu yolda yazmaya devam eden yazardan dolayı bu tartışmanın bana BiR faydasını görmediğimden dolayı bu başlık altında bir daha yazmamaya karar verdim.
bu başlık altında entryler konu dışına taşıp jackskellington'ın darbecilere nasıl baktığı, akp ve başka şeylere bakışıyla bir kalıba sokulmaya çalışılmış.
nedense insanların ne düşündüğü önemli değil de ne oy verdiği yani ne tarafta durduğu daha önemli. herkes kalıplara uyduramadığı bir yazarı kalıplara sokmaya çalışıyor. sözü edilen yazar arkadaşla çok benzer fikirlerim olduğu noktalar olsa dahi çok zıt yönlerimiz de var. uyuşamıyoruz diye onu anlamamazlıktan gelemem.
türkiye'nin beni en çok rahatsız eden yönüne yeniden hepiniz eğilmek zorunda kalmışsınız. bir düşünceyi tanımlamaya çalışıyorsunuz. daha darbeci, darbe yandaşı ne diye ortak bir tanımla tanımlayamayınca asıl meseleyi tartışmak oldukça zor oluyor. hepimizin kafasında farklı darbeci ve yandaşları tanımı var. sonunda birbirimize düşüyoruz ve asıl meseleye beynimizi kanalize edemeden gücümüzü tüketiyoruz.
önce suçlu kimler basite indirgeyip yazıyorum. "darbeci ve darbe destekçileri. "
yukarda bir entrymde darbeye giden yolun taşlarını döşeyenler sağcı solcu kesimler diyerek sataştım. fakat asla darbe yandaşı olmakla suçlamadım. sonuçta o insanlar fikirlerinin mücadelesine düşmüş idealist insanlardı. en fazla mağduriyeti onlar çekti. fakat benim önceliğim onlar değil. hiçbir şey yapmadığı halde bu darbeye maruz kalan milyonlarca insan var, ve idealist meseleler peşinde koşan kaybettiği yakınları olanlar var. babam ve oğlum filmindeki baba gibi düşünüyorum. evlatlarımız fazla idealistliklerinden dolayı heba oldu. tabi onların suçu idealist olmaları. bir nevi katlanılabilir. devletçi yapı anarşi var deyip tepemize bindi. bize onları bahane etti ve biz birbirimize düştük. kesinlikle katlanılamaz. ama şu anarşistler böyle yapmasaydı ne kendileri ne biz zarar görürdük dedik. haklıydık ama bu söylem eksik kalır. devleti provoke etmiş bir grup olabilir, devlet dobermanlarını kontrolsüzce salmamalıydı. anarşist dediklerini kanun ve düzen içinde kolluk kuvvetleriyle yakalamalıydı. asıl suç darbeye neden olanlar değil darbeyi yapanlar da. darbe yapmak orantısız güç kullanmak gibidir.
darbe yapanı açık açık savunmayan kişileri darbeci veya darbe yandaşı denmesini yanlış bulurum. toplumu darbeci ve darbe karşıtı diye sırf görüşleriniz farklı diye suçlayarak ayırmanıza gerek yok. darbe karşıtları da bir çok parçadan oluşur. bunlara tahammül etmek gerek. mesela jackskellington gibiler her türlü devletçi yapıya karşı olduğundan darbeye karşı iken seçtiği yol her türlü darbeci ve devletçilerle mücadele, ben aynı şeyi düşündüğüm halde karşımdakinin zalimliğini bilerek zamana yaymayı ve zaman zaman üstlerine gitmeyi savunuyorum. fethullah gülen görüşü ise otoriteyle mücadele etmek zordur, o yüzden onunla mücadele etmek yerine onlarla iyi geçinip içlerine girerek, yakın durarak diyalog oluşturmak ve içlerine sızmak, zamanla o yapıları ele geçirmek. bazıları ise buna şiddetle karşı, çünkü bu kez zaten şikayetçi oldukları otorite başkalarının eline geçecek. örnek olarak israil devletine karşı tutumlarımıza bakabilirsiniz. bazıları sert güç kullanmayı savunurken bazıları uluslararası platformda baskı oluşturmak için ne kadar büyük yanlışlar yaptıklarını yüzlerine vurmayı istiyor. fethullah gülen ise onlarla iyi geçinip kendi yanımıza çekmemizi ve zarar görmeden bir ilişki kurmamızı istiyor.
