sen adamı yargılıyorum diye yıllarca içeride tut, mahkemeye götürürken terörist gibi götür, şerefini, haysiyetini hiçe say... sonra da adam hastaneye gidince, mahkemeye gelmeyince asker korkak, vatan haini, yavşak, düşman, şerefsiz.
türkiyede bugün ne olduğunu hepimiz biliyoruz, bizler, 12eylül darbesinin asıl hedefinde yer alanların ardılları ve 12eylülde semirenlerin ardılları ve darbeciler var ortada. bu 3 gruptan 2si onyıllardır amerika tedbirinde sikişip duruyorlar, bu sikişin son halkası da 12eylül edebiyatı ve sol tzyiki ile kendini temize çıkarma kaygısı.
şakirtin aklının nasıl çalıştığını kimseye boşuna anlatacak değiliz, herkes biliyor. darbecinin yargılanması ile, darbe denilen insalık suçunu işleyenlerin yargılanması ile, şakirtin durduğu tepede duran diğerlerinin aslında varolduklarını sandıkları ama varolamayn sadece amerikanın diğer dizinde oturanlardan almaya çalıştıkları öç arasında hiç bir ilgi yok. şakirtlerin karmaışk dünyasında darbecileri halk için yargılamak yok.
bunların yaptığı sadece ve sadece; darbe için uygun güç ve yetkileri aynen bırakıp, onları şu an için elinde tutanları yerlerinden kovamk böylece o gücü ele geçirmek. kimse yemiyor bunları nurlara boyalı robotlar.
ortada darbe hukuku ile savaş yok, ortada darbeyi bizm de yapabileceğimiz ortamı oluşturalım kaygısı var, bunun için de, kara kuvvetlerinde uçak varmış yalanları da atılır gerekirse, yalanlar ve habis çöle bedevisi içgüdüleri ile de mesaj atıyorlar, ne bilecekmişiz, kara kuvvetlerinde havacılık okulu da varmış. evet vardır helikopterler için. uçak yoktur uçak pilotu da yetiştirmez. şakirt işte yarım anlatayım belki tuttururum ikiyüzlülüğü. gerekirse de 17 yaşında öldürülmüş çocuklar için ağlanır.
kimse yemiyor güzel kızlar, kimse yemiyor.
elinizde güç mü yok da, evi yeri yurdu belli olan generali alıp getiremiyorsunuz, adam sabah 8 akşam 5 mesaisine gidip geliyor devletin resmi aracı ile; yoksa ağlak zırlak ezik arap edebiyatınıza devam etmenize faydası olduğu için mi gidip getirmiyorsunuz?
türk ordusunu bize mi anlatacak sınız? bir elleri ile ağababalarızı beslerken bir elleri ile de ülkücüleri besleyen bir korporatif güçtür en nihayetinde, şimdi sizi üzen, oturduğunuz kucakta başınıza gelenlerle yüzleşememek. o general tabi ki kaçacak, suçlu çünkü, ama senin de amacın onu yakalamak değil ki, onun kaçmasını sağlayan yetkileri eline alıp onu da içeri atmak, sen de kaçabilmek istiyorsun sen de onun gibi olmak istiyorsun, yeme bizi yani sorular sorarak. general neden kaçıyormuş, benden daha iyi biliyorsun nasıl kaçtığını çünkü amacın birşey olursa onun gibi kaçabilmek sevgili şakirdim.
böyle olduğu için de havada uçak görünce korkunuz ondan, köpek sahibinden elbette korkacak.
ikinizi de istemeyen biziz. sıradanlığınız sizden olmayan herkesi darbeci sanmanızdan ileri geliyor.
deniz fenerini görmezden gelen zihniyetin düşmanlıklarını kusma yeridir. ulan samimi olun biraz! bu kadar asker düşmanı, atatürk düşmanı, cumhuriyet düşmanı olmayın. biraz sizin taraftaki boklara da bakın. o zaman oturur konuşuruz adam gibi.
darbeciyi yargılamak ile darbeleri yargılamak arasında çok farklar var şakirdim. senin amacın herkes biliyor ki, darbeciyi yargılamak o da içinde senin olmadığın bir darbeyi. yiyorsa yargılasana 80 darbesini, yapanları destek olanları karıştıranları, sana dokunan ucunu nasıl büyüdüğünü, büyütüldüğünüzü. ama yok olmaz değil mi.
darbe yargılamayalım darbecileri yargılayalım ortaya da süper özgürlük savaşçıları diye çıkalım, yalandan pasajlarla koyalım ajitasyonu.