bu arada bazı arkadalar darbeciler yargılanamaz, şu olamaz bu olmaz demişler. bunları yazanların çoğu belki çok yakınım, belki fikrim örtüşen kişiler olabilir. fakat buranın türkiye olduğunu unutmuşlar. türkiye'de her şey mümkündür. yeter ki istensin. yargılayamazsan onursuzluk yüklersin. yargılanamıyor ama "vicdanlarda suçludur" deyip suçluluğunu ilan edersin. itibarını yok edersin.
jackskellington'a göre bunu istemeyen bir parti ve taraftarları var. sadece kendilerine karşı olanı sindirmek ve kendilerine karşı olan darbe grişimleri için darbeye karşı duruyorlar diye düşünüyor belki... onun akp'lileri sıkıştırması ise farklı anlaşılmaz tepkiler doğurmuş.
hepimiz darbecilere karşıyız ve hepimizin farklı yoğurt yiyişleri var. birbirimizi sevmeyebiliriz ama haksız suçlamalara gerek yok.
yine asıl konuya gelemeden konunun taraflarını tanımlamakla gücümüzü tükettik ve uzun bir yazı yazmış bile olsam konuya başlayamadan bitirmek zorunda kalıyorum.
bundan bıktım arkadaş.
batılıları bu yönden bizden önde görüyorum. adamların ortak paydaları var ve kişilerin ne olduğunu tanımlamak yerine direk karşı olduklarına karşı birleşebiliyorlar. kaçmaz denilen askerlerin mahkemeden kaçması mümkün olmuş olsa bile insanların vicdanından kaçamazlar.
kanunlar darbecileri suçlu gördüğü halde hukuku uygulayanlar onları temize çıkarsa bile, kanunları yapan otoriteler onların üzerine gitmemeyi seçmiş olsa bile darbe yapanları bu halk her türlü zorlamaya rağmen vicdanında mahkum etmiştir. insanlar öldükten sonra iyi anılmıyorlarsa bu kendilerinin yaşarken yaptıklarına bağlı. bu toplum darbecileri affetmiyor ve her türlü darbeci oluşuma karşı duruyor. bunu belki çok sert baskılar yüzünden dile getiremiyor veya tepki koyamıyor olabilir ama verdikleri oylar ile sonucu görüyoruz. kenan evren'e kaçımız saygı duyuyoruz? öldüğü zaman arkasından kaçımız hakkımızı helal edeceğiz? istediği kadar hapse girmesin vicdandan daha büyük yargıç var mı? birinin alması gereken cezayı almaması da vicdanların taşıp daha büyük tepkiler vermesine elbet neden olacaktır. akp'ye oy verdiğim halde akp'nin kenan evren'e sahip çıkmasını da anlamış değilim. ister ceza alsın ister almasın. çıkıp bu adam darbecidir, halka büyük zararlar vermiştir. böylelerine lanet olsun demenin neresi suç? kenan evren hakaret diye mahkemeye verse mahkeme yaptıklarına bakacak, "hakikaten yapmış olduğun için hakaret değil, gerçek" deyip hakaret olmadığına karar verip tescilleyecek.
faydası yok diyebilirsiniz. size göre faydası olmayabilirse bile başkalarının fayda gördüğü bir şeye karşı tarafsız olmalısınız. hatta zararı da yok diyorsanız faydası belki vardır deyip destek olmalısınız. karşı çıkmanın manası yok.
darbeci savunucularını haksız çıkarmayacak bir şakirt aranıyor. tek cevap veren ben olmayayım bir de bir şakirt bu başlığa yazsın. mesajında tepeden tırnağa zırvalasa bile olur. zaten darbeci yanlıları da kıvıra kıvıra iyice zırvalıyor sorun olmaz.
not: anarşist ile sosyalist ne zamandan beri aynı şey oldu. kimlik bunalımı vrasa daha önce de sölylediğim gibi buı işi bir psikolog çözer.
fetoş zamanında amerika'ya kapağı attığında kuyrukları acımış üç beş soytarının, altında kudurdukları başlıktır efendim.
darbe yapılacak olsaydı, herhalde ordunun kendisine en çok saldırıldığı anda yapılırdı. bu gece bir darbe olması halinde, bu din kumkumalarını kim kurtaracak? kendi kıçını kollayamayan suudi arabistan mı? iran'a hallenen amerika mı? kime destek verdiği belli olmayan israil mi?
ayrıca darbe nedir? amerikan destekli yozlaşmaya, yobazlaşmaya karşı gelmek darbe mi oluyor? abdullah çatlılar ayyuka çıkmışken, kontrgerilla hakkında en çok iddiaların dolandığı doksanların başında, örgütlenmeye, fetoş'a yaltaklanmaya, çöl bedevisinden ayar yemeye***, 12 eylül'ün generalinin en çok kolladığı, ne sağcı, ne solcu, orta yolcu, türk islam sentezinde arapları yücelten soytarı kesiminin mazlum edebiyatıyla yoğrulmuş islamcı faşistlerin sizden-bizden edebiyatıyla, kendilerinin de öbür dünya yatırımından başka ne yaptıklarını bilmediği bir kaos içinde dönüp durmak...
köpeklik yapanlar, sonunda efendi olacaklarını düşünürler; ancak sonuç hep hüsran olmuştur onlar için. bir devri değiştirdiklerini düşünenlerin devri kapanıyor; onlarsa, liderleri kendi kıçını kurtarmaya çalışırken hala zafer hayalleri görmeye devam ediyorlar. tıpkı berlin'in düşüşüne birkaç ay kala hala gizli silahlarından dem vuran pek sadık nazi sempatizanları gibi...*
birey şakirttir, en vıcığından hem de; ama bir sosyalistin nasıl olması gerektiğine dair de bir otorite olmuştur, o karar verir kimin ne kadar ne olduğuna. hadi tamam öyle olsun soru basit,
(bkz: #8870755) te yazıyor, jack neye karşı neye değil, ve soru da net orada.
şakirdin neye karşı olduğunu yazabilmesi için abisinden alacağı yanıtı bekliyoruz. büyük ihtimal yarın yazar.
erzincan bölgesindeki ergenekon eylemlerinin bir numarası olmakla yargılanan ve mahkemeyi hiçe sayan, askeri araçlarla güç gösterisi yapan generali savunanlar hala mı konuşuyor? konuşmakla kalmıyor çirkefleşip seviyeyi de düşürüyorlar. büyükanıt akepeliydi ondan o bildiriyi yayınladı diyenlere kargalar bile gülmüyor artık. sizi tüm tutarsızlık ve seviyesizliğinzile birlikte sözde eleştirip satır aralarında savunduğunuz darbeci gürha havle ediyorum. çakma anarşitlerle işimiz yok bizim.
80 darbesini yapan paydası olan ekmeğini halen yiyen siviller ve askerler
28 şubatı yapan çanak tutan siviller ve askerler
muhtıra ile tehdit edenler
darbe yapmak isteyen/çanak tutan siviller ve askerler
darbeyi planlamış olan siviller ve askerler
hepsi vatana ihanet suçundan yargılanmalıdır.
birisi gelip bunların yarısını yargılayayım, diğerlerini yargılamayayım diyor ise ve yargılamadıklarını aksine ödüllendiriyor ise o zaman bunu neden böyle yapıyor olduğu neden ikiyüzlülük yapıyor olduğu da sorulmalıdır.
şimdi yanıt olarak; tam buraya fethullah gülenin işine geldiği için 80 darbesinin kovuşturulmadığı, akpnin ayarı ile yapılmış olan büyükanıt muhtırasının kovuşturulmayacağı, yazılsın da biz de görelim. ama yazılmayacağı için; aşağıdan devam edin siz en iyisi.
yazamayacağınız, takıyyenizden ve ikiyüzlülüğünüzden vazgeçemeyceğiniz için tam şu anda çıkan "şlaaaaaaak" sesi, evet bileğim ve avcumun arasında kalan sesin sıkışması haklısın bunu bildin.
darbeci savunucusu çakma anarşistlerin sataşmalarına, çarpıtmalarına rağmen örtbas edilemeyen durumdur. olayı kişiselleştirip çatışmaya dönüştürme de farklı bir kaçınma metodu olup bunun tedavisinin yeri psokolgların muayenehaneleridir. ben o işe girmem. 3 ordu komutanının ifade gününde mahkeme üzerinden alçak uçuş uçak uçurulmadıysa, ve bu olay ne öncesinde ne de sonrasında tekrar yaşanmamış bir olay değilse buyrun bu dediğinizi iaspatlayın ya da gidin darbeci-anarşist ikileminizle fikir yürütün ama mahkemeden kaçanları farklı çarpıtmalarla savunmaya kalkmayın. ordu envanteri hakkında wikipedia kadar bile bilgi sahibi olmamanız sizin sorununuz. ayrıca şakirt korkunuz da yersiz. bakın kefilim diyorum sizi kesinlikle ısırmazlar, anarşlist eti necistir yenmez. *
ek: daha fazla cevap aranmayın, ben söyleyeceğimi söyledim. kaçanları savunuyor muyuz savunmuyor muyuz konu net. çarpıtmaya kalksanız da nafile.
evreni yargılayamayız çünkü anayasal dokunulmzlığı var diyenler o dokunulmazlık neden 8 senedir kaldırılmamış buna da mayamız pişmemişti mi diyecekler ?