çölün bedevisinin ikiyüzlülüğü ile pislenmiş ruhunuzu ortaya dökenleri de darbeci yanlısı olmak ile itham edelim. kafanın ederi net ve belli zaten, ya bizden ya düşman.
yok be yavrum, yok be tatlım öyle değil o iş. halka karşı işledikleri suçlar adına ordunun da o generallerinde amerikan kucaklarında taşaklarında serinleyen fetoların da hocalarında dolarla aynı renk takke sahipleri ile doların biraz koyusu haki üniforma ama ruhları hepsi usd yeşili olanların hepsi bir gün halkın mahkemesinde cezasını çeker.
sen de; o küçücük mini minnacık aklınla okuduğunu anlamaktan uzak halinle anca bu kadar kalırsın, birşey oluyo ya diye bakarsın.
yani bu derece cahil olmak hiç kimsenin hakettiği bir şey değil,
"suçlu bu 3üncü ordu generali, ya da başka generaller; kaçmalarından belli ama sizin de amacınız zaten onları yakalamak değil, çünkü amacınız gelecek darbelere engel olmak değil, darbe yapabilecek güçlerin başına geçmek"
mahkemeden kaçmayan yüzüm ak diyenlerin 3 senedir yargılanamadığını düşünürsek aslında kaçsalar yeridir deriz.
ama bu canlar mahkemeden kaçmakla cezaevine girmekten kaçmayı karıştırıyoırlar ne de olsa alıştılar her mahkemeye düşenin doğrudan cezaevine atılıp orada yargılanırken ceza çektirilmesine. bu adamlar mahkemeye avukat göndermesi veya mahkemeye çıkması yargılanmaları için yeterlidir canlar.
ha kaçmak eyleminin asıl faili amerika'dan ülksine dönemeyen bir ağlaktır da o konulara girince birden kıpkırmızı oluveriyorsunuz ben de hiç sevmem kıpkırmızı insanlarla tartışmayı. insanın aklı başında olmalı. gerçi normal hallerde bile geçerli olamayabiliryor sizin için bu durum ama idare ediyoruz işte. allah herkese eşit derecede akıl dağıtmıyor.
bu kişilerin yerlerinin bilinmemesi iddiası mı konumuz yoksa askeri bölgelerde saklanıp mahkemden kaçmaları mı? yerlerini mahkeme adına adi kolluk görevinden sorumlu olan polis de biliyordur merak etmeyin. dün orduevi önündeki emekli albayı nasıl yakaladılar sizce? ama mevzuat askeri bölgeye polisi sokmuyor, merkez komutanlıklarının da kaçakları teslime rütbesi yetmiyor. çünkü görünen o ki en baştaki asker sivil yetkililer (buna hükümet de dahil) bu adamları saklayamazsınız hemen verin demiyor. bu ülkede bazı koruma duvarları hukuk adına bile olsa hala aşılamıyor.
gülücüklük edit: kaçmaz denilenlerinin kaçaklığı seçmesi neticesinde birilerine bir şey batmış ki batmakla alakalı cılız bir ses geldi.
3üncü ordu komutanlığı bir kara kuvvetleri birliği olup, komutanlıkta hiç uçak yoktur, oralarda uçağı olan hava kuvvetleri varsa da, onlara uçak uçurun diyemez öyle bir yetkisi yoktur.
şakirtin aklı ile de o uçaklar uçmaz, uçtu uçtu ısrarı da en fazla pipi ucudur.
şöyle bir şey düşün bak okuyucu; kafasının üzerinden geçen uçağın sesini duyunca, tanrısından korktuğundan daha fazla bir korku ile titreye titreye altına sıçarak korkan bir şakirt.
hah işte o; o uçaklar gidince, donunu ve bokunu kaptığı gibi gelir sözlükte yazar.
türk ordusu darbecidir, iç tüzüğünde darbe hukuku için uygun kodlar bulunur, anayasada da darbeye yol verecek yetkileri vardır, bunların hepsinin temizlenmesi gerekir.
ama bunun kara birliklerinde uçak var sanan bir şakirtle hiç ilgisi yoktur.
bu ülkenin kurtuluşunun reçetesi bana sorulsa idi; görüşlerim daha farklı olurdu. zaten kendi dünya algımı yazmıyorum. sadece ve basitçe; ortada var olan muhteşem bir paradoxu anlatıyorum.
basit bir darbeci generale bile maaşının hesabını soramadığını iddia edenlerin, kaçan generalleri gelmedikleri için suçlamaları bildiğin ergonomiye bağlı ikiyüzlülük.