" 3üncü ordu komutanı uçak uçurdu" sözü bir adet cesna için söylendi ise, sesini kimse duymaz bile; buna yanıt elbette tskda hava kuvvetleri dışında hiçbir birlikte uçak yoktur olacaktır. uçan cesna dan korkan şakirt kapsamı ve kriteri de varsa bilemem.
"bir başka suçluya dikkati yönelterek suç iddiasını gözden kaçırma" yapmıyorum; benim yaptığım; bu suçlularla birlikte suçları bunlar gibi cdlerde kalmamış biri tam yapmış diğeri de yaparım diye açıkça tehdit etmiş olanları neden yargılamıyorsunuz diyerek, ikiyüzlülüğü ifşa etmek;
hiç bir entrymde silivridekiler neden oraladalar onları çıkaralım yazmadım.
asena ve tanyeli kim bilmiyorum, ama islamcı ikiyüzlülüğünü biliyorum, yaptığımda onu ifşa etmek.
hadi evreni yargılayamıyorsun, sabahtan beri sorduğum büyükanıtı neden yargılamıyorsun? onun da zamanı aştı da, audilerlemi gezmesi gerekiyor, bu kaçan generallerden daha fazla suçlu kendisi. ve kabul de ediyor. ben yazdım ben dikte ettim muhtırayı/bildiriyi diyor. ama sen ısrarla balyozdasın, biri balyoz diye plan yapmış, öteki balyozu vurucam ama demiş, ikinci super ilki tu kaka.
ilki suçlu değil demiyorum, ikisi de suçlu iken, neden birini koruyorlar diyorum. yapacağınız ikiyüzlü projeksiyonun manası ne diyorum.
hala daha uçaktasınız. kaçacak yer mi kalmadı nedir. ama şey yazabilirsin, kkk envanterinde audi varmış, başkalarına da vermişler diyebilirsin. hem sana yakışır hem ikiyüzlülüğüne devam edebilirsin.
bir balşka suçluya dikkatleri yönelterek ortada konu edilen suç iddiasını gözden kaçırma taktiğinin ergonomide değil psikolojide tanımı vardır. bilmeyenler araştırsın öğrensin. *
ülkede evren'i yargılayacak suç tanımı yok zannedenler hukuk bilmeden hukuktan bahsedenlerdir. suç tanımı vardır ama anayasal dokunulmazlıktan dolayı uygulanamamaktadır. bu kadar basit. kıvırmayın daha fazla. asena ya da tanyeli ile aşık atacaksanız yeri burası değil, kimse size para yapıştırmaz benden söylemesi.
"tsk'da hava kuvvetleri dışında hiçbir birlikte uçak yoktur" (model ayrımı yok dikkat edin) cümlesini kurmuş olan uçak uzmanlarına hayırlı işler bol güneşler.
bu ülkenin kurtuluşunun reçetesi bana sorulsa idi; görüşlerim daha farklı olurdu. zaten kendi dünya algımı yazmıyorum. sadece ve basitçe; ortada var olan muhteşem bir paradoxu anlatıyorum.
basit bir darbeci generale bile maaşının hesabını soramadığını iddia edenlerin, kaçan generalleri gelmedikleri için suçlamaları bildiğin ergonomiye bağlı ikiyüzlülük.
ülkede darbe yasalarla suç ise; o zaman kenan evrenin suçlanabileceği bir şey yok demek ciddi bir cortex düzlüğü gerektirir, eğer ülkede kenan evreni yargılanmasını gerektirecek suç tanımı yoksa o zaman silivridekilerin nasıl orada tutuluyor olduğu da sorulmalıdır.
basitçe, anayasayı değiştirmeye kalkmak suçtur, silivridekiler bunu yapmak istediler, kenan evren yaptı, büyükanıt akıllı olun yapıcam dedi. ama son ikisi takılıyorlar iken ilki üzerinden kendini acındırmak, mazlum göstermek şakirde ve akpye yakışıyor hem de öyle böyle değil yakışıyor.
burada bizi bir ele tamamlayan eksik iki şey de, akp ve şakirtleri. el bebek gül bebek, darbeye evet bizim darbecilerimize audiler feda, ama diğerleri tu kaka.
durmak yok yola devam. kara kuvvetlerinde cesna görüp f, a, b, c, tipi askeri uçak var sananlara selam.
emekli bir cumhurbaşkanının emekli maaşını kafanıza göre kesin diyebilen sözde darbe karşıtı kişilerin, emekli maaşlarına haciz bile konamazken bu uygulamanın ilk itirazda mahkemeler tarafından iptal edilebileceğini bile bilmediğini, çünkü kafayı şakirt, tarikat vs. zabazingolarıyla bozduğunu ortaya çıkaran durumdur. adama yasalar nezdinde herhangi bir suç isnat edemeden yasal haklarını elinden alırsanız işte o zaman o darbeciden farkınız kalmaz, üstelik mahkemeden mosmor dönersiniz de rezil olur adamı gün elini güçlnedirirsiniz. kahve muhabbeti tarzında gazlama anarşizmiyle darbe karşıtlığı yapılmaz. yoksa sallandırdık taksim meydanı'nda iki darbeci üç de şakirt siz de zil takıp oynardınız ülke kurtulurdu değil mi? *
hala darbecilere dokunmak yasal değil, mümkün değil diyerek kaçıyorlar durduramıyoruz.
yargılamayın yahu, sadece tutun adamın/adamların darbe sonrasında kazandıkları hakları darbeden doğan ama hala kullanıyor oldukları hakları alın ellerinden; cumhurbaşkanlığı maaşını kesin, cumhurbaşkanlığı yapmış olanlara verilen koruma adedini kaldırın.
hayır öte yandan ne kadar hukuka saygılı gördüm sizleri; akp işe geldiği günden beri herşeyi anayasaya uygun yaptığı için bu konuda anayasaya saygılı davranması hepimizin gözlerini yaşartıyor.
bir de ısrarla anayasa değişikliğine karşı çıkan yazıyor, bitanem canım benim, okuduğunu anlamaya çalış. anlayamıyorsan, tarikatteki abilerine göster, onlar anlar.
12 eylül darbecilerine dokunmanın anayasal olarak mümkün olmadığını bile bilmeyen ya da görmezden gelen, üstüne bu anayasa garabetini ortadan kaldıran anayasa değişikliğine de karşı çıkan, özetle darbeci değilim diyip darbecilerin yargılanmasını mümkün kılmaya karşı duran, yetmezmiş gibi yargılanabilmesi mümkün olan darbe heveslileri yargılandığı için tepki koyan sözde demokratlığı kendinden menkul çakma anarşist kişilerin, gecelerinin kabusu olan şakirtlerin korkusuyla savundukları durumdur. ***
bu başlık altında yazdığım herşeye rağmen darbecileri savunduğumu iddia edenlerle, 80 darbesi sırasında henz doğmamış bile olduğumu iddia edenlerin hepsinin gerizekalı olduğunu düşnüyorum.
üstüne üstlük hepsinin standart birer şakirt ya da şakirtliğe özenen ya da sempati besleyen takıyyeci-iki yüzlü ahlakla yetişmiş yancı olduklarını düşünüyorum.
akp ve tayyipin; yapılmaya niyetlenilmiş ama yapılmamış bir darbenin niyetlilerini, silivriye koyarken; e-muhtıra yayınlamış, "bir daha o top bahçeme düşerse topunuzu değil götünüzü keserim lan" diye darbe tehdidini açıkça yapmış olanlara 1 milyonluk audiler almalarını da aynı islamcı tipi ergonomi ve ikiyüzlülüğe veriyorum.
bakın açıkça bir şey diyorum, (bir de rushı bunlardan ayrı tutuyorum ama anrşizm şiddete tamamen karşıdır), darbecileri yargılayalım. gelecekte darbeye engel olacak her önelmi alalım, darbe sırasında yapılmış anayasa da zaten insanlık onuruna hakarettir, tamamı ya da bir kısmı hiç farketmez, değiştirelim. o sebeple 12 eylül 2010 da referandumda evet oyu kullanılsın (ben kullanmayacağım, sebeplerim beni bağlar). buraya kadar herhangi bir darbeciyi savunmuş olmak var mı?