ülkede darbe yasalarla suç ise; o zaman kenan evrenin suçlanabileceği bir şey yok demek ciddi bir cortex düzlüğü gerektirir, eğer ülkede kenan evreni yargılanmasını gerektirecek suç tanımı yoksa o zaman silivridekilerin nasıl orada tutuluyor olduğu da sorulmalıdır.
basitçe, anayasayı değiştirmeye kalkmak suçtur, silivridekiler bunu yapmak istediler, kenan evren yaptı, büyükanıt akıllı olun yapıcam dedi. ama son ikisi takılıyorlar iken ilki üzerinden kendini acındırmak, mazlum göstermek şakirde ve akpye yakışıyor hem de öyle böyle değil yakışıyor.
burada bizi bir ele tamamlayan eksik iki şey de, akp ve şakirtleri. el bebek gül bebek, darbeye evet bizim darbecilerimize audiler feda, ama diğerleri tu kaka.
durmak yok yola devam. kara kuvvetlerinde cesna görüp f, a, b, c, tipi askeri uçak var sananlara selam.
bu başlık altında yazdığım herşeye rağmen darbecileri savunduğumu iddia edenlerle, 80 darbesi sırasında henz doğmamış bile olduğumu iddia edenlerin hepsinin gerizekalı olduğunu düşnüyorum.
üstüne üstlük hepsinin standart birer şakirt ya da şakirtliğe özenen ya da sempati besleyen takıyyeci-iki yüzlü ahlakla yetişmiş yancı olduklarını düşünüyorum.
akp ve tayyipin; yapılmaya niyetlenilmiş ama yapılmamış bir darbenin niyetlilerini, silivriye koyarken; e-muhtıra yayınlamış, "bir daha o top bahçeme düşerse topunuzu değil götünüzü keserim lan" diye darbe tehdidini açıkça yapmış olanlara 1 milyonluk audiler almalarını da aynı islamcı tipi ergonomi ve ikiyüzlülüğe veriyorum.
bakın açıkça bir şey diyorum, (bir de rushı bunlardan ayrı tutuyorum ama anrşizm şiddete tamamen karşıdır), darbecileri yargılayalım. gelecekte darbeye engel olacak her önelmi alalım, darbe sırasında yapılmış anayasa da zaten insanlık onuruna hakarettir, tamamı ya da bir kısmı hiç farketmez, değiştirelim. o sebeple 12 eylül 2010 da referandumda evet oyu kullanılsın (ben kullanmayacağım, sebeplerim beni bağlar). buraya kadar herhangi bir darbeciyi savunmuş olmak var mı?
üstüne de diyorum ki, bu böyle iken; neden bu şakirt bulamaçlı tipler, ortada var olan bir darbe var, darbecileri yaşıyor, ardılları semiriyor, kahraman gibi anlıyorlar; ortada bir adet muhtıra var, darbe tehdidi var açık ve seçik, darbeciler yaşıyor, milyon dolarlık arabalarla korunuyor, bir de darbe yapabilmeyi çok istemiş bir grup var hapiste.
yani resim şöyle :
1. 12 eylül darbecileri (darbe sayesinde kendileri ölmüş olsalar da darbe sırasında yaptıkları görevlerden doğan hakları paraları çocukları kullanıyor bunları al hiç olmadı, kenan evrenin cumhurbaşkanlığı maaşını kes) ama onlarla derdi yok akpnin.
2. e muhtıracılar, daha evvel hiç bir genelkurmay başkanının korunmadığı şekilde envanterde olmayan bir milyon dolarlık araçla korunuyorlar. ama adam açıkça darbe tehdidi yapmış, akıllı olun aklınızı almayayım demiş. silivridekilerin bir adım önüne geçmiş. ama bunlarla da derdi yok akpnin.
3. darbe yapmayı istemiş, planları cdlere nero ile yazıp saklamış, paylaşmış bir grup var, girip girip çıkıyorlar her seferinde içeri girmeleri akp birşeye sıçtığında oluyor, sonra çıkıyorlar, sonra bir başka akp sıçmasına kadar dolanıyorlar dışarıda.
şimdi akp, tüm o özgürlük yalanları ile, 3üncü grubun üzerine çökmüş, diğerlerine ise yağlarla ballarla besliyor.
ben de soruyorum amacımız darbe ve darbecileri yakalamk ise bu 1 ve 2 nolu gruptakilere niye dokunmuyorsunuz diye.
şakirt sevici de sen darbe destekliyorsun diyor.
6ncı yüzyıl çöl bedevisi ahlakının içine o bedevinin devesinin zekasını ekleyince biliyorum bu kadar oluyor, ama insan arıyor be biraz okuduğunu anlasın.
not : rushı ve söylediklerini tamamen apayrı tutuyorum. sadece ona yanıtım, bir anarşist olarak şiddete karşı olmam ve anarşizmin şiddet ile adı anılıyor olsa da, şiddete karşı olması. adı öyle konulduğu için ikisi bir ve aynı sanılsa da genel anarşist eğilim şiddete tümden karşıdır. onun dışında söylediklerine katılıyorum.