üstüne de diyorum ki, bu böyle iken; neden bu şakirt bulamaçlı tipler, ortada var olan bir darbe var, darbecileri yaşıyor, ardılları semiriyor, kahraman gibi anlıyorlar; ortada bir adet muhtıra var, darbe tehdidi var açık ve seçik, darbeciler yaşıyor, milyon dolarlık arabalarla korunuyor, bir de darbe yapabilmeyi çok istemiş bir grup var hapiste.
yani resim şöyle :
1. 12 eylül darbecileri (darbe sayesinde kendileri ölmüş olsalar da darbe sırasında yaptıkları görevlerden doğan hakları paraları çocukları kullanıyor bunları al hiç olmadı, kenan evrenin cumhurbaşkanlığı maaşını kes) ama onlarla derdi yok akpnin.
2. e muhtıracılar, daha evvel hiç bir genelkurmay başkanının korunmadığı şekilde envanterde olmayan bir milyon dolarlık araçla korunuyorlar. ama adam açıkça darbe tehdidi yapmış, akıllı olun aklınızı almayayım demiş. silivridekilerin bir adım önüne geçmiş. ama bunlarla da derdi yok akpnin.
3. darbe yapmayı istemiş, planları cdlere nero ile yazıp saklamış, paylaşmış bir grup var, girip girip çıkıyorlar her seferinde içeri girmeleri akp birşeye sıçtığında oluyor, sonra çıkıyorlar, sonra bir başka akp sıçmasına kadar dolanıyorlar dışarıda.
şimdi akp, tüm o özgürlük yalanları ile, 3üncü grubun üzerine çökmüş, diğerlerine ise yağlarla ballarla besliyor.
ben de soruyorum amacımız darbe ve darbecileri yakalamk ise bu 1 ve 2 nolu gruptakilere niye dokunmuyorsunuz diye.
şakirt sevici de sen darbe destekliyorsun diyor.
6ncı yüzyıl çöl bedevisi ahlakının içine o bedevinin devesinin zekasını ekleyince biliyorum bu kadar oluyor, ama insan arıyor be biraz okuduğunu anlasın.
not : rushı ve söylediklerini tamamen apayrı tutuyorum. sadece ona yanıtım, bir anarşist olarak şiddete karşı olmam ve anarşizmin şiddet ile adı anılıyor olsa da, şiddete karşı olması. adı öyle konulduğu için ikisi bir ve aynı sanılsa da genel anarşist eğilim şiddete tümden karşıdır. onun dışında söylediklerine katılıyorum.
--spoiler--
erdal eren için ağlamanız sikimde değil, çünkü yalancısınız, çünkü amacınız darbelerle kucak kucağa güce erişmiş olan doları bol tarikatlarınızı yargılamak değil, amacınız zeki olmadıkları herhallerinden belli 3-5 general içeri atıp, darbe mekanizmalarını ele geçirmek.
bizler, sol sosyalistler, komunistler, anarşistler, 80 darbesine direnirken, sizler, "asker geldi ne güzel oldu" diye methiyeler düze düze bugüne geldiniz, o darbelerle aynı kucakta yoğruldunuz, amerikanya taşaklarında zehirli mantar üretme çiftliklerinde korporatif işbirlikçi emperyal uzantılı tarikatlarınızla var oldunuz.
şimdi, ezen/ezilen kavgasında en başından beri tam karşımızda duran sizler, yalanla dolanla bu tarafa geçmeye çalıştıkça sıçıyorsunuz ve ben de bunu anlatıyorum.
yazma şakirt, yazılmışı var ve biz o sayfaları çok okuduk diyorum. buyur sen de oku; darbe karşıtı özgürlükçü müslüman takıyyeci kardeşim;
"...ümidimizin tükendiği yerde, hızır gibi imdadımıza yetişen mehmetçiğe, istihâlelerin son kertesine varabilmesi dileğimizi arz ediyoruz."
fethullah gülen / "son karakol" / sızıntı
--spoiler--
erdal eren sikimde değil. meselem tek tek isimler değil. meselem; o isimlerin anaları babaları, akrabaları.
80 darbesine direndiğini söyleyenler sikimde değil, darbe yapılmışsa bu darbeyi askerler benim yaptıklarımdan dolayı değil, sol sosyalistler, komunistler, anarşistler ve karşılarındaki sağcılar yüzünden yaptı. toplasan bunları 200-300bin şerefsizden fazla değildi ama cezasını 45 milyonluk bir ülke çekti. darbeyi yaptıran ve yapan şerefsizleri ayıramam. bunlar darbeye karşı savaşmadılar darbe yapılmasına giden yola taşlar döşediler. nerden çıkardınız 80 darbesine direndiklerini?
"asker geldi ne güzel oldu" diyen de üç beş devletçi medyaydı. her zaman desteklemişlerdi, destekliyorlar zaten benimle ne ilgisi var.
fethullah'a gelince o adam bugün değil her zaman aynı şeyi söylüyor. haz etmesem de ne söylediğinin adam gibi anlaşılmasını, çarpıtılmasını haksızlık görürüm. fethullah gülen her zaman hükümetle daha doğrusu otorite ile uyumlu olunmasını ister. bu sizin gibi anarşi isteyen, rejimi yıkmak isteyenlere ters gelir elbet. bu darbeyi destek değil, her güçle ilişkiler kurarak içine işlemek. fethullah gülen'in ne söylediği umurumda değil. herkesle uyumlu olmak da bana göre değil.
biz kimiz dersen biz halkız. anarşiye bulaşmayan sağ veya solu fikir babında destekleyen ama sokağa dökülüp silaha, kavgaya bulaşmayan, insanları, akrabalarını, erdal eren'in anası babası gibi çocuklarını kaybetmek istemeyen halkız. ne darbecileri ne darbecilere fırsat veren ortamı yaratan anarşistlerle işimiz yok.
bize darbecilere karşı değildiniz derken haksızlık yapıyorsunuz. sizinle birlikte olmadık diye bize darbeci dostu diyorsunuz. biz darbe ortamında hiçbir suçu olmayan ama zarar gören insanlarız. siz bomba attınız, sokaklara indiniz, kavgalara girdiniz asker geldi. biz ne yaptık da asker bizim de üzerimize geldi? darbeyi sevmeme sebebimiz suçluları yakalaması değil yanında suçsuzları da aynı muameleye tabi tutması ve suçlu bile olsa insan haklarını çiğnemesi. yoksa polis ve asker darbe yapmadan adam gibi yakalasın suçluları, ağızlarına sıçsın hep desteklerim.
darbelere karşıyım diyip darbeden suçlanan generalleri savunmak ve bunu yaparken de karşı görünenlerin asıl amaçları kendi darbelerini yapmaya zemin hazılrmak diyenlerin, kendilerine cevap veren her gerçek darbe karşıtını şakirt sananların savunduğu hadise olduğu ortaya çıkmış durumdur.
bu şakirt ısrarı da baydı artık. bu başlıkta size yetiştiren bir şakirt var da ben mi göremedim nedir. ucuz saptırmaların adresi: şakirtler. duyan da ülkeyi onlar kontrol ediyor sanır.
bu şakirtlere ne içiriyorlar merak ediyorum, liberal anarşistim ayrıca da ateistim; hayatımda oy kullanmadım, kullanmam da çünkü cumhuriyete de inanmıyorum, kafamdaki ideal yönetim biçimi yerel demokrasilerle örgütlenmiş bir üst sosyalizm; referandumda da oy kullanmayacağım, ama ilgili başlıkta belirttiğim gibi 82 anayasası tümden insan onuruna saldırıdır ve tek bir harfi bile değişecekse evet denilmelidir. anarşist olmasaydım evet derdim, çevremdekilere de evet demelerini söylüyorum.
öte yandan akpnin, okey arkadaşları fethullah gülen grubunun ve müslüman halkın diğer teferruat tarikatlarının; bugün yaptığı şey benim söylediğim gibi insanlık onuruna hakaret olan darbeyi araştırmak değil, sadece ve basitçe, darbe ahlakını ve imkanlarını saklı tutarak, ve bu hak ve yetkileri ellerinde tutan darbecileri ayıklayarak yerlerine kendileri geçmek.
"her türlü darbeye, istibdat rejimine, el altında özgürlük diyip ayrıcalık isteyen çöl bedevisi aşıklarına, vatan diye diye ülkeyi bölenlere, polis devletine, asker devletine, asker himayesine, paralı parasız tümden devlet kontrolündeki eğitime, dinlere, devlete hepsine ve bunların yarattığı özel hukuka tümden karşıyım. herkesin kurulacak halk mahkemelerinde yargılanarak halka karşı suçlarından dolayı yargılanmalarını istiyorum, kimseye makamından dolayı ayrıcalık yapılmaması da gerekir"
hayır yani yukarıda yazdıklarımı 1,5 yıllık sözlük hayatımın tümünde her gün istisnasız anlattım, bugün de bu başlıkta anlatıyorum, ama anasını satayım okuma özürlüsü ve aynı şeyi karşındaki ne diyor dinlemeden 50 kere söylersem insanlar beni haklı sanırlar diye düşünen şakirtlerimiz anlamaktan uzaklar hala.
erdal eren için ağlamanız sikimde değil, çünkü yalancısınız, çünkü amacınız darbelerle kucak kucağa güce erişmiş olan doları bol tarikatlarınızı yargılamak değil, amacınız zeki olmadıkları herhallerinden belli 3-5 general içeri atıp, darbe mekanizmalarını ele geçirmek.
bizler, sol sosyalistler, komunistler, anarşistler, 80 darbesine direnirken, sizler, "asker geldi ne güzel oldu" diye methiyeler düze düze bugüne geldiniz, o darbelerle aynı kucakta yoğruldunuz, amerikanya taşaklarında zehirli mantar üretme çiftliklerinde korporatif işbirlikçi emperyal uzantılı tarikatlarınızla var oldunuz.
şimdi, ezen/ezilen kavgasında en başından beri tam karşımızda duran sizler, yalanla dolanla bu tarafa geçmeye çalıştıkça sıçıyorsunuz ve ben de bunu anlatıyorum.
yazma şakirt, yazılmışı var ve biz o sayfaları çok okuduk diyorum. buyur sen de oku; darbe karşıtı özgürlükçü müslüman takıyyeci kardeşim;
--spoiler--
"...ümidimizin tükendiği yerde, hızır gibi imdadımıza yetişen mehmetçiğe, istihâlelerin son kertesine varabilmesi dileğimizi arz ediyoruz."
darbeciler eleştirenleri siz de kendi darbenizi yapmak için uğraşıyorunuz diyerek savunabilen dehaların desteklediği bir eylemdir. 12 eylülcüler yargılansın diyip anayasa eferandumunda göğsünü gere gere hayır verecekler de aynı durumdadır.
anayasayla korunmuş ve koruma maddesi değişrtirilmemesi için birbirine zıt düşünceli 3 siyasi parti ve tüm yasadışı örgütlerin direndiği 12 eylül darbesi ile yasaların rahatlıkla yargılamaya elverdiği darbe girişimlerini bir tutatark hangi mıztrağı hangi çuvala saklamaya kalkıyorsunuz merak etmiyor değilim.
"her türlü darbeye karşıyım. üniformalı olmak mahkemelerden üstün olmak değildir. herkes hukuk önde hesap vermelidir. kimseye makamından dolayı ayrıcalık yapılamaz." ifadesini amasız mamasız, yamultmadan kelimesi kelimesine aynen söyleyebilenlerden misiniz değil misiniz? işte bütün mesele bu. söyleyebilirseniz ondan sonra darbelerle nasıl mücadele edilmeliyi tartışalım.
darbeciyi yargılamak ile darbeleri yargılamak arasında çok farklar var şakirdim. senin amacın herkes biliyor ki, darbeciyi yargılamak o da içinde senin olmadığın bir darbeyi. yiyorsa yargılasana 80 darbesini, yapanları destek olanları karıştıranları, sana dokunan ucunu nasıl büyüdüğünü, büyütüldüğünüzü. ama yok olmaz değil mi.
darbe yargılamayalım darbecileri yargılayalım ortaya da süper özgürlük savaşçıları diye çıkalım, yalandan pasajlarla koyalım ajitasyonu.
çölün bedevisinin ikiyüzlülüğü ile pislenmiş ruhunuzu ortaya dökenleri de darbeci yanlısı olmak ile itham edelim. kafanın ederi net ve belli zaten, ya bizden ya düşman.
yok be yavrum, yok be tatlım öyle değil o iş. halka karşı işledikleri suçlar adına ordunun da o generallerinde amerikan kucaklarında taşaklarında serinleyen fetoların da hocalarında dolarla aynı renk takke sahipleri ile doların biraz koyusu haki üniforma ama ruhları hepsi usd yeşili olanların hepsi bir gün halkın mahkemesinde cezasını çeker.
sen de; o küçücük mini minnacık aklınla okuduğunu anlamaktan uzak halinle anca bu kadar kalırsın, birşey oluyo ya diye bakarsın.
yani bu derece cahil olmak hiç kimsenin hakettiği bir şey değil,
"suçlu bu 3üncü ordu generali, ya da başka generaller; kaçmalarından belli ama sizin de amacınız zaten onları yakalamak değil, çünkü amacınız gelecek darbelere engel olmak değil, darbe yapabilecek güçlerin başına geçmek